*SUYA HASRET BEDEVİ* (Z.E2)

136 14 11
                                    

Genç kız yüzünde ve saçlarında gezinen parmakları hissedince aslında hiç istemese de gözünü açmak zorunda kalmıştı , gözlerini açar açmaz ağabeyinin gülümseyen yüzünü gördü. Genç adam bunu sıklıkla yapardı ona göre küçük kız kardeşi uyurken çok tatlı oluyordu . 

"Ağabey!" diye söylendi genç kız sanki böyle uyandırılmak hoşuna gitmiyormuş gibi ama yüzündeki gülümseme bu tezi çürütüyordu . 

"Seni uykucu hemen uyan üzerine bir şeyler giy , şöyle ağabey kardeş güzel bir kahvaltı yapalım , ne zamandır dışarı çıkmıyoruz zaten"    Genç adam kardeşinin cevap vermesini beklemeden gerisin geri odadan çıktı biraz daha durursa kardeşinin itiraz edeceğini biliyordu .

Genç kız ağabeyi odadan çıkar çıkmaz ayağa kalkıp banyoya doğru ilerledi . Soğuk suyu açıp yüzünü iyice duruladıktan sonra odasına geri döndü abartıyı sevmediği için pantolon ve gömlek giyip odadan dışarı çıktı. Yavaş yavaş merdivenlerden indikten sonra ağabeyi ve babası görüş alanına girdi . Her zamanki gibi iş konuşuyorlardı. Bu iki adam da işlerine son derece önem veren mükemmeliyetçi kişiliklere sahipti . Hele de babaları kendi babasından kalan şirkete sahip çıkabilmek için işe dört elle sarılmıştı. 

Genç kız açıktan ben geldim diyemeyeceği için hafifçe öksürdü bakışlar üzerine dönünce iki adama da baktı babası kendini mahcup hissettiği için henüz genç kızla konuşamıyordu. Sonuçta hangi baba kızını sevmediği tanımadığı bir adamla evlendirmek isterdi ki ! Ama Dilşah'ının sözünü çiğneyemezdi , karısı bu amansız hastalığın pençesine düştüğünden beridir bu söyle sürüp gitmişti. Genç kız bunu hissettiği için yavaş adımlarla iki adama yaklaştı ilk olarak ağabeyinin yanağına ufak bir öpücük bıraktı ardından usulca arkasını dönüp babasının boynuna sımsıkı sarıldı çok geçmeden belinde babasının büyük kollarını hissetti zaten. Genç kız babasına kızamazdı ki kıyamazdı bir defa yavaşça kendini geri çekince babasının yüzündeki memnun ifadeyi görünce kendisi de gülümsemeye çalıştı ne kadar oldu orası muamma 

Genç adam hadi gidelim dercesine koluna girdi genç kız babasına son defa bakıp abisinin yönlendirmesiyle dış kapıya ulaştılar yavaş yavaş abisinin siyah arabasına yürüyordu ki kolunun çekilmesiyle ters istikamete dönmüş oldu karşısında yeni yıkandığı her halinden belli kırmızı minik arabasını görünce abisinin boynuna sımsıkı sarıldı arabası tamirde olduğu için uzun zamandır abisinin arabasını kullanıyordu şimdi arabasını görmek içine huzur verdi genç kızın .

Abisiyle birlikte arabaya yürüdüklerinde şirin arabasının etrafında bir tur döndü eskisinden daha iyi olduğunu fark edince bir kere daha memnuniyetle gülümsedi. Sürücü koltuğuna geçtiğinde abisi de bekletmeden yolcu tarafına bindi. Kardeşinin yüzündeki her gülümseme onun kalbinde yeni yeni tohumlar yeşertiyordu . Genç kız arabayı yavaşça hareket ettirmeye başladı en sevdikleri yere doğru.. 

Araba yaklaşık 15 dakika sonra yine o yeşillik alanda durdu . İkisi de aynı anda inip tekli banka doğru ilerlemeye başladı o bankın yanında küçük bir uçurum ve altında şarıl şarıl akan doğal bir şelale vardı. Yaklaşık 10 yıldır ne zaman piknik yapmak isteseler burada soluğu alırlardı. Çünkü Allah'ın yarattığı her şey gibi burası da mükemmel bir kusursuzluğa sahipti. İnsanın içine ferahlık veriyordu bir defa. Her zamanki gibi abisi önceden her şeyi hazırlatmıştı bütün kahvaltılık malzemeler özenle masaya yerleştirilmiş tadılmayı bekliyorlardı adeta . 

Karşılıklı oturup etrafı incelemeye başladılar . Her şey yerli yerinde eskisi gibiydi . Kahvaltılarını sükunet içerisinde yavaş yavaş yiyorlardı . Sanki her şey düzgünmüş gibi , hayatları mükemmelmiş gibi en azında kahvaltı bitene kadar.

ZORAKİ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin