Sevgili Hemşirem ile büyük, kalabalık hastanenin etrafında dolaşıyorduk.
Hemşire beni konuşturmaya çalışıyor, sorduğu hiç bir soruya cevap vermiyordum.
Buna alışması gerekiyordu.Hemşireyi duymamazlıktan gelerek etrafı incelemeye koyuldum.
Hastanenin arkasında sadece papatyaların olduğu bir çiçek bahçesi, yemyeşil ağaçlar ve oturmak için banklar vardı.Tam aşık olunacak bir yerdi..
Böyle korkunç ve büyük bir hastanenin arkasında nasıl bu kadar mükemmel bir yer olur diye düşündüm.
Hemşire hayranlıkla baktığımı anlamış, gülümseyerek bir bana bir de bu güzelliklere bakıyordu.
Küçüklüğümden beri sevdiğim doğaya tabi ki de hayranlıkla bakacaktım.
"Burası hastanemizin en güzel yeridir. Sizinde burayı seveceğinizi düşündüğüm için buraya getirdim."
Sevmemek mümkün müydü? Küçüklüğümden beri başıma ne gelse doğanın kollarına sığınır, hıçkıra hıçkıra ağlardım. Bir süre sonra da derdimi unutup çiçeklerle ilgilenir, onları sulardım.
5 yaşımdan sonra başladı her şey...
5 yaşıma kadar fakir bir ailenin kızıydım. Fakir ve mutsuz. Bir süredir evimize para getirmiyordu babam.. Paraya ihtiyacımız vardı lakin babam parmağını bile hareket ettirmeye tenezzül etmiyordu. Annem belli etmemeye çalışıyordu ama hüzünle bakıyordu bana.. Her gece yanıma gelip üzerimi örterken " Onlar sana daha iyi bakacak bahtsız kızım." diye fısıldayarak yanımdan uzaklaşıyor sessizce ağlıyordu.
Sabah uyandığımda annem yine ve yine ağlayarak eşyalarımı topluyordu.
Olanlardan habersiz bir şekilde
"Gezmeye mi gidiyoruz anne?"
Ağlaması şiddetlenerek
"sen gidiyorsun Cennet'im sen..."
Kaşlarımı çattım."Ben sensiz hiç bir yere gitmem anne gitmem!"
"Her şey senin için güzel kızım."
Koşarak evden çıktım. Evimizin önünde lüks bir araba vardı. Şöför olduğunu anladığım beyaz gömlekli, siyah takım elbiseli biri indi arabadan.
Hızlı adımlarla yürüyerek arabanın arka kapısına ulaştı ve kapıyı açtı.
Arabadan bebek mavisi gömleği, siyah kalem eteği, siyah çantası ve siyah topuklu ayakkabısı ile sarışın güzel giyimli bir kadın indi.
Ardından şöför diğer kapıyı açtığında yine bebek mavisi bir gömlek, siyah takım elbise, siyah ayakkabıları ve siyah saçlı olan bir adam indi.Bana sıcak bir gülümseme gönderdiler. Bense ifadesiz bir şekilde babamı ve onları inceliyordum. Babam onları içeriye davet etmiş, eve doğru geliyorlardı.
Doğaya sığınmaya gidecekken babam beni durdurdu.
"Cennet hemen eve gir!"
Babamın gür sesi irkilmeme sebep oldu.
Güzel giyimli kadın kaşlarını çatarak "Ses tonunuza dikkat edin beyefendi. O küçücük bir çocuk. "
Babam mahçup bir şekilde kafasını salladı ve onları eve buyur etti.
Kadın elini uzattığında tuttum ve birlikte eve girdik.
Adını bilmediğim adam ve kadın oturma odamızdaki şirin, rengarenk koltuğumuza yan yana oturdular. Onlar oturduğun da annemde kızarmış gözleriyle oturma odasına girdi.
Sevgili misafirlerimize (!) "Hoşgeldiniz" diyerek odadan çıktı.
Annemin arkasından giderek mutfağa ulaştım. Oturmuş göz yaşlarının sel olmasına izin veriyordu.
Onu bu halde görünce gözlerim dolmuştu. Ama ağlamayacaktım.
Yanına ilerledim.
"Haklısın anne, onlar bana daha iyi bakacaklar." diyerek mutfaktan çıktım.
Annemin ağlaması şiddetlenmişti.
Oturma odamızdan oldukça net duyuluyordu. Umursamamaya çalıştım.Babam gözümün önünde tonlarca parayı aldı ve kimliğimi siyah saçlı adama uzattı.
"O artık bizim kızımız. Sizinle bir alakası olamaz. Paranız bittiğinde kızımız aklınıza gelmesin. Adı değiştirilecek." Dediğinde gözümden yaşlar dökülmeye başladı.BABAM. BENİ. SATTI.
Sarışın kadın yine elini uzattı. Zaten tutmamak gibi bir şansım yoktu. Aniden kadının elini bırakarak odama koştum. Oyuncaklarımı burada bırakamazdım. Oyuncaklarımı kutuya doldurduktan sonra kutuyu kucağıma almakta zorlandım. Kutuyu sürükleyerek oturma odasına götürdüğümde yeni ailem olan adam ve kadın bana gülümsediler. Adam yanağımı okşayarak oyuncak kutumu aldı.Yeni annem ve babam ile evden çıkmak için kapıya doğru yürürken annem son kez beni kollarıyla sardı. Bense hiç bir tepki vermeden yeni annemin elini tutarak evden çıktım. Yeni hayatıma adım attım. Artık zengin bir ailenin kızıydım.
Evden uzaklaşmadan fısıldadım.
"Seni hiç affetmeyeceğim anne."Merhabalar. Yeni bir bölüm! 😊 Gelecek bölümde Hazan'ın hayatına devam edeyim mi?
Yorumlarınızı, önerilerinizi bekliyorum.
Yorumları ve voteyi eksik etmeyin güzel okuyucular. 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Bir Şizofren! #wattys2017
Chick-LitŞizoid Kişilik Bozukluğu hastalığına sahip olan Hazan Cennet BEYLİCE. Antisosyal Kişilik Bozukluğu hastalığına sahip olan Ediz KAYAHAN. Odaları aynı katta ve yan yana ise konuşmamaları için bir sebep olabilir mi? Peki, İki şizofren birbirini severse...