Ahmet Akova

8 3 0
                                    


yol ıslanmasın diye

şemsiye açanlara...

baba bana bağırma

bülbülleri kaçırdın ormanlarımdan

kulaklarımın kapılarını havalara uçurdun

kapılar baba kapılar pencereleri alıp gittiler

tenorlar kaçtı ses tellerinden

çevreye saçıldı yavru diktatörler

seni ne sopranolar istedi de vermedik baba

baba bana bağırma

bayrak direklerine konan kartalları anlat

uzun uzadıya

nasıl da göremediler avcıları

o keskin gözleriyle vah hah ha

şans yıldızlara özgü bir yalan baba

yıldızlara tükürüp tükürüp onları gezegen yaptınız

savaşan halklar taktınız dünyanın boynuna

yalanları yazdım defterime hiç unutmadım

radyasyonu radyo istasyonu sanan Bakanları

çiğleri, Meclis tavanını çiğ köftelerle çiğneyen

doğum sonrası acılarını cüce ülkeler doğuran kadınların

hiç unutmadım

sakallarını yüzlerinde

yüzlerini sakallarında unutan adamları

ve ısırgan tarlalarındaki parçalarını

Uğur Mumcu'yu biz yapan bombanın

hiç unutmadım

uzak yakın tüm tuzakları baba

yolun ezdiği oyuncak bir kamyonsun sen

bir gam ağacısın

kar yüküne dayanamayıp kırılan

ilkbaharı gerzeklere ödünç verdin

geri getirmediler

güneşin başına gelenleri

biz ilkbaharsız nasıl anlarız baba

baba bana bağırma

bir kulağımdan giriyor sözlerin

öbür kulağımı tıkıyor

Buenos Aires'te olsaydım diyorum içimden

Eva'nın peronunda

karanlıktan kuşlar çalan bir tren

bir bıçak kaçağı

tangonun bacaklarını havaya kaldırdığı kentte

ama iyi ki buradayım, burada hiçbir şeyi unutmadan

burada

bilginin bilgisizlikten daha çok acı verdiği yerde

burada, tam karşında

hapisanelerde hintyağı gibi bir şeydi zaman

hastanelerde pıhtılaşmış kan gemisi gibi

yol alırdı saatler

karılarının namuslarını dillerinde saklayan

adamlar vardı bir taraflarda

televizyon kanallarında yitirilen çocuklar

gökyüzüne düşmemek için denize yapışan balıklar

ve depolara indirilen Lenin heykelleri vardı

Sovyet Rusya'da

kafandaki duvarları

niye cebine koymuyorsun sen baba

baba bana bağırma

farkında değilsin

arkasını ezilenlerin yaladığı

bir posta puludur dünya

bir karadelik yutana kadar uzayda bizi

asansör boşluğuna itilen bir kedisin sen

söylemenin tam sırası

ülkeyi bu duruma senin oy verdiğin

partiler getirdi baba

ama ben buradayım, burada hiçbir şeyi unutmadan

bir yaşamlık kaygı duruşundayım

yakın tarihimiz için

baba bana bağırma

bacağından vurulursa bir şiir

nereye kadar gidebilir

bana bağırma baba

kendine bağır

yoksa her şey bitebilir


~Üstadlardan SözlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin