Sanırım yine kayboldum oysaki iki haftadır bu şehirdeydim ama yinede evimizin iki sokak ötesindeki markete gidemiyordum bütün binalar birbirinin aynısıydı zorda olsa yolu bulabilmiştim . Eve gelince aldıklarımı mutfağa bırakıp odama çıkarken odasından çıkan babamla göz göze geldik hala alınamamıştım onunla 17 yıl sonra aynı evde yaşamaya bütün bu düşüncelerimden sıyrılıp odama dogru ilerledim odamın kapısını açarken arkadan babam tuğçe kızım biliyorsun iki haftadır buradasın ve yarın yeni okuluna başlayacaksın okulun nerde oldugunu biliyorsun değil mi? Aslında okulun evimize üç dört sokak asagısında oldugunu biliyordum ama daha önce hiç görmemiştim babama dönüp hayır deyince babam o zaman önceden gidip bak bakalım yarın okulu bulmakla uğraşmassın en azından deyince bu çok iyi olur diyip odama girip kısa bir duş aldım sonra kısa kot şortum ile üzerine salaş bir tişört giyip evden çıktım ankara gerçektende tehlike kokan bir sehirdi sokakları gündüz sesiz olmasına karşın geceleri polis ambulans sesleri eksik olmuyordu ama yinede mecburdum bu şehre anneme daha fazla yük olamazdım aslında yük degil annemle babam ben doğar doğmaz boşanmış ben annemle beraber istanbulda kalıyordum ama annem iki ay önce murat abi ile evlendi aslında murat abiyi çok severim ama annemi sevdigi başka bir adamla görmek beni ne kadar mutlu etsede bazende gereksiz yere kıskançlıklar yapıyordum böyle olunca annemi de çok üzüyordum bu yüzden her ay istanbula gelen beni çok seven ve benimde onu çok sevdigim bir babamın olması işime yaramıştı babamın yanında bambaşka bir şehirde bambaşka bir hayata başlayacaktım annem bunu duyunca ne kadar itiraz etsede ben kararımdan emindim annem bunca yıl benim için yaşamış benim mutluluğum için herseyi göze almıştı simdide sıra bendeydi şimdide onun mutlulugu için herseyi göze almanın vakti gelmişti... Ben tuğçe demir 17 yaşında bunları göze almış biriydim istanbula anneme eski okuluma arkadaşlarıma aşık biriyim ama artık tüm bu güzel günler geride kaldı bunu burda iki hafta içinde anlamıştım...