YAĞMUR

35 4 2
                                    

Sınıfa girer girmez çantamı yerime fırlattım.Sıra arkadaşım bana şaşkınlıkla bakıyordu gözleri kocaman olmuştu.Bişeyler soracaktı ben lafı yapıştırdım,

-Bugün nasıl bir duygu karmaşasında olduğumu bilmiyorum soğuk davranırsan lütfen alınma seni kırmak istemem. Biraz isteksizce ve şaşkınlıkla,

-Tamam. dedi.Bugünkü hiçbir dersi dinlemedim tek düşündüğüm o çocuktu okula birlikte gelmiştik ama birbirimizin yüzüne bile bakmamıştık adını bile soramamıştım ona.Tam ben dalmış bunları dinlerken sıranın altındaki telefonum titredi.Bir yeni mesaj kesin oydu o kadar heyecan yaptım ki  telefonu elime nasıl alacağımı bilemedim.Mesajda,

-Bugün okul çıkışı seni okul kapısında bekliyor olucam çömezz. Yazıyordu şaşkınlıkla ve sevinçle azcıkta korkulu bir ifadeyle etrafa bakıyordum ki yeliz,,

-Söylesene seni bu kadar salak yapan ne bugün? diye sordu.Bişey diyemedim.Yine yüzüne salak bir ifadeyle baktım ve kafamı sıraya koydum.Derin bir uykuya dalmışım ki çıkış ziliyle birden irkildim.Tam çantamı alıp merdivenlere salak bir biçimde ilerlerken bugün attığı mesaj aklıma geldi koştura koştura tuvalete gittim.Kendime çeki düzen verdim ve sonra hızlıca tuvaletten çıktım. Evet ordaydı okul kapısında beni bekliyordu.Benim için en heyecanlı kısım gelmişti işte.Herkesin ortasında,

-Çömezz beni arama buradayımm. Kızmıştım ama bu cümlenin sonunda da o tatlı gülücüğü attı bana yine sustum.

-Adım kaan 16 yaşındayım annem ile babam ayrı nedenini sorma annemle kalıyorum.En sevdiğim ders matematik müzik dinlemeye ve yemek yapmaya bayılırım en sevdiğim grup maroon 5. Eee şimdi de sen anlat bakalım çömezz. 

Şaşkınlıkla suratına bakıyordum. Ben sormadan azda olsa herşeyi anlatmışt.Heyecanlanmıştım biraz kızarmıştım galiba bende anlatmaya başladım,

-Adım ada 15 yaşındayım annem moda tasarımcısı babamda doktor. En sevdiğim ders ingilizce kitap okumayı çok severim ama müzik dinlemeyi de tercih ederim çoğu zaman en sevdiğim grup duman. Ha bir de artık çömez demesen adıımı öğrendiğine göre. dedim. Kahkaha attı bir anda irkildim.Birden yağmur yağmaya başladı. Üstümde ince bir tişört vardı ve üşüyordum bunu fark etmiş olsa gerek ki bana tatlı bir sesle,

-Hırkamı al da üşüme çömez. 

-Gerek yok üşümüyorum

-Şuan ki halini görsen öyle demezsin ama. Yine o tatlı gülücük.Üstündeki hırkayı çıkarıp bana verdi.Elinden direk kapıp giydim elini omzuma doladı.

Bu yol bitsin hiç istemiyordum.Ona ait olan şeylere dokunmak için sürekli bahaneler bulabilirdim sanki illa yağmura gerek yoktu.O beni dinlemese bile ona bişeyler anlatabilirdim saatlerce. O bıkabilirdi belki ama onun gözlerinin içine gözümü hiç kırpmadan bakabilirdim. Aşk bu olsa gerek karşındakinden birşeyler beklemeden ona hayran kalabilmek ondan hiç bıkmamaktı aşk.Tıpkı aynı şarkıyı yüzlerce kez dinlemek gibi.O şarkı gibi sevdiğinide ezberlemekti aşk o şarkıyı söylemek için müziğin çalmasına gerek yoktu söyleyerek bütün ritmi kendin bedeninde hissetmen gerekiyordu. 

ŞANS ESERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin