Rainbow Drip

8 0 0
                                    

Gece yarısı olmasına rağmen dışarda ne aradığımı hiç bilmiyordum , uyurgezer olma ihtimalim çok düşüktü çünkü benim uykum oldukça ağırdı. Gökyüzü gece yarısı olmasına rağmen parlıyordu , gökkuşağını andıran renkler fazla koyu duruyordu ve ağır haraketlerle gökyüzünde dans ediyorlardı adeta. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum sanırım bu bir rüyaydı, peki rüyada yazıları okuyabilmemizin imkanı varmıydı?
Karşımda duran Avm 'nin adını okuyup bunun bir rüya olamayacağını düşündüm çünkü bu imkansızdı ayrıca ben rüya görmezdim. Bu da çok sık rastlamadığım bir rüya olamazdı çünkü bu yazılar birden havada uçuşurken havadan pembe renkte su damlacıkları yağmaya başlamıştı. Şaşkın surat ifademi gizleyemeyip etrafımda dönmeye başladım, bu hem güzel gözüküyordu hem de oldukça tuhaftı. Böyle birşeyi hayal ederek uyumuş olamazdım sonundan ne çıkacağını merak etmiyor değildim.
Yere değen her bir yağmur damlası bastığım yerlerde parlıyordu. Işıldayan vücuduma baktığımda kalbim hızlanmaya başladı. Bu gerçek olamazdı, gökyüzü , tüm bu saçmalıklar gerçek olamazdı.
Evimin bahçesine girip bahçenin kapısını titreyen ellerimle kapattım. Korkuyor ve heyecanlanıyordum bunun ne demek olduğunu bilmiyordum çünkü hepsi gerçek gibiydi. Yağmur damlaları vücudumu yok edercesine parlatırken gökyüzünden toz pembe karışımı tatlı bir ışık önüme doğru iniverdi. Eve girmemin doğru olduğunu düşünüp evin kapısına dönmüştüm ki karşımda benden biraz uzun , parlak insanlarla karşılaştım. Ortada ki kız bana gülümseyip elinde ki üstünde topu olan beyaz beyzbol sopasını andıran cisimle bana bakıyordu. Yanında iki erkek vardı, bunları daha önce görmemiştim sanırım buradan değillerdi.
Onlardan yardım istemeyi düşündüm fakat onlar benden daha çok parlıyorlardı. Kız bana adım atmadan kafasını gökyüzüne kaldırdı ardından gülümseyerek konuşmaya başladı. Konuştuğu dili anlamayarak kaşlarımı çattım , bu dili daha önce duymamıştım sanki miyavlıyor gibiydi.
"Christiana , seni anlamıyor."diyen çocuğa baktım evet onu duymuştum ardından bana bakıp ufak bir kahkaha atan çocuğa anlam veremedim.
"Aah evet! Üzgünüm dünya biraz farklı kalıyor. Rainbow Drip seni bekliyor İsabella Crystal Color. Kabul etmen için üç saniyen var. Üç."dedi anda korkarak kaçmaya çalıştım fakat gökyüzünde ki gökkuşağının renklerinin dönme hızı artınca yağmur vücudumu yok edercesine parlatıyordu. Arkama baktığımda yine aynı mesafede duran üç parlak şeylere baktım. Onların ne olduğunu bilmiyordum peki rüya ise rüyamı kendim kontrol edebiliyormuydum?
Derin nefeslerim ile etrafa baktım sanki farklı boyuta çekiliyorum gibi her yer bulanıklaşıyor ve ilginç şekiller alıyordu.
"Bize güvenebilirsin?"diyen diğer çocuğa Baktım, ben kendime bile güvenmiyorum dostum bu nasıl bir rüya? Kendi kendime konuşmayı bırakıp gözlerimi kapattım bunu istem dışı yaparken başıma giren ağrı ile ellerimi başıma götürüp yere eğildim. Kafam sanki patlayacak gibi ağrırken büyük bir çığlık attım.
Aniden geçen baş ağrısı ile soluklarımı kontrol etmeye çalıştım. Gözlerimi yavaşça açtığımda karşımba yere eğilmiş bana bakan parlak çocuk vardı. Artık parlamıyordu? Etrafa göz attığımda büyük bir yerdeydim burası çok ilginçti, beyaz pelerinleriyle dolaşan insanlar vardı beni buraya getiren üçlüyü görünce biran durup bizi bakmışlardı.
"İyi misin? " diye soran beyaz tenli kumral saçlı çocuğa baktım. Bunları daha önce görmediğime yemin edebilirdim.
"İsmim Grey , bizi daha önce görmemiş olman seni bu kadar şaşırtmasın çünkü buraya tanışmaya getirildin."dedikleriyle şok olurken geriye doğru süründüm. Şimdide aklımdan geçenlerimi biliyordu? Bu ne demek oluyor ? Etrafta ki sesler kesildiğinde duvarlarda sanki suymuş gibi akan gökkuşağı renginde dikkatimi çeken anlamsız şeylere baktım. Ardından Grey ayağa kalkıp yine aynı üçlü pozisyonuna geçtiklerinde karşılarına baktılar. Yani arkama , yine ne tür şeyler ile karlılaşacağımı merak edip ayağa kalktım ve arkama döndüm. Üzerinde büyük altın sarısı elbisesi ve altın sarısı parlayan pelerini ile bana doğru gülümseyerek gelen başında ki tacını düzeltip ardından gözlerimin içine bakan açık mavi gözleri ile etrafa adeta ışık saçan kadın bana doğru yaklaşmaktaydı hâlâ. Arkasında dört tane adam vardı onlarda açık mavi kostümleri ile parlıyorlardı. Bunun ne demek olduğunu öğrenmem için sormama gerek yoktu herhale.

"Yüce Polliana'nın tek torunu İsabella Crystal Color' ı selamlayınız."dedi şey ile etrafta bulunan insanlar ellerini kalplerine götürüp gözlerini kapattılar kulaklarımda uğuldayan kristal sesleri ile parlayan kalplerine baktım. Hadi ama bir yenisi daha mı? Peki daha ne görecektim peri falan mı?

"İsabella , Venüs Rainbow Drip seni gördüğü için çok mutlu onlara birşeyler demek istermisin?"diyen kadına bakıp arkamda ki üçlüye baktım , bana gülümseyerek birşeyler demem için kaşlarını kaldırıp kafasını yavaşça sallayan Grey bana hiçte anlamlı gelmiyordu. Kadına geri döndüğümde derin bir nefes aldım.

"Neden burdayım?"Sorduğum soru ile karşımda memnuniyetsizce gülen bu kadın sanki aptalmışım gibi bakıyordu. Burası neresiydi tanrım?
"Seni buraya eğitimini tamamlaman için getirdik. Dünyada ki işine geri döneceksin fakat artık büyüdüğün için burada görevlerine devam edeceksin."

Bu cümleler beni nedense hiç etkilemiyordu çünkü birazdan annem odama girip kafamdan aşağıya şu dökecekti emindim. Okula geç kalmak istemiyordum ne kadar sevmesem bile o okula zamanında gidecektim.
"Tamam bunun bir rüya olduğunu biliyorum ama.."

"Senin okulun burası."Kaşlarımı ağzım açık kadına baktım.

"Zihin okumak işiniz gibi görünüyor."dedim şaşkın ve yavaş cümlelerimle. Bunu sevmemiştim her düşündüğümü suratıma çarpmalarını istemiyordum.
"Bizler birer gökkuşağı tarikatçılarıyız. Bir periyiz İsabella, bunların hepsini öğreneceksin. Onu odasına götürün Turquoise (Turkuaz). İhtiyacı olan ne varsa verin , siz artık İsabella'nın kurmak istediği takım olacaksınız. Bir sorun yaşamamanız için herşey yapılacak. İyi ışıltılar."diyen kadın an itibari ile ortadan kaybolmuştu. Arkamda ki üçlüye dönüp dudaklarımı ısırdım ve ellerimi belime yerleştirip kaşlarımı çattım.

"Pekala burası ne tür bir kostüm partisi?"dediğim şey ile gülen diğer çocuğa baktım. Bu neden her şeye gülüyordu bilmiyordum ama bu hiç hoşuma gitmiyordu.
"Bu kostüm partisi değil ayrıca dünyada da değiliz İsabella. Bulunduğumuz gezegen Venüs ve sende bizim Perimiz oluyorsun. Ben Red , Grey ve Black. Lütfen biraz yaklaş." Kızın sıcak kanlılığı birden kanımı dondururken Grey'e baktım nedense ona güvenebilirmişim gibi bid his vardı. Olumlu anlamda kafasını salladığında kıza bakarak Grey' e bir adım yaklaştım. Onların bulunduğu yer bir iki santim parlıyordu bu parlak ışığın içine girmem gerektiğini yeni öğrenmiştim. Girdiğim an değişen ortama baktım. Bir yatak odasındaydık fakat büyüktü, mutfağı , oturma yerleri ve balkonu vardı. Red bana elini uzattığında korkarak elini tuttum ve büyük bir sancıyla gözlerimi kapattım sanırım , ölüyordum . . .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Venüs KalpleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin