Söylesene.. hangi baharda kaldı dünün?
Hangi rüzgar kudretini esirgedi teninden?
Her zerren.. bir roman sayfası sanki.
Bilsem neden! neden okuyamadım seni?
Anlat ne olur..
Yalanda olsa anlat.
Işıktan düşmüş saçlarının arasında
Zindana düşmüşçesine hapsolayım.
Gel.. ben şiirler yazayım, dizeler katayım gözlerine
Güneş doğar ve süpürürse mısra aralarımı
Bİr çocuk edasıyla kaçarsın kelimelerimin arasından.
Söyle. Ne olur.
Gözlerin.. Neden bu denli derin ?
Bir kalemin gölgesi düşmüş suretine.
Anlat. Ben dinlerim.
Görmüyormusun?
Gözlerinin ve ayaklarının altında istanbul.
Hasta ruhlu sokaklarında ölesiye koşsam..
Bir kelime kadar susamam sana.
Söylesene..
Nedir Tanrı ile arandaki sır ?
Kırmızı bir gelinlik giyersin.
Aşk'ın rengi kızıl olur.
Bir ağlarsın..
Hava kararır.. Bin musibet çöker aydınlığa.
Yüreğin.
Limanda martılara attığım ekmek kadar ufak.
Ellerin..
Bir soğuk gecede
Amaçsız bir ay kadar sıcak.
Damarlarıma mısralar yazın.
Onun gözleriyle doldurun kalemimi
Arzın penceresinden onu yazıp
Ölümsüz yapayım!
Ve elbet şaşırır insan zamanı.
Elbet taşan bir suyu tutamaz bazen.
Hiddetle çarpılır sağı solu.
Anlamadıkları akar gider elinden.
Gözlerinin önüne bir perde iner.
Bir masmavi alacalık alır alnını.
Çenesi titrer.
Kaybolur.. gider!
Ne dününe yakındır artık,
Ne de yarından sonraki güne.
Kulaklarının zarına nefs haykırır!
Aşk.. bembeyaz.. donakalır!
O vakit
Bir keman yayı gerin göğe.
Söyleyin yıldızlara sessizlik notaları çalsınlar.
Sen.. göğsüne vururken.
Son tohum inerken toprağa.
Bir kapı aralansın Cennet'e...