-|3. Bölüm: Korku, Endişe|-

287 15 2
                                    

Adı: Özledim (보고싶었어)

Yazar: Minny

-|3. Bölüm: Korku, Endişe|-

-Ertesi Gün, Öğleden Sonra-

Chanyeol elindeki poşetlerle market alışverişinden yeni dönmüştü. Akşama güzel bir yemek yapmak istiyordu, tabi becerebilirse. Kapının şifresini tuşladı ve kilit açılınca eve girdi. “Baekhyunnie~ Ben geldim.” Ayakkabılarını çıkarıp salona yürürken devam etti. “Sana şu çok sevdiğin sosislerden ve şu - -“ derken duraksadı birden. Etrafta kimse yoktu ama siyah orta sehpanın üzerine bırakılmış beyaz bir kâğıt duruyordu. Belki Baekhyun bir şeyler karalamıştır diye umarak yaklaştı ve kâğıdı aldı. Hiç de umduğu gibi değildi. Elindeki poşetler aniden düşerek yerle buluştu.

Chanyeol irileşen gözlerle kâğıttakileri tekrar tekrar okudu. Aklı almıyordu. Bunu kim, neden yapardı? Neden Baekhyun’u kaçırmıştılar ve neden yerini bile söylemiyordular? Birden bire aklına düşen fikirle öfkelendi. Elindeki kâğıdı sinirle buruşturarak yere fırlattı ve araba anahtarlarını alarak evden hışımla çıktı. Gideceği yer belliydi. Bunu yapabilecek tek bir kişi vardı.

-40 Dakika Sonra-

“Çekil önümden! O içeride, değil mi?!” diye bağıran Chanyeol, Kahya Choi’yü kenarı itip kapıya yöneldi. Kahya Choi sendeleyip düşmemek için dengesini bulduktan sonra “Efendim, sakin olun. Babanı- -“ derken Chanyeol çoktan kapıyı açarak içeriye girmişti. Ardından da girdiği kapıyı sertçe kapadı.

Bay Park masasında gergin bir ifadeyle oturuyordu. Chanyeol’un geldiğini görünce çekinmeden söyledi. “Geldin demek.” Chanyeol’un sinirleri daha da bozuldu, patlamaya hazır bir volkan gibi hissediyordu. “Sen yaptın değil mi?!” diye sordu sinirle. Cevabını bildiği bir soru olsa da. Bakışları son derece öfkeliydi.

Bay Park koltuğunda kımıldandı, sanki hiçbir şeyden haberi yokmuşçasına konuştu. “Neyi? Yoksa şu kısa arkadaşını mı diyorsun?” Babasının vurdumduymaz ifadesi onu daha da öfkelendirmişti. Bağırarak sordu. “Nerede o? Onu nereye götürdün? Sakın inkâr etme, bunu senden başka kimse yapmaz!”

Bay Park huzursuzca arkasına yaslanarak “Peki, inkâr etmeyeceğim. Evet, onu ortadan kaldıran benim. Sen de onu unutsan iyi edersin. Artık hayatında olmayacak.” dedi. Chanyeol onun ne demek istediğini anlamaya çalışırken gözleri titredi, aklına korkunç senaryolar üşüşmüştü. Hemen sordu. “Ne demek bu? Ona ne yaptın?!”

Bay Park cevapladı. “Muhtemelen yarın nefes alıyor olmayacak. Artık onunla vedalaş ve onu unut! Sen normal bir erkeksin Park Chanyeol!”

Chanyeol yüzüne en sinirli ifadesini yerleştirip babasının oturduğu masaya doğru ilerledi. Ellerini hızlıca indirip masaya sertçe vurduktan sonra söyledi. “Eğer onun kılına zarar gelirse beni unut ihtiyar!” Bay Park paniklemiş ve şaşırmıştı. Çünkü Chanyeol ona ‘ihtiyar’ diyorsa son derece sinirli ve ciddi olmalıydı.

Bay Park kendine gelerek üzerindeki gerginlikten sıyrıldı. Chanyeol öfkeli bakışlarını henüz geri çekmemişti. Çekmecesini açıp sarı bir zarf çıkaran Bay Park, oğluna bakıp söyledi. “Ona gerçekten çok değer veriyorsun?” Chanyeol dişlerinin arasından konuşup cevapladı. “Evet!”

Biraz sonra Bay Park düşüncelerini akıl süzgecinden geçirerek karar verdi. “Eğer onu kurtarmayı bu kadar çok istiyorsan, git yap! Ama bunun bir bedeli olacak.” Chanyeol sinirlenip kükredi. “Neden bahsediyorsun?!”

Bay Park masasının üzerine doğru eğilip oğlunun gözlerine baktı. “Eğer gidip onu kurtarırsan… Elindeki her şeyi alırım. Arabanı, kredi kartlarını, her şeyini. Mirastan da men edilirsin.” Chanyeol hemen araya girdi. “Umurumda değil! O nerede?!” Adam sözlerine devam etti. “Eğer onu kurtarmak istiyorsan bir yolu daha var. Hiçbir şeyini kaybetmeden. Şimdi söz ver ve değerli arkadaşının hayatını bağışlayayım.” Chanyeol, gözleri öfkeyle titrerken dişlerini var gücüyle sıkmıştı. Onun deyimiyle ihtiyar, onunla resmen oynuyordu. Elleri hâlâ masanın üzerindeyken sordu. “Nasıl?”

Bay Park oğlunu duyunca keyifle bir kahkaha attı. Sonra açıkladı. “Onu kurtarmak için gitmeyeceksin. Onu unutacağına, hayatından çıkarıp bir daha görüşmeyeceğine ve benim uygun gördüğüm biriyle evlenmeye söz verdiğin an onun salınması için emir vereceğim. Tek bir damla kanı bile akmadan özgür kalacak.”

Chanyeol, dehşete düşmüş ifadesini kızgın ifadesinin ardına saklayıp geri çekildi. Babasına uzaktan bakarken sordu. “Peki, eğer bu dediğini yapmazsam?”

İhtiyar sinir bozucu gülümsemesini gösterip cevapladı. “Vereceğim tek bir emirle arkadaşını dövmeye başlayacaklar. Eğer vaktinde yetişirsen ölmeden önce onu kurtarabilirsin. Ama tüm servetini de geri dönüşsüz olarak kaybedersin. Seçim senin.” Bay Park son cümlesiyle birlikte elindeki sarı zarfı masaya bıraktı ve Chanyeol’a doğru sürükledi.

Chanyeol tam anlamıyla donup kalmıştı. Şimdi ne yapmalıydı? Büyük bir ikilemin ortasında sıkışıp kalmıştı. Her iki şekilde de onu kurtarabilirdi ama tehlikeli yolu seçerse ona zarar vereceklerdi. Onun hayatını riske atamazdı. Ama diğer yandan onu kaybetmek de istemiyordu. Öteki yolu seçerse onu tamamen kaybederdi. Babasının neler yapabileceğini çok iyi biliyordu. Kim bilir, belki de onu yurt dışına yollardı. Yurt dışında eğitim imkânı sunup aklını çelmeye çalışırdı. Tıpkı televizyon dizilerindeki gibi.

Chanyeol’un kararsız bakışları daha da titremeye başladı. Ağlayacak gibi hissetti. Hemen bir karar vermeliydi. Öne bir adım atarak elini sarı zarfa uzattı. Ağır bir hareketle zarfı açtı ve içinden çıkan nottaki adresi okudu. Çok uzaktaydı. O kadar uzak ki, o yolu yarılamadan Baekhyun hastanelik olabilirdi. Kâğıdı masaya bıraktı ve zarfın içindekini fark etti. Bir fotoğraf vardı. Çıkarıp baktığında bunun Baekhyun olduğunu gördü. Refleks olarak dudaklarından onun adı dökülürken yaşlar gözünde birikmeye başlamıştı. Baekhyun kalın iplerle bir sandalyeye bağlanmış ve ağzında da sıkıca bağlanmış beyaz bir mendil vardı. Bakışları acı içinde ve üzgün görünüyordu. Chanyeol daha fazla dayanamayıp gözyaşlarını serbest bıraktı.

Biraz sonra zorla da olsa kendini dizginledi ve yanaklarını ıslatan yaşları silerek babasına doğru ilerledi. Onun sağında durup ona bakarken titreyen sesiyle söyledi. “Kararımı verdim.”

-|3. Bölümün Sonu|-

Özledim~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin