Cumartesi
Güneş pencereden içeri süzülürken kuşlar sabah şarkılarını söylüyorlardı. Tembel bir şekilde yatağından kalkan Chelsea esneyerek pencereden dışarı baktı ve kenarını kuşatan çit boyunca her çeşitten uzun ve kısa ömürlü bitkileriyle kendisini selamlayan geniş arka bahçeyi gördü.
Bahçenin çevresinde Sarah ve Charlotte ile vakit geçirmek, bugün ihtiyaç duyduğu terapi seansı olabilirdi. içini kaplayan ani bir heves ve heyecanla duşunu yapmaya gitti.
Merdivenlerden inerken hissettiği böreklerin ve kreplerin kokusu onu kendinden geçirdi kokuyu takip ederken annesinin tezgâhta çalan radyoyla birlikte şarkılar söylediğini fark etti ve gülümsedi.
Önce Hayden'i gördü ve taburenin üzerinde kambur oturduğu kahvaltı masasında tepeleme koyduğu krepleri tıkınıyordu. Charlotte pijamalarıyla kahvesini uyanmaya çalışıyordu.
Babası ve büyükbabası, oturdukları masada gazetedeki konuları tartışıyor ve bir türlü aynı fikirde olamıyorlardı. Sarah, krepleri fırında çevirirken mırıldanmasına ve şarkı söylemesine eşlik edecek şekilde müziğin ritmine göre kalçalarını sallıyordu. Chelsea bu davetkâr sahne karşısında gülümsedi.
Chelsea, bütün ailesinin yemek masasında olduğu bu mutfağa girdiğinde, "bu ne güzel bir manzara böyle!" dedi.
Ailesi, çoğu zaman onun gülümseme sebebi olabiliyordu.
Chelsea, Charlotte'nin yanındaki tabureye oturdu. Karnının guruldadığını fark ettiğinde, erkek kardeşi kadar acıkmış olduğunu fark etti ve bekleyen kahvaltısını bir çırpıda bitirdi.
"Teşekkürler anne, çok iyiydi."
"Bir şey değil canım. Neden ben burayı temizlerken sen de bahçeye çıkmıyorsun?"
Chelsea tam olarak uyanamamış kardeşine dönerek, "Charlotte, bugünkü planın ne?" diye sordu."Düşünmem için bana yarım saat daha ver. Sonra sana yardımcı olabilirim." diye cevap verdi kardeşi.
"Tamam, ertelediğimiz şeyleri yapabiliriz. Ya sen Hayden?""Ne? Daha fazla krep mi?" diye sordu tabağından başını kaldırarak. "Şey... Çalışmam lazım! Aksi halde bu gece Josh ile sinemaya gidemem." diye Sarah'a bakarak isteksizce mırıldandı.
" Hayden bana bu şekilde bakma! Kuralların hepsi kızlar için de aynıdır."
"Bahse girerim öyledir." diye söylendi Charlotte.
"Neyse, ben bahçeye gideyim. Son zamanlarda ikiniz de bahçenin bakımını ihmal etmiş görünüyorsunuz."
Chelsea bahçeye gidip inatçı otları koparırken, aklına yine Wes geldi. Onun üzerine ne kadar düştüğünü ve onu ne kadar çok sevdiğini hatırladı. İçecekleri almış, terli alnını kurulamış, yemeğini sevgiyle hazırlamıştı. O zamanlar birlikteyken çok mutlu olduklarını düşünmüştü.
Akşamüstü saatlerini sohbet ederek geçirmişlerdi. Neredeyse üç yıl sonra ailesi hakkında sorular sormuştu. Hiçbir yakını hakkında konuşmamıştı. ve artık nişanlı oldukları için onun hakkında daha çok şey bilmesi gerektiğini düşünüyordu. Ailesel konulardan ne zaman söz açılsa, alınganlaştığı ve huysuzlaştığı için bir daha ona, bununla ilgili hiçbir şey soramıyordu.
Wes, her zaman summervillelerin zenginliği karşısında hayran kalmıştı ve Chelsea de, Wes'in kendi ailesi hakkında konuşmama sebebi olarak bunu görüyordu. Chelsea'nin ayrıcalıklı bir hayatı vardı; fakat bunu asla önemsememişti. Hayden, Charlotte ve Chelsea hiçbir zaman yokluk çekmemişlerdi. Bunun için tüm ailesi hâlâ çok çalışıyordu. Büyük babası, büyük annesi ve ebeveynleri en iyi yetiştirme tarzıyla onları büyütmeye çalışmışlardı Chelsea bunun ne kadar zor ve yıldırıcı olduğunun farkındaydı.Yıllar boyu pek çok insan,onun doğuştan gelen bu şansına karşı aşırı kıskançlık hissediyordu. Okuldayken, ona karşı yapılan sataşmalar çok sıradanlaşmıştı. Chelsea, küçümsemelerden ve sataşmalardan incinirdi; ama bu, tekk başına mücadele etmesine ve ailesine sırtını dayamamasına sebep olmuştu. Ailesi, Chelsea ve Elle'nin yaşadığı evi satın aldıkları için ihtiyaçları olmamalarına rağmen ücretin yarısını ödemeyi ısrar etmişti. Ancak Chelsea, kendi ayakları üzerinde durmasının, ailesi için onur verici bir şey olduğunu biliyordu.
Charlotte ve Sarah yanına geldiklerinde, Chelsea acı dolu hatıralarından sıyrılıp, işinin başına döndü, Üç kadın birleşip arda kalan işleri beraber yapmaya başladılar. Havanın sıcaklığı rahatlatıcıydı ve Chelsea, hem eğlenmiş hem ısınmıştı. Charlotte ise otları koparmaktan ziyade çene çalmıştı.
Bahçede geçirdikleri günün yorgunluğu ve güzel bir akşam yemeğinin ardından kızlar bir şişe şarap açıp, en sevdikleri filmi izlemek için geniş bir oturma odasına geçtiler
Hayden söz verdiği gibi çalışmalarını bitirdi ve sinemaya gitti. Harold ve Bradly akşam için çalışma odasına geçtiler. Her şey, her zaman olduğu gibiydi. Chelsea sonunda yaralarının iyileşmeye başladığını düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
izlenemez
Paranormal--------------------------------------------------------------------Özet--------------------------------------------------------------- Güzel bir kadın göğsünün üzerine kazınmış bir not ile ölü bulunur. Kısa bir süre sonra bir tane yine aynı şekilde...