5

9 1 0
                                    

Saat gece bir gibiydi ve otoban olması gerektiği gibi sakindi.Tabiki de bu benim işime gelmişti.Hız sınırı umrumda bile değildi,ehliyetimi bağlı olduğumuz çete sayesinde zaten alamazlardı.Kimsenin canını tehlikeye atacak değildim,ben bir profesyoneldim.Yani kendi çapımda..

Baran
Başımdan savayım,iki dakika oyalayım bahanesiyle fark ettirmeden görev vereyim dedim,şimdi yaşadığım şeye bak.Resmen kendi ellerimle verdim.Bunu da kaçırmıştım elimden.Tabiki de pes etmemiştim fakat elimden ne gelecekti bu saatten sonra?Sıkıntı tüm bedenimi sarmıştı.Virajlarda daha profesyoneldim,bir kaç saniyede olsa avantaj kazanmaya çalışıyordum ama işte sadece bu kadar.Uzun süredir tuttuğum nefesimi yavaş ve sesli bir şekilde dışarıya bıraktım.Ardından yavaşlayıp arabanın camını açtım.Ciğerlerimi dolduran dumanla gevşedim,zehir beni rahatlatmıştı.

Evra
Zorlanıyordum,sürekli arkamdaydı sıkılmaya başlamıştım.Fakat sonra yavaşladı.Dikiz aynasından görebildiğim kadarıyla sigara içiyordu ve yaklaşık 1 dakika sonra sol sinyalini yaktı ve bir yere saptı.Ben ise yoluma devam ettim.Pes etmişti.

--
Toprak yolda camıma çarpan taşlar yüzünden yavaşlamak zorunda kalmıştım.Hava aydınlanmaya başlamıştı,yorgun ve uykusuzdum.Gözlerim kapanması an meselesi olabilirdi fakat hedefe yakınlığım beni az da olsa ayakta tutuyordu.Yolu iyice aydınlatmak için sis lambalarımı da açmıştım ki yolun ortasında duran 2 siyah arabayla kurulan barajı görünce durmak için yavaşladım,hedef önümdeydi.İyice gevşedim ve zaferin beni kucaklamasına izin verdim.Barajın önünde durduktan sonra yan koltuğumda ki ayıcığı kucakladığım gibi motoru durdurmadan arabadan indim.
O sırada arabaların diğer tarafında bulunan yolun devamından toz bulutları görülmeye başladı.Baran'da gelmişti.Şaşırmadım desem yalan olurdu,gelmeyecek sanmıştım.Arabadan inen iki ızbandut gibi adamdan biri hızla yanıma yaklaştı ve ayıcığı istercesine elini uzattı.Neden bilmiyorum,vermeden önce biraz tereddüt ettim.Sanki benden alıp ona teslim edeceklermiş gibi.Öyle bir şey olmadı.Elindeki çakıyla ayıcığı tam ortasından yarıp iki eş kağıt parçası çıkardı.İkisini de bana uzattıktan sonra "1 saat önce orada olun."dedikten sonra arabaya binip gittiler.Yolun ortasında yapayalnız kaldık.Karşımda arabasına yaslanmış gözlerimin içine bakarak sigarasını yudumluyordu.Ve kesinlikle bakışı sevgi barındırmıyordu.

Baran
Gittim.Başka ne yapabilirdim?Gitmeseydim,götürürlerdi.Kaçamaz,saklanamaz,sığınamazdım.Çünkü kaçacak yuvam,saklanacak yerim ve sığınacak kimsem yoktu.Kızın bana verdiği uçak biletini inceliyordum yalnızlığımdan kaçarcasına uzaklaştığından beri.Bugün saat öğlen 12'de uçağımız vardı.

Son Kez Evra
Son gaz evin yolunu tuttum.Uykum vardı,hiçbir şey aklımı kurcalasın istemiyordum.Hızla arabadan inip apartmanın kapısını açtım.Onunla karşılaşmak istemiyordum.Ne kadar arkamda kalırsa kalsın hep yakalıyordu.Odama girer girmez ayakkabılarım dışında üzerimdeki hiçbir şeyden kurtulmadan yatağa atladım.Uyumalıydım,hemen,şimdi.

--
Sabah 9'a kurduğum alarm ötmeden kapattım,çünkü uyuyamamış,aklımı kurcalamalarına izin vermek istemediğim şeyler çok profesyonelce beni yaklaşık 4 saat ele geçirmiş,uyumama izin vermemişlerdi.Kısa bir duşun ardından makyajımı iyice çıkarıp bakımımı 3 dakikada tamamladım.Giyindikten hemen sonra bir sırt çantası hazırladım.Gece yatmalık ve sabah kalkmalık kıyafetler.Birkaç krem ve her zaman hazır olan makyaj çantamı da yanıma aldıktan sonra aşağıya indim.Saat 10:16 olmuştu.Havaalanı buraya yarım saatti,bana göre 10 dakika.Kalkana kadar sadece neden pes ettiğini düşünmüştüm.Yani bana çok basit ve garip gelmişti.Saatlerce idrak edemedim.Çok saçmaydı,ve saçmaydı.Sonuç olarak anlamsız ve saçmaydı.Havaalanı kapısından adımımı atar atmaz refleks olarak tanıdık bir yüz aradım.Belki adamlarından birini,belki dünkü adamları veya Baran'ı.Kimse yoktu,güvenlik kontrolünden sonra iç hatlar terminaline yürümeye başladım fakat ilk önce tuvalet ihtiyacımı gidermeliydim.Gördüğüm tabelayla sağa döndüm fakat içimde garip bir his vardı.Biraz durdum,anlamaya çalıştım fakat beceremedim.Çok fazla dert etmemeye çalışarak tuvalete doğru yürüdüm.Belki de his boşaltım ihtiyacımın bir yan etkisidir diyerek çantamı lavabonun üzerine koyup direk kabine girdim.İşim bittikten sonra elimi yıkadım ve çantamı omzuma astım.Tam çıkacakken yüzümün hoş bir görüntüye sahip olmadığını fark ettim ve çantamdan yüz yıkma jelimle birkaç bakım kremimi çıkarttım.Yüzümle işim bittikten sonra iyice kuruladım ve kapıya yöneldim.Kulbu aşağıya çektim fakat kilitte bir oynama olmayınca tekrar denedim,ve tekrar,ve tekrar.Ta ki kilitli olduğunu anlayıncaya kadar.Giderek hız artışı gösteren kalp atışlarım tansiyonumun yükseldiğinin habercisiydi.Sakin olup mantıklı düşünmeliydim.Kapıyı yumruklamaya ve yardım istemeye başladım,şu durum için en mantıklı hareket kesinlikle buydu.Yaklaşık 5 dakika kapıya tekme bile attım,ama nafile.Koskoca havalimanında bir Allah'ın kulu bile şurdan ses geliyor bir bakayım dememişti resmen.Çantama elimi atıp ön cebimden telefonumu çıkarttım fakat kimi arayacaktım?Telefonu cebime koyup bu sefer kilitle uğraşmaya başladım.Kapı sıkışmamıştı,kesinlikle dışarıdan kilitlenlenmişti..Baran?Olabilir miydi?Havaalanına girdiğimden beri Baran'ı hiç görmemiştim fakat cidden o olabilir miydi?Bilmiyordum ve zaten şu an düşünmem gereken şey o değildi.Saatime baktım,uçağın kalkmasına 1 saat kalmıştı fakat daha 2. güvenlik kontrollerinden bile geçmemiştim.Ne yapacaktım?Sadece bekledim.Yaklaşık 45 dakika bekledim.Arada boğazımı yırtana kadar bağırdım da.Kapıyı tekmeledim,kilidi kırmaya çalıştım.Ve tam 45 dakika sonra kapı açıldı.Bir hizmetli tarafından.Ne diyeceğimi bilemiyordum,hem kızmak hem de şükretmek istiyordum fakat 15 dakikam kalmıştı,koşmaya başladım.2.güvenlik kontrollerine geldiğim an yere oturup ağlamak istedim.Nasıl bu kadar çok insan olabilirdi?O sırada kulaklarıma dolan uçağın çağrısıyla yapacak son bir şeyin olduğunu anladım.
"Uçağımı kaçırmak üzereyim.Lütfen birisi bana sırasını verebilir mi?"
2 kere tekrarladım.Çok çaresiz ve umutsuzdum fakat bana acıdıklarından olacak ki ön sıralardan genç bir çift sıralarını verdiler.Kaç kere teşekkür ettiğimi hatırlamıyordum bile.Çantamı omzuma astığım gibi kapıya doğru koşmaya başladım,ve başardım.Girebilmiştim.Koltuğumu bulduğum gibi yerleştim,çantamı ayaklarımın altına koydum.Yanımda kimse yoktu,henüz.Kapılar kapanıp hostesler kuralları anlatmaya başladığında başımı koltuğa yasladım.Çok uykum vardı.

--

Uyku esnasında kafamın hareket ettiğini hatırlıyordum fakat hareket ettiren ben değildim.Yanıma bakmıştım fakat ne gördüğümü ya da kimi gördüğümü pek hatırlamıyordum.Sadece tekrardan uykuya dalmıştım.

--

En son 26 Ağustos 2016'da bölüm yayınlamışım şaka gibi.Bu kitaba devam edeceğimi duyurmak istiyorum,kafamda manyak fikirler var..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SABİT HIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin