(multimedia Talbot...)
Gözlerimi açtığımda mavi gökyüzü beni benden almıştı, canım yanıyordu
Herhalde ölüyordum hâlâ yerdeydim ve ne kadar sürmüştü ki bayılmam?.
Midem bulanmaya devam ediyordu,
yerde yattığım için önce kafamı öne doğru kaldırdım ve ellerimle de kuvvet uygulayarak yerden kalkmayı başardım.Etrafa baktığımda insanlar uzaktan ağrı bana bakıyorlardı, çok insancıl bir yerde yaşıyorum da kimsenin beni
kaldırma zahmetine gerek kalmıyordu." sağol yaaa beni kaldırdığınız için, çok ilgilendiniz, teşekkürleer "diye bağırarak etrafa çemkirdim. Yüzüme,donuk bir şekilde bakmaya devam ediyorlardı.Üzerimdeki tozları elimle vurarak almaya çalışıyordum, kolumun acısı artınca, bakma ihtiyacı duyarak
Sağ kolumu ceketimden çıkardım ve sadece kızardığını gördüm."iyimisiniz?" arkamdan kalın hiddetli bir ses geldi, herhalde yaşlı'nın biri bana acıyıp sıhatımı sordu yada genç kızları tavlamaya çalışan bir yaşlı adamdı.
"iyiyim iyiyim git işine bak" dedim bide ben bağırınca mı geliyor acaba, nazik olmayı haketmiyordu. Arkama döndüğümde kısa boylu suratı donuk yaşlı adam gördüm " yardım eden de suç, seni küçük pislik!! "dedi ve yüzünü ekşitip gitti.
Benim ağzım açık kaldı, kaşlarımı çattım ve işaret parmağımı ona doğru çevirip sallayarak
"yardım istediğimi kim söyledi"
Diyerek çemkirdim, hızlıca kaykayıma bindim ve tam ilerlicekken ceketimin ense tarafından yaşlı adam yine tutmuştu, peki boyu nasıl yetişmişdi ki, bu sefer sakin konuşacaktım, elimi yumruk yapıp sıktım "küfürlerin bitmedi mi hâlâ bayım?"dedim, kaşlarımı iyice çatıp kendimi öne çektim yaşlının elinden kendimi kurtarıp, hızlıca arkama döndüm, direk aşağı doğru kafamı indirdim ve o kısa boylu yaşlı adam yoktu."Ne kadar zarifsiniz", kalın sesi ile ve vurgulu bir tonda sesini çıkarmıştı. Çizgili yeşil parlak ceketi, siyah kot pantolonu, siyah spor ayakkabı giyinmiş, kumral saçları ve gözlerime bakan mavi gözleri vardı. Genç yakışıklı birisiydi ama kimi etkiler ki.
"Biliyorum" dedim ukala bir ses tonunda, gözleri mi ona diktim. Oda bana kaşlarını çatıp mavi gözleri ile beni baştan aşağı süzdü, bir anda gözlerini bana dikti, biraz irkildim ve geri adım attım, karnım garip bir şekilde gıdıklandı. Acımı unutmuştum yere baktığımda bana çarpan bisiklet olduğunu farkettim.
" Heyy bana çarpan sen miydin?" vurgulu ve sert bir şekilde sordum. O adını bilmediğim şahsiyet kaşlarını daha sert bir görünüme alıp, bir adım daha attı , fazla yakındı sıcak nefesi yüzümde süzülüyordu, benden uzaklaşması gerekiyordu, iyice gereksiz gerilmiştim bu nedir böyle.
"Nefesiniz kötü kokuyor bayım" dedim. Kaşlarını kaldırdı ve iki adım geriye çekildi şaşırmışdı, eli ile nefesini yokladı , yakın olmasını engellemiştim sesini kontrol etti ve
" Peki sen kimsin? " dedi. Şaşırdım, Bir şekilde kaşlarımı kaldırdım ve gözlerimi gözlerine diktim, şimdi ne alakası vardı konumuzla. Karşımda ki kişi yıllardır kaçtığım soruyu sordu.
Gerçekten ben kimdim??.Yıl "2007" ABD, California
[Kız Yetiştirme Yurdu]Çocuk piskoloğu: " Merhaba Alandra
Nasılsın? "Ben: " Şey aa... Evet iyiyim,sadece iyi"
Ç.P: " Peki bana kendini tanıtırmısın tatlım "
B. , Bu yaşlı kadın neden benimle ilgileniyor: "Ne istiyorsun benden"
Ç.P: " Sadece kendini tanıtmanı istiyorum ve kim olduğunu bilmek , ben buraya senin gibi tatlı çocukları dinlemeye geldim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP KARANLIK
Teen FictionKendisini bildi bileli kabus gören Alandra bir gün bisiklet maratonuna katılmıştır. Orada tanıştığı sancha diye bir kızla dost olmuştur, bu kızın üstün yetenekleri olduğunu görmekte olan alandra, arkadaşın'dan yardım istemiştir. kabusları' nın nede...