Aksel'in şarkı söylerek evi inlettiği bir sabaha günaydın diyorum. Yazı yazarken uyuya kaldığım için her yerim tutulmuş. "Abicim, kahvaltıya gelmeye düşünüyor musun?"
"Hayırdır lan, hangi dağda kurt öldü kardeşim böyle görüyorum seni?" Deli bu çocuk diyorum size
"Melis aradı sabah, Cennet'e geleceğini söyledi" dedi sırıta sırıta deli çocuk ya. Bazen bu kadar enerji nerden aldığını çok merak ediyorum.
"Vaay abicim" dedim şamata yaparak. Aksel ise "Gevşeklik yapma hadi tamam yiyelimde iş arama işini halledelim" dedi. "Hayır Aksel, tek gidicem ve sen gelmiyorsun. Seninde Ömer Abi'yle aran bozulmasın, tamam mı kardeşim?" Ben böyle diyince Aksel sadece kafasıyla onaylıyor. Ikimizde evden ayrılıyoruz. Bomboş Kadıköy sokaklarını turluyorum. Bir mini bar tarzı cafeye girdim. Dejavu. Etkileyici bir ismi var. Başta çok sevecen bir şekilde karşıladılar. Adımı söylediğim an, yetetince elemanları olduğunu söylediler. Her şeyin farkındaydım. Herkes ünlü sanatçı Zeynep Yılmaz'ı tanıyor çünkü. Hı birde amına koyduğumun Barış'ı. Boş boş düşüncelere dalmışım. Birden kendimi Mado Sahilinde buldum. Güzelim benim, annesiyle benim yüzümden kavga ederdi sürekli. Bende onu alır, hemen buraya getirirdim. Hemen bi banka oturdum ve çok geçmeden elime kâğıtla kalemi aldım.
-Flashback-
Zeynep'in Ağzından
Son günlerde nasılda mutluyum. Son zamanlarda hiç olamadığım kadar mutluyum onunlayken.
Farkediyorum da şimdiye kadar çevremdekilerle gülüp eğlenirken samimi değilmiş duygularım. Keremleyken sanki kalbim kıpır kıpır hiç durmuyor.
Kerem’i uyuz etmek adı altında son günlerde devamlı geldiğim Cennet'e geliyorum yine.Ve iste bay ukala hemen kendini gosteriyor. "Oo hoşgeldin , beni çok mu özledin kıvırcık ?" Bir kere de megolanmanlık yapmasan Kerem.Hı ? Çok mu zor ? Bir kere düzgün davransan da bende kendimden , senden emin olsam.Bunlari düşünmek zorunda kalmasam.
Kerem'in Ağzından
Yine geldi işte benim güzelim.Günümün en sevdiğim kısımları Zeynep'in Cennete gelmesi olsa gerek.Her ne kadar her geldiğinde hiç memnun değilmişim gibi davransam da onu uyuz etmeden duramıyorum ki.O sinirli sinirli bakmaya çalışmasını , gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmaya çalışmasıyla oluşan muzur gülüşü görmeden duramıyorum.Son zamanlarda Zeynep'i görmeden duramıyorum zaten.O gelmese de ben salona gidip sadece benim dediği odadayken izliyorum onu.O odaya bir gün birlikte girebilmek onunla piyano çalabilmek için her şeyi verebilirim aslında.Ama imkansıza umut bağlanmamalı değil mi ?
Tabiki Zeynep birini bilmediğinden ona yine gıcık bir şeyler söylemeliyim. "Oo hosgeldin , beni çok mu özledin kıvırcık ?" Tabi Zeynep durur mu. "Ay evet canim ya çok özledim de sen bi egonu kenara çeksen de seni görsem ?"
"Ah Zeynep'ciğim ya , ne çok seviyorsun sen beni"
"Ay evet evet senin bu tatlığın bu şirinliğin bi gün beni öldürecek"
"İnşallah canim. İnşallah"
"Ay Kerem tuttun geldiğimden beri burada beni , çekilsene önümden yemek yemeye geldim şuraya."
"Maalesef Zeynep hanım, bugünlük Cennet dosyasını kapıyoruz seni çok güzel bi yere götürücem."
"Oo bugünlük öküzlük dosyasını da kapıyoruz sanırım."
![](https://img.wattpad.com/cover/14282877-288-k260669.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O ŞARKI *ASKIDA
Teen FictionAslında Sayerlerin tek varisi olup parasızlık çekerek yaşamaya çalışan Kerem.. Hayatını müziğe, sanata adamış sevgi dolu, geçmişinden habersiz Zeynep.. *** Ne yapacağımı bilmiyorum. Çaresizim ve onu özledim. Ona sarılmak istiyorum. Tekrar şu tuşlara...