Dün, son Akşamyıldızı parladı yine.
Ve seni örtemedi gece.
Kitaplar dolusu yalnızlığın sırrında.
Ne yanımda sen, ne de ben başkasında.
Sus! Arsız haykırışların titretti tenimi.
Bedenim önce öldü, sonra dirildi.
Hatta ağaçlar soluyorken göğsünü.
Ne sustuğumu duydun,
Ne de gidişimi.
Ve neden sonra
Ellerin döküldü göğsüme.
Anladım ki kabuslarıma sarılmışım.
Aşkın öldürmeyen ateşinde
Kavrulurken tutuldum dudaklarına.
Islak bir tokat gibi indi buselerin.
Sonra
Ölümün o hazin varlığında
Göçüp gitmiş kralların sureti gibi
Ağır ağır çöktü dizlerim.
Acı çekerken unuttum hatıralarımı.
Hiç affedilmemişim ben.
Hiç doğmamışım aslında.
Ben hiç ağlamamış
Hiç konuşmamış
Hiç sevilmemişim.
Ve kulaklarımda dozu yüksek bir nota.
Düşüyorum hiçliklerden yokluklara
Karanlığın o derin siyahında
Kaldıramıyorum ellerimi.
Sonra semanın altındayım.
Bütün minareler kesiyor göğü hançer gibi.
Güneşin nefesi kesiliyor
Suların her sıçrayışında
Yıldızlara perçinlenmiş bileklerin
Bir sehpalık canın var
Küçük bir kızın kahkalarına gizlenmiş
yanmış, bitmiş, çökmüş bütün anıların
beyaz, kirli, ve geç kalınmış yalnızlıkların
Öyle sessiz haykırdın ki.
Yalnız Tanrı duydu seni.
Öyle ya.
Ben hiç görmemiş.
Hiç duymamışım seni.
Hiç ölmemiş,
Ve hiç..
Hiç olmamışım ben!?
![](https://img.wattpad.com/cover/14296299-288-k685211.jpg)