"SOKAK "

85 7 3
                                    

Selin'den .
Gözlerimi açtğımda saatin epey geçtiğini anlamıştım. Telefonuma baktığımda saatin 10 olduğunu fark ettim . Beyoğlu'nun esnafları dükkanlarını teker teker açmaya başlamıştı . Sigara paketimi çantama koyduğumda eve dönmekte kararlıydım .
.
.
Geçmişi , unuttuklarımı bilmek istiyorum . Daha çok yeniden başlamak. İnsan yıkılacağını bile bile yeniden başlar mı ? Başlar . Bi süredir tek yaşıyorum . İlkte bu çok hoşuma gitse de, artık her gece yatağıma yattığımda hayal edebilecek şeylerin azaldığını hissedebiliyordum . Bu korkutmaya başlamıştı. Kafamı yastığa koydum . Niyetim uyumaktı. Belki geçerdi .Belki bi süre de olsa dinerdi acılarım.
.
.
.
Gözümü açar açmaz ilk düşündüğüm duş almaktı. Başka türlü kendime gelmeyeğim konusunda bahse girerdim. Uzun süredir banyo yapmamıştım . 2 hafta olmuştur belki. Banyoya girmeden kollarıma bakınca bir sürü iz olduğunu farketmiştim. Kaç acının habercisiydi acaba bu izler ? Kaç yenilginin ?

Ali'den .
Telefonun sesi ânın büyüsünü bozmaya yetmişti . Arayan bankaydı. Zaten beni başka kim arardı ki . Telefonu cebime koydum. Zira kampanyaları dinlemek için çok saçma bi saatti . Henüz kahvaltı bile yapmamıştım . Eve gitmek için emin adımlarla Beyoğlu sokaklarında yürüdüm.
.
.
.
Eve geldiğimde kahvaltı hazırlamakta az önceki kadar kararlı değildim. Maddi değil de manevi açtım ben. Bunun için en doğru adres kütüphaneye çevirdiğim ve en çok vakit geçirdiğim evin en küçük odası olmuştu. Sanırım kazadan sonra hiç kitap okumamıştım. Tozlu raflardan bir kitap aldım. "TUTUNAMAYANLAR" . İlk sayfasını açtığımda bir yazı gördüm.
"Yarının güzel olmasını umut ederek uyandığımız sıradan ve sayısız günlerden biri.Zaman geçiyor, umutlar tükeniyor, tutunduğumuz ne varsa elimiz de kalıyor.
Oğuz abi, yardım et biz de Tutunamıyoruz. -AlSel"
.
.
Öylece baktım. Sadece baktım. Tekrar ettim.
-AlSel.
Ne anlama geldiğini bilmiyorum. Eminim çok manidar anlamlar içerdiğine ama hatırlamıyorum, hatırlayamıyorum. Bir kaç yazı daha bulma ihtimalini düşünürken sayfaları hızlı hızlı çevirdim. "Bana burda sarılmıştın. Gece sokak/Beyoğlu " yazıyordu. Kitabı hızlı bir şekilde kapattım. Ve o sokağı bulmak için yola koyuldum. Okuduklarımı unutmamak adına yol boyunca tekrar ettim "Gece sokak" .

Selin'den.
Duştan çıkmıştım. Kahvemi yudumlarken kapının o iğrenç zil sesi rahatımı bozmaya yetmişti. Kapıyı açtığımda karşımda "Nazlı'yı görünce sevinç çığlıklarım kaçınılmaz olmuştu .
-Nazlı , yaaaa çok özledim şapşal
-Ben daha çok !
Uzun uzadıya sarıldık birbirimize. Nazlı benim çocukluk arkadaşımdı. Ve onu görmek ben öylesine mutlu etmişti ki.
3 yıl önce İngiltere'ye gitmişti. Onu ve onunla olan hatıralarımı unutmadığıma sevinmiştim. Ben bunları düşünürken o benim hafıza kaybı geçirdiğimden habersizdi. Bi kaç sohbet ettikten sonra ;
-Eee gece kızı seninki nasıl? AlSel efsanesine devam mı ?
"Benimki ?" AlSel efsanesi mi ? Diye içimden düşünürken pot kırmamaya karar verdim. Zira beni "benimkine" götürebilecek tek kişi Nazlı olabilirdi.
-İyi " dedim yapmacık bir gülüşle.
-yaa bana o ilk sarıldığınız sokağı anlatınca çok etkilenmiştim.
-Sokak ? Dedim şaşkın gözlerle
Bi anda kendimi kaybedip soruvermiştim .
-ya kızım yok mu şu Gece miydi neydi ? Nasıl unutursun lan ? Burda , Beyoğlu'nda olan sokak. Her telefon konuşmamızda anlattığın .
"Gece sokak" çok bişey çağrıştırmadı duyduğumda .
-Nazlı benim acilen çıkmam lazım. Dolapta yemek var ben gelene kadar yersin tamam mı ?
-Kızım noluyo ? Nereye?
-Gelince anlatırım bak soru sorma.
Çantamı ve sprey boyalarımı alıp Beyoğlu'nun sokaklarına bıraktım kendimi. "Gece sokak" diyerek iç geçirdim. Bir kaç kişiye sorduktan sonra sokağı buldum. Kocaman harflerle "Gece sokak" yazısı dikkatimi çekmişti.
Belki o bana gelemez . Ben de ona geidemem. Ama bu sokak bizi yine denk düşürür. Umarım öyle olur.
Yürüyorum, sadece bu.
Biraz rüzgarın esintisi ve boş bir cadde.
Yürüyorum, sadece yürüyorum.
Ne güzel acıtıyor o acıtıyor ve ben sadece yürüyorum. Dizlerim şikayetçi ondan ama ben bir kez bile ah etmedim edemem.
Boş bi duvara takıldı gözüm. Ve bunu fark edince sprey boyalarımı çıkardım çantamdan. Yazdım,yazdım... Tam işim bittiği vakitte Nazlı aramıştı. Derin bir "of" çekerken o sokaktan emin adımlarla çıkıyordum.

Ali'den .
Sokağa vardığımda ben ve önümde olan uzun saçlı kızdan başkası yoktu. Yüzünü görememiştim henüz. Zira arkası dönüktü. "Neyse " dedim. Ne önemi vardı bunların? "Bu şehir O'nu benim karşıma çıkaracak kadar sevmez ki beni." Diyerek ilerledim. Duvardaki yazı dikkatimi çekmişti. "BANA BURDA SARILMIŞSIN" boya henüz kurumamıştı. Yeni yazıldığı belliydi. "O zaman o giden kız?" Işık hızı'na meydan okurcasına giden kızı aramak için koştum. "Hatırlamıyorum" diyerek bağırdım. Sesime daha çok ağlama ve hıçkırık sesleri de eklenmişti. Döndüğümde yerde olan sprey boyayı aldım ve yazdım. "HATIRLAMIYORUM"

 "HATIRLAMIYORUM"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Galata'daki Mavi Gözlü Çocuk.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin