⚜ Zihinin Melodisi | Bölüm 1 ⚜

9K 274 102
                                    

Zihnindeki her şey, en uytu köşelerde yaşayan anıların bile zamanla kaybolması gerçekliğin de zamanla yok oluşunu gösterir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zihnindeki her şey, en uytu köşelerde yaşayan anıların bile zamanla kaybolması gerçekliğin de zamanla yok oluşunu gösterir. Gerçeklik kavramının öncesi ve sonrası bir dayanağı olmadan öylece süregelen olaylar parçasıydı. Zamanla anıya dönüşüp yok oluşları yaşanmışlığa karışmasıydı. Unutulup giden şeylerin, bir anı şeklinde yok olması sadece ufak şeylere bağlanırdı. Zamanla karşına çıkan ufak bir kağıt parçası, gözüne ilişen eski bir fotoğraf, defter arasında unutulan bir gül, seni o anının içindeki gerçekliğe geri götürürdü.

Beni ise gerçekliğe sürükleyen ufak detay her yeni güne gözümü açtığım an karşıma çıkan beyaz bir tavandı. Her nerede olursam olayım, hangi çatı altında uyanırsam uyanayım benim hapsolduğum yer hep aynı yerdi.

Dalgaların bir kere daha kıyıya vurması ile düşüncelerim de kıyıdaki kumdan yapılmış kale gibi dağıldı. Ne zaman soğuduğunu anlayamadığım havanın sert rüzgarı yüzüme çarptı. Ellerimi şişme montumun ceplerine yerleştirerek yürümeye devam ettim.

Birkaç dakika kadar uzaklıkta kalan eski evime ilerleyip hala birkaç parça kalan eşyaları arabalara yerleştiren hizmetlileri gördüm.

Bugün doğduğumdan beri yaşadığım evimizden taşınıyorduk. İçeriye girmeden önce biraz duraksayıp evin üzerinde gözlerimi gezdirdim.

İki katlı, antrasit renk boyaması ile ailemizin karamsar yapısına işaret olan ev, artık yabancı gelmeye başlamıştı. En sağ köşede, üst kattaki pencereye doğru kaydı gözlerim. Babamın çalışma odasının olduğu yerdi. Ve her zamanki gibi kalın perdesinin bir kenarını sıyırmış, köşesinden bize bakıyordu. Bugün sadece evimizi değil, babamı da terk ediyorduk. Daha doğrusu annem bunu yapıyordu. Boşanma davalarının sonuçlanmasından iki gün sonra bu kararı almış ve hızlı bir şekilde başka bir eve yerleşmemiz için işlemleri başlatmıştı. Gideceğimiz yeni evi biliyordum. Ben çok küçükken dedemin anneme aldığı, tabiri caiz ise miras olarak bıraktığı büyük bir evdi. Fakat hafızamdaki görüntüleri artık eskisi gibi net değildi.

"Ne yapıyorsun Efsun?"

Annemin sesini duyarak gözlerimi pencereden ayırıp ona doğru çevirdim. Beyaz kumaş pantolonu ve onunla uyumlu Beyaz blazer ceketinin içinde her zamanki gibi gözüküyordu. Kestane rengi saçlarını ensesinde sıkı bir topuz yapmış, siyah gözlüklerini takmıştı. Topuklu ayakkabısının mermerden yapılma merdivenlerde çıkarttığı sesi ile ağır adımlarla aşağıya, yanıma indi.

"Bu halin ne böyle?" Dedi siyah gözlüğünün üzerinden bana diktiği gözleri ile. "Bu halde mi dolaştın?"

Üzerimdeki spor kıyafetlerime baktım. "Yürüyüşten dönüyorum anne. Ve tüm eşyalar diğer eve taşındığı için..."

Kaybolan SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin