6.Bölüm -2-

1.5K 141 5
                                    

6.Bölüm Part 2

İkisi de dönme dolaptan indikten sonra nereye gitmeleri gerektiğini biliyorlardı.Jongin önden eli ceplerinde Kyungsoo’da arkasında yürüyorlardı.
Jongin onu öptükten sonra hiç konuşmamışlardı.
Kyungsoo önündeki çocuğa bakarken ağzından kelimeler çıkamıyordu.Tam olarak ne demesi gerektiğini bilmiyordu.
Akşam karanlığıyla soğumuş havayı içine derin derin çekti.
Kalbi hala durduralamaz bir hızla atmaya devam ediyordu, sanki etraftaki şehir sesleri biraz daha etkilerini kaybetseler herkes onu dinleyebilecekmiş gibi geliyordu.
Böyle olmasından hep korkmuştu.
Ondan istemsizce korkuyordu onu duygularından, kendi duygularından..

Arabanın önüne gelmişlerdi.Jongin kapıyı açıp şoför koltuğuna bindiğinde, kapıda bekleyen Kyungsoo’ya hiç bakmadı.Ama hareket etmek için onu beklediği belliydi.
Kyungsoo,kapıyı açtı ve ön koltuğa yerleşti.

Yol boyunca aralarındaki sessizlik, ağırlaşarak kendini korudu.

Kyungsoo,camdan karalık arasında çizgi şeklinde kayan şehir ışıklarını izliyordu.
Yanında soğuk akşam gününde sıcaklığını sanki ben burdayım demek için olabildiğince fazla yaymaya devam eden çocuğa bakamıyordu.
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Bugüne kadar hep Kris olmuştu.Hep onu düşünmüştü onun için yazmıştı.
Ta ki Jongin gelene kadar.
O ilk geldiğinde, onun çocuksu tavırlarından , ona her zaman yaşanmışlıkla bakan erkeksi gözlerinden etkilenmişti.
Hala korkuyordu.Onun kendini sevmesini istememişti.
Onun daha çok zamanı olan birine ihtiyacı vardı.Onu daha çok koruyacak birine, yanından ayrılmayacak birine.Bu kesinlikle kendisi olamazdı.
Ama o dolapta onu öptüğünde şimdiye kadar Kris’e yönlendirerek kurtulmaya çalıştığı düşüncelerinin hepsini nereye gittiği belli olmayan bir nehire bırakmış gibiydi.
Herşey bitmişti sanki sonuca ulaşmış gibiydi.
O an,onun içindekileri hissetmişti öpüldüğünde.
Ona tüm alçak gönüllüğüyle; Nezaketi, kırgınlığı,yanlızlığı ve hastalıklı bir kalbe verilebilecek en güzel şey , saf bir sevgiyi sunmuştu..

Arabanın durduğunu fark edince, kafasını yana çevirdi ve gerginlikten dudakları düz bir çizgi haline gelmiş, Jongin’i gördü. Gözleri kilitlenmiş, evin giriş kapısındaki eskimiş mermer merdivenlerin üzerinde oturmuş, siyah kabanlı sarışın çocuğa bakıyordu.
O hala burda mı? Kyungsoo’nun beklediği bu değildi hem de işler bu kadar karışıkken.
Onun çoktan vazgeçip gideceğini sanmıştı.
Jongin’in bakışları içinde arabadan çıktı ve oraya doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı.
‘’Hala buradasın.’’ Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki ,Kris’in duyduğundan bile emin olamadı.
Kris duyduğu fısıltıyla kafasını kaldırdı.
‘’Evet sana bekleyeceğimi yazmıştım.En azından sen çıkana kadar.’’
Ayağa kalktı.Şimdi Kyungsoo ile olan boy farkları yüzünden aralarında sanki büyük bir boşluk vardı.
‘’Ahh üzgünüm.’’
‘’Önemli değil sonuçta geldin.’’

Kyungsoo kafasını salladıktan sonra,kafasını eğerek kaldırımın gri taşlarını izlemeye başladı.
Kris, bu hareketin üzerine konuşmaya başladı.
‘’Konuya nasıl gireceğimi bilmiyorum.Ben..
Ben gerçekten özür dilerim.
O mektupları senin yazdığını biliyordum ve..’’
Kyungsoo’nun yanakları, alevlenmişti.
Bunu biliyor muydu? Tüm zaman boyunca… 
İçinde bir şeyler dönüyordu. 
‘’Bencillik ettim.Onların hepsini okudum ve devamını gelmesini istedim, her sabah Tanrı’nın bana verdiği her sabah bekledim…
Ama korkaklık ettim.Başkalarının diyeceklerinden korktum.
Etrafımdakilerinin yazdıklarına karşı tepkilerinden korktum.
Şimdi senden özür diliyorum.
Bugüne kadar cevap veremediğim her yazın için.
Zamanla kırılan kalbin için.
Lütfen ben affet ve beni kabul et.’’

Kyungsoo,kulaklarından ve beynine ulaşan kelimelere inanamıyordu.
Kafasını kaldırdığında etrafında uçuşan, ışıkların varlığını fark etti.
Sokak lambasının belli bir hızla sönüp yanması bile, o an sefonikleşmişti.
Bu zaman kadar, ulaşmasını beklediği duyguları ulaşmıştı.
Yazdığı her kelimenin yansıması yolunu bulmuştu.
Mutlu olması gerekiyordu.Ama değildi.
Ona daha net baktmak için kafasını kaldırdığında,Kris onu kollarıyla sıkı sıkı sardı.
Kafasını omzuna gömdüğünde fısıldadı.
‘’ Seni seviyorum, Do Kyungsoo.’’

Bu cümleden sonra Kyungsoo’nun duyduğu tek şey, arabanın motorunun çalışma sesi ve hızla kayan lastiklerin bıraktığı yankıydı.
Kendini, Kris’ten ayırdığında arkasına baktı.
Orda kimse yoktu…

Another (Kaisoo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin