Öylece donuk dururken kendime geldim ve kekeliyerek özür dilerken tam o anda çocuk soğuk bir ifadeyle elleri cebinde karizmatix bir şekilde sadece yanımdan geçti. Anlıyorum bayağı karizmatiksin bir şey demiyorum ama insan bir umursar dimi yane, burada adamca özür diliyecez. Hayır yane birde kitapları ittirerek geçti. Kendi kendime konuşurken Ezgi elleri belinde hafif bir tebessümle beni izliyormuş. Yanıma geldi:
"Hayırdır Azra burda bir arkadaşın varda ben mi görmüyorum?"
İlkilerek kendime geldim.
"Üfff dalga geçme yaaa." dedim ve çocuğa bakmak için arkamı döndüm ama gözükmüyordu. Ezgi gülerek:
" Ne oldu hayali arkadaşını arıyosun?"
"Ezgi çenen kopsun. Az bir susda kitapları toplayalım. Hadi yardım et bana, hastayım ben."
"Tamam Azra bu kadar yalvarmana gerek yok." dedi gülerek.Ezgi ile sınıfın kapısından içeri girerken o anda Doruk denilen çocuk karşımıza çıktı. Ezgi Doruk' la göz göze geldiği zaman aralarında anlayamadığım bir gerginlik oldu. Ezgi, Doruk' tan gözlerini hemen kaçırdı. Doruk gittikten sonra bizde yerimize geçip oturduk.
Kızlarla beraber sohbet ederken
Ezgi' nin bizi dinlemediğini fark ettim. Çok düşünceli gözüküyordu. Kızgın ya da üzüntülü bir yüz ifadesi vardı. Amaaan düşüneceğime niye sormuyorum ki. Aslında tahmin ediyorum ama neyse.
"Ezgi hayırdır çok dertli gördüm seni."
Ezgi daldığı yerden gözlerini çekerek:
"Yok bir şey. Öylesine düşünüyodum."
"Ezgi tamam uzatma Doruk ile ilgili mi?"
dediğim anda Ezgi gözlerini fal taşı gibi açarak bana baktı.
Şaşkınca "Sen nereden biliyosun." diger kızlara dönerek "Hanginiz söyledi cevap verin." diye çıkıştı."Ezgi sakin ol kimse bana bir şey demedi sen kendini attın ortaya. Doruk'la nasıl göz göze geldiğinizi gördüm sadece. Hem bana demicen ha. İnanamıyyyorumm sana."
"Yok öyle bir şey. Yanlış görmüşsün sen." diyerek sahte bir gülümseme attı.
"Ezgi, yemedim.Hadi uzatmada dökül bakalım geçmişi." dediğım anda Doğa ve Gaye' de bana destek çıktı. Bunun üzerine direnmedi ve anlatmaya başladı.
Tam 8 ay önceydi, onu gördüğüm güne lanet olsun. Ondan ölesiye nefret ediyorum ki...
FLASHBACK
Gaye "Ezgi bildiğin üzere bugün cuma. Ne yapıyoruz akşama?"
"Bilmem siz bilirsiniz. Ne yapalım?"
Doğa hemen ortaya atıldı:
"Sinemaya gideriz, yemek yeriz, alışveriş yaparız ne dersiniz?""Tamam olur." dedim ve o anda gözlerim Doruk'a kaydı sınıftan çıkmak üzereydi, kapıdan çıkarken bana baktı ve göz kırptı. Göz kırpmasıyla birlikte ağzımı açtım ve gözlerimi devirdim. O gittiği anda kızları korkutacak kadar sesli bir şekilde:
"Bu çocuk kendini ne sanıyor. Herhalde kafayı yemiş." Gaye' ye bakarak ciddi bir şekilde elimi çeneme koyarak " Beyin özürlü herhalde." dedim.
Doğa gözlerini açarak korkmuş bir halde ama hafiften gülmeyi tabiki eksik etmiyor."Ezgi kime bağırıyosun?
Niye bağırıyosun? Ani çıkışlarda bulunma yoksa kalpten giderim sonra helvamı kavurmak zorunda kalacaksın."Doğa' ya gözlerimi kısık bir halde dönerek:
"Doğa saçmalama istersen."Gaye "Ezgi, kız doğru söylüyo hayırdır bir anda çıkıştın."
"Niye olacak tabiki şu öküz başlı antilop beyinli yüzünden. Çocuk çıkraken yine bana göz kırptı. Bu çocuk ne istiyo benden, hayır yane tiplide bişe olsa." diyerek kızgın bir şekilde söylendim ama bunu söylerken arkadan kafama kocaman bir darbe yememle kafamı tutup bağırmam bir oldu. Kafama vuran Gaye idi.
" Gaye iyimisin niye kafama vuruyosun ya."
"Ezgi anlıyorum çıkışmanı da yalan söylemekten çarpılacaksın. Çocuğun tipe bak, körmüsün." diye beni azarladı.
"Banane ya tipliymiş tipsizmiş manyak. Garip bir çocuk, bu takıldı grubu bilmiyomusun hepsi serseri. Yakında piskopatlıkta çığır açarlar."Doğa "O kadarda değil, abartma."
"Bence o kadar. Neyse boşverin sinirlerim yeniden bozuldu ben bir koridora çıkıpta geleyim, biraz oksijen alayım." dememle kendimi koridora attım.
Yürüdüm yürüdüm yürüdüm ki yürümez olaydım. 'Senin neyine oksijen almak, boğulsaydın sınıfta' içimden kendimi söyleniyorum. Yine mi bu çocuk. Kafamı yukarı kaldırarak 'Allah'ım niye bu çocuğu her zaman karşıma çıkarıyorsun, bir hatamı yaptım ben.' diye tekrar içimden geçirdim ve derinden bir nefes aldım, kollarımı birleştirdim ve şimdi yapmam gereken sadece belli etmeden yana doğru yürümek. Şu ana kadar çok başarılıyım. Kafamı kaldırdım ve Doruk'a baktım bana bakarak pis pis sırıtıyordu. Ona kötü kötü bakmayı planlıyordum ki o talihsiz olay oldu. Ayakkabı bağcığıma takılıp yüz üstü yere düşecektim ama daha berbat bir olay oldu Doruk yere düşerken beni tuttu.
O anda sarsıntıyla Doruk' la göz göze geldik. Kendimi 10 saniye bile olsa iyi hissettim. Sanki gözlerinin içinde kayboldum. Bir anda Doruk kaşlarını kaldırıp o pis sırıtışını yüzüne yaydı. İşte o anda büyü bozuldu. Hemen omzuna vurup doğruldum. Doğrulduğum anda etrafıma baktım koridordaki herkes bize bakıyordu. Oradan hemen uzaklaşmak istiyordum. Doruk'a dönüp "Teşekkür ederim." diyip tam gidiyodum ki Doruk kolumdan tutup beni tekrar önüne çekti. Eliyle tuttuğu koluma bakıp "Ne yaptığını zannediyorsun?" diye çıkıştım, en azından çıkışmaya çalıştım. Sonra Doruk önümde diz çöküp ayakkabı bağcığımı bağlamaya başladı. Ben şaşkın şaşkın kafamı eğmiş Doruk'a bakıyordum. Tabiki etraftakilerde, ben şaşırdım onlar nasıl şaşırmasın. Doruk kafasını kaldırıp bana baktı ve "Bunu bağlamalısın her zaman yanında ben olmayabilirim." dedikten sonra kalktı yanımdan geçip giderken arkasını döndü ve "Ama istersen o ayakkabı bağcığını her zaman bağlayabilirim." dedikten sonra uzaklaştı. Ben ise şok olmuş bir şekilde olduğum yerde kaldım. Koridora doğru bakakaldım. 1-2 dakika sonra kendime geldim. Nedense afallamış bir şekilde gülmeye başladım. Niye gülüyorum bilmiyorum. Hemen ellerimi yanaklarıma bastırıp sınıfa doğru koşmaya başladım. Gaye ile Doğa'ya olup bitenin hepsini anlattım. Kızlar şok içinde beni dinlediler. O gün daha Doruk'a bakamadım. 2 gün sonra Gaye ile kantine iniyorduk tam kapıdan içeri giriyorduk bir anda biri koluma girdi. Koluma girene baktığımda Doruk bana bakıyordu.
Doruk " Bence bir çikolatayı hakettim." dedi bana, bende kantinin camına yaklaşıp çikolata istedim. Bu arada Gaye'ye baktığımda sesli gülmemek için kendini zor tutuyordu. Allah'tan Doğa yanımızda yoktu, yoksa yerin dibine girerdim.Neyse çikolatayı alıp Doruk'un yanına giderken düşündümde çocuğun hakkını yedim nedense çok iyi gözüküyordu. Yanındaki arkadaşıyla konuşurken gülüyordu ve gülüşü çok güzeldi. Ben dalmış halde dururken Doruk bana 1-2 kere seslendi:
"Ezgi yanıma gelip çikolatayı vermeyi düşünmüyormusun." tabiki ben bunu algılayamamışım Doruk yanıma gelip yüzünü yüzümün tam önüne getirip "Ezgi" diye seslenişiyle gerizekalı olan ben heleşükür kendime geldim ve kafamı iki yana doğru salladım. Doruk'un yüzünü tam karşımda görünce geri çekildim. Doruk'ta bu arada gülmeye başladı. Gülüşü çok güzeldi ama bir daha dalmayacağım. Onu susturmak için çikolatayı uzattım. O anda çikolatayı alıp yine bana göz kırptı ve gitti ben ise orda dondurma gibi sıcaklıktan eridim resmen. Gaye'nin beni dürtmesiyle "Hayırdır Ezgi dünle bugün ne fark ettide bu hale geldin."
"Gaye susda gidelim hadi." dedikten sonra oradan ayrıldık. Sonra günler birbirini kovaladı biz sevgili olmuştuk. Gerçekten çok mutluydum. Hemde çok. Doruk'la çok güzel zaman geçiriyorduk. Sanki benim için sadece o vardı. Ondan başka düşündüğüm şey yoktu. Onsuz nefes alamayacağımı düşünüyordum. Ama artık alabiliyorum, en azından deniyorum.FLASHBACK SON
Ezgi bunları anlattıktan sonra en sonunda gözünden yaş gelince çok üzüldüm. "Ezgi peki çok mutluydunuz o zaman niye ayrıldınız."
Ezgi "Azra onu bende bilmiyorum.
Kuzenim Damla'yı biliyosun dimi. İşte o gittikten 2 gün sonra Doruk'u Hazal ile bayağı samimi gördüm. 'Ne yapmaya çalışıyosun?' falan dedim ama beni tersledi ve bir anda benden ayrıldı. Bir kaç kere yanına gittim, sorguladım ama işe yaramadı."Ezgi anlattıkça daha da çok ağlamaya başladı ben de hemen ona sarıldım. Sırtını sıvazlıyarak onu tesselli etmeye çalıştım.
"Ezgi tamam geçti bak ben yanındayım ağlama lütfen daha üzülmeyeceksin söz veriyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Sokağa Kimse Girmedi
Teen FictionTek Bir Sokak, Sonsuz Bir Aşk, Karanlık Bir Başlangıç Belkide Aydınlık Bir Son...