Usandım taş basması günler yaşamaktan
yalnızlığımı büyütüyorum korkunç
yani bağırmak sana sulardan.
Her gün yeniden ölmek
elinden karanlık adamların
yalanla, ekmekle, silahla.
Üstümüze bakarken çağlar
her çocuk başı okşadığımız
suçlu bizmişiz gibi
büyüyor avcumuzda.
Gözlerinde bile
deniz dibi gözlerinde ölüler
askerler ve gemiciler halinde.
İhtiyar yüreği toprağın
buğdayı, elma'sı
korkuda.
Suskunluğum, utancım büyük
sıkıntım kara.
Gel dağıt mavini
kör kuyular uykuma.