14.Bölüm

57 22 15
                                    

Uyandığımda boynum çok kötü ağrıyordu. Elime baktığımda kan kurumuştu. Etrafta bir sürü cam parçaları vardı. Karşıma çıkan bütün aynaları parçalamak istiyordum. Aynanın karşısına tekrardan geçip bi sefer diğer elimle yumruk geçirdim. Dün cok perişan olmuştum. Acaba o beni özlüyor mu? Özleseydi belki gelirdi, arardı... Ama neden gelmediği ortrada o kendine yeni bir hayat seçmiştir, bensiz...

Beyunimde gülüşme sesleri yankılanıyordu. Gittikçe bu ses artıyordu ve bu benim sinirimi bozuyordu. Bilinmçaltım bana oyun mu oynuyordu? Aslında ses çok tanıdık ama bir türlü sesin kime ait olduğunu çıkaramadım.

Elimden kanlar akıyordu ve benim gözlerim kırmızıya dönmeye başladı. Çok acıkmıştım. Biran önce birşeyler yesem iyi olacak yoksa sonu hiç iyi olmayan şeyler yapabilirim.

Ormandan geçip kamp alanına geldim. Gizli gizli yemek yenen yere gittim. Lanet olsun herkes buradaydı. Hemen saklandım. Çünkü biliyorum beni soru yağmuruna tutacaklar. Allahtan Marry de öyle bir özelliği yok. Anlatmak istediğim zaman hiç itiraz etmeden dinler ben istemediğim zaman zorlamazdı. Çünkü ben anlatmak istediğimde yanına geleğimi bilirdi. Saklanarak mutfağa gittim. Birkaç kişi vardı ama umursamadım. Dolaptan gizlice on paket kan oldım. Çok aç olduğum dayanamadım. Sarhoş olacağımı biliyorum ama şuan da onu düşünemem. Hemen saklanarak tekreardan çıktım.

Ormana gittim. Keşke şuan gece olsaydı heryer karanlık olurdu. Yarın parti var ve ben gitmek istemiyorum. Ve birazdan yürüyüş yapılacak. Neyse ondan da kurtuluruz ama nasıl. Maşallah bütün ormanı geziyoruz. Aslında dün gittiğim yere gitsem kimse bulamaz beni. Zaten oraya kadar yürümüyoruz. Kan torbalarımı alkıp yavaşca yürürek gitmeye başladım. Bir yandan paketlerdeki kanları içiyorum bir yandan yürüyorum.

Hedefime geldiğimde ayak sesleri duymaya başladım. Hadi ama bu kadar çabuk olmasın. Daha elimde üç paket kan var off neyse saklanalım bakalım. Olduğum yerden biraz uzaklaşıp çalılıkların arasına saklandım. Ayak sesleri daha da yaklaştığında bizimkileri gördüm. Hepsinin yüzü gülüyordu tabiki birisi hariç.

Marry

Kardeşini üzgün görmeye dayanamaz. Ama beni bilir ben bir yere kaçtıysam arkamdan gelinmemesi gerek yoksa olacaklardsan ben sorumlu olmuyorum. Bu huyumu kendisi de biliyor arkamdan gelmiyor.

Tam dibime geldiklerinde Thomas havayı içine çekmeyi başladı. Anladı şimdi ben ne yapacağım. Aha buraya doğru geliyor.

Thomas gelme gelme gelince ne bok yiyecen kanın kokusunu alınca hemen geliyorsun. Hadi gelme gelme arkadaşlarının yanından ayrılma beni bulunca birde herkese oturup neler olup bittiğini anlatamam. Arada zaman varken hemen arkamdaki ağacın arkasına geçtim. Ve oradan da ağacın en üst tepesine çıktım. Buradan bütün orman gözüküyordu. Aşağıya baktığımda Thomas hala orada duruyordu. Elimde kan torbalarım vardı. Harika şimdi de yanına bizimkileri çağırıyor olanları anlatıyor. Daha sonra Deal ağaca tırmanmaya başladı. Şimdi ben ne yapacağım. Off gelme git. Kylie son anda hızlı bir şekilde atladığında burun buruna geldik. Korkusundan son anda düşecekken elimden tuttum. Oda benim burada olduğumu beklemiyordu. Konuşmaya başladı.

"Ne işin var senin burada?"

"Asıl senin ne işin var burada?"

"Soruma cevap ver!" Artık sinirlenmeye başladım. Beni ne zannediyor bu.

"Vermezsem ne olur!"

"Konuyu fazla uzatmayacağım. Seni merak ediyorlar haberin olsun. Sana iyilik yapacağım. Artık başının çaresine kendin bakarsın bundan sonra. Aşağıya inmdiğimde senin burada olmadığını söyleyeceğim ve buradan uzaklaştıracağım. Sende buradan uzaklaş. Birden karşılarına çıkma. Hem sen daha ne kadar saklanacaksın. "

"Bu akşam ormanda bulursunuz beni"

"Tamam ben gidiyorum. " gitti.

Herkes uzaklaştığında bende ağaçtan inip ormanda kamp alanına yakın bir yere gittim. Kaç saattir oturuyordum. Saat 5.00 olmuştu. Şimdi gelirlerdi. Beş dakika sonra gelmişlerdi. Herkes bana şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Noldu? " Marry

"Ellerin ne zamandan beri böyle"

"Sabahtan beri" Linda

"Ellerine ne oldu?"

"Birşey olduğu yok abartmayın. " Kylie

"Nasıl birşey yok ellerin çok kötü olmuş nasıl dayandın sabahtan beri bu ellerle çok kötü olmuş"

Artık sinirlenmeye başlamıştım. Üzerime gelinmemesini herkes biliyor. Üzerime gelindiğinde o yaşadığım dakikalar gözümün önüne geliyor ve canımı acıtıyor.

"Uztmayın" Marry sinirlendiğimi anladıgında hemen araya girdi.
"Tamam. Uzatmayın!" Kesin ve net bir şekilde söylemişti. Konuyu kapatıp kamp alanına geldik. Bu akşam parti vardı. Bu üzüntülerimden kurtulmam gerek.

MARRY NİN GÖZÜNDEN

Kamp alanına geldiğimizde hemen hazırlanmaya başladık. Ben üzerime siyah diz üstü elbise ayakkabılarımda siyah renkti. Mekyajımımda yaptım. Saçıma hafif dalgalar verdim. Emily e baltığımda pembe renginde uzun bir elbise giymişti. Marie ise lacivert bir elbise onunda diz üstüydü ama onunkinde dantel işleme vardı. Hazır olduğumuzda birlikte çıkıp diğerlerini beklemeye başladık. Herkes tamam olduğunda partinin olduğu yere geldik.

MARİE NİN GÖZÜNDEN

Partinin olduğu yere gelmiştik. Burada sanırsam kurtlarda vardı cünkü bazıkarını hiç bizim olyulda görmemiştim. Biryere geçip oturduk. Şarkılar çalıyordu, herkes dans ediyordu. Çok fazla birşey yoktu burada. İçerisde zaten çok havasızdı.
Dışarı çıktım. Bir bankın üzerine oturup gökyuzünü izlemeye başladım. Okuliun yarısı içerde yarısı dışardaydı. Biraz oturduktan sonra Marry yanıma geldi. O da yanıma oturup gökyüzünü izlemeye başladı. Kendisi de çok durgun görünüyordu. Aslında konunun az çok ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Biraz daha oturduktan sonra içeri geçtik. Herkes şarkı eşliğinde dans ediyordu. Marry ile içeri girer girmez o da dans etmeye gitti. Benim eşim olmadığı için oturup kan içmeye başladım. Dikkatimi çeken kişi Albert olmuştu. Dışarı çıkıyordu. Hemen onun arkasından gittim. Dışarı da Kylie ile birlikte konuşuyordu. Konuşmaları dinlemek için biraz daha yaklaştım.

Konuştukları konu Marry ile alakalıydı.

"Marry e yeni kağit birakalım. Sen ne yazacağını düşün bende ormanın ortasına tuzak hazırlayacağım. Sonra zaten yarın gidiyoruz. Herkesi oyalarız. Biz gittikten sonra artık olacaklardan kendi bilir. "

"Bunu yapmak zorundamıyız. "

"Evet sakın plandan çıkma. "

Marry e demek bütün oyunları bunlar yapmıştı. Ama neden yapmışlardı ki. Albert in yanına gidip yüzüne yumruk geçirdim.

"Anlat"

"Neyden bahsediyorsun?"

"Marry e yaptığınız bütün oyunları."

"Ne kadarını bilmek istiyorsun. "

"Hepsini"

"Tamam anlatıyorum ama sakın hıncını benden çıkartma bu oyunun başı ben değilim. Zorunda kaldığım için yapıyorum. Yapmasaydım ölecektim."

"Dinliyorum"

...

Benim değerli okurlarım;
Umarım beğenmişsinizdir yorumlarda  bu bölüm hakkında görüşlerinizi bekliyorum. Oylamayı unutmayınız. Yeni bölüm 15 vote 5 yorum olduğunda gelecektir.Lütfen ama lütfen oylarınızı eksik etmeyin. Görüşlerinize ihtiyacım olduğu gibi oylarınıza da ihtiyacım var.  Yeni bölümde görüşürüz. 😘😘😘😘😘😘

Vampir KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin