SADECE ARKADAŞIM

2 0 0
                                    

Bir gün evde oturduğumuzu hatırlamıyorum. Kumsal geldiğinde, asosyal olan ben birden Pelinsu oluyorum. İstanbul'un görmediğim yerlerini görüyorum. Gerçi şehir büyük olduğundan zor bitiyor da neyse. Bugün Süleyman, ben ve kumsal pikniğe gitmeye karar verdik. - daha doğrusu onlar verdi- Soğuk bir duş alıp kahvaltı etmeden üstümü giyinmeye gittim. Salaş rahat bir şort giyip, üstüne askılı bir tişört giydim ve spor ayakkabım ile kombinimi tamamladım. Kumsal ilk defa benim tarzıma yansıyan bir şeyler giymişti ve kıskanmıştım. Siyah bilekte bir pantolon, göbeği açık düz bir tişört ve konvers. Eşya hazırlamadan bindiğim arabadan hızla isteklendim. Bu Kumsal'dı. Beni eşya hazırlamam için odama gönderdi. Aldığım bir havlu ve giysi ile arabaya doğru koştum. Nedensizce arkadan binip öne öyle geçtim. Yarım saat sonra köşede duran iki kişiyi gördüm, birinin Süleyman olduğuna eminim ama diğerini gözüm hiç görmemişti. Neşeli bir şekilde arabaya binen Süleyman ve o ile selamlaştık. Hayatımda duyduğum en güzel ses tonuydu yemin ederim. Evet ben sanırım etkilenmiştim. Hayır hayır aşık olmak değil, etkilenmek. Adını bile - utancımdan- soramadım. Genelde arabadan dışarıyı izlemeyi çok severim çünkü inek görme ihtimalim yüksek. Ama bu sefer nedensizce onu izlemeyi kesemiyordum. Dikiz aynasını kendime göre ayarlayıp sadece ona bakarak bütün yolu bitirmiştim. Bir ara Süleyman fark edip beni dürtdüklemişti. Aklıma hemen sevgilisi mi var diye geldi. E tabi olur;2 metre boy, sanki çizilmiş gibi kaşlar,siyah küçük gözler, mükemmel bir dudak ve çenesine erişen saçları ile dikkat çekmemesi mümkün değil. Kimseye karşı hissetmediğim şeyleri sanırım ona karşı hissediyordum. Tuhaf olan o bana hiç bakmamıştı.
                       *******
4 saat süren yolculuk sonunda sona ermişti. Süleyman ve Kumsal arabadan inmiş ama ben gözümü ondan alamadığım için inmeye tenezzül etmedim. Sonra onun indiğini görünce "Sakın kendini kaptırma. Sakın. Sadece arkadaşın . Daha tanımıyorsun bile. Sadece arkadaşın."  Derin bir nefes alıp arabadan indim. Artık tanışma fırsatımız oldu. Süleyman önce Kumsal ile tanıştırdı. Sadece ona odaklandım ve isminin "Onur" olduğunu öğrendim. Ben aşık olmuştum. Az önce arabada sanki başkasına tembihler yağdırıyordum. Ben Onur'a aşık olmuştum. Uzun bir konuşmadan sonra "Ben Onur. Sen? Dilini mi yuttun? Hey!" Çocuğa inek gibi bakıyordum. Çünkü çok tatlıydı, sarhoş eden bir ses tonu vardı. "Bee. Bee. Benn İlay. Tanıştığıma memnun oldum." Şirin bir gülümseme ile önümden gitti. Eşyaları arabadan indirirken bana yardımcı oldu. Beraber çime örtü serdik. Süleyman köfteleri pişiriyor, Kumsal salata yapıyordu. Ben ve Onur su bulmak için biraz ormanın içine yürüyüşe çıktık. Sohbet etme fırsatımız oldu ama sadece ben konuştum. "18 yaşındayım. İstanbul'da 14 yıldır yaşıyoruz. Saçma sapan bir liseye gidiyorum. Ha bu arada inekleri severim. Ya çok tatliş değiller mi? E sen anlat ya kimsin?" Biraz gülümsedi "Onur. 20 yaşındayım. Nevşehir'de yaşıyorum. Abimle gezmek için geldim buraya." O kadar mest edici konuşuyordu ki sadece tamam dedim. Gülüşü de çok güzeldi. İçine kapanık birine benziyordu. Suları o taşıdı ve piknik yerine geldik. "Neredesiniz ya? Köfteler soğudu. Daha yüzmeye gidicez hadi."  Kalın sesiyle konuştu Süleyman. Zaman ne çabuk geçtiyse biraz geç gelmiştik Onur'la. Yemek yiyip havuza doğru gittik. Yüzerken baya yakındık. Onur havuzu sevmediğini söyledi ama ben ısrar edince - tehdit de- girdi ve beraber eğlendik. Havuzdan sonra üşümüştük ateş yakıp oturduk. Süleyman o iğrenç sesiyle bir şarkı söyledi. Onur dayanamayıp susturdu. Ve ben araya girdim. MaNga'dan bir şarkı söyledim. Yine yeni yeniden. Onur hayranlıkla dinledi beni. MaNga'yı severmiş hakkında bir şey öğrenmiş oldum. Gece 02:00'de yola çıktık. Baya uzun bir yolculuktan sonra ilk Onurlar'ı eve bıraktık. Evini zaten biliyordum Süleyman'dan. Bizde evimize vardık. İkimizde pijama giyip yatağa geçtik ama ben yatamadım. Çatıya çıkıp biraz düşündüm. Beni sevdi mi? Onur ve ben olur muyuz? Biraz üşüdüğümü fark edip yatağa geçtim. Zor olsada uykuya daldım.

ON HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin