Banyoda dikilmiş aynaya bakıyordum. Yüzüm sararmış , gözlerim ise içine çökmüştü . Liseden sonra çok bilinen bir restaurantda garson olarak çalışmaya başlamıştım. Şimdi burda böylece dikilmiş düşünürken keşke diyorum , bir üniversite okuyup meslek sahibi olsaydım. Üniversitede biriyle tanışır evlenirdim belki , şuan hayatımda kimse yok , olsunda istemiyorum zaten. Hayat yeterince zor birde daha fazla zorlaştıracak birine kesinlikle ihtiyacım yok. Belkide Amerikaya giderdim hep bunun hayalini kuruyordum çocukluğumdan beri , çılgınlar gibi aşık olmak ve Amerika da nefes kesen bir hikaye yaşamak. Ama benimki sadece rüya olarak kalmıştı.
Arkamda Ezginin cırtlak sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım. Saçımı hızlıca toparlayıp masaların bulunduğu alana yöneldim.
"Buyrun efendim , ne arzu etmiştiniz ? "
"Ben bir tahıllı salata rica edeceğim , yanında alkali su . "
Kadın yanındaki uzun boylu , çakır gözlü adama döndü ." Sen tatlım ? "
Adamın bakışları sert fakat bir o kadar da naifti. Üzerinde kaliteli olduğu belli olan bir ceket içerisine mavi çizgili bir gömlek giymişti. Adisyona beyaz şarap ve balık yazdım o söylemeden, bu işte ustalaştıkça müşteri profilini çok iyi analiz ediyordunuz.
" Ben bir buharda levrek yanına beyaz şarap istiyorum " dedi gözlerini kırpıştırarak." Hemen efendim" dedim gülümseyerek.
Mesainin bitmesine 10 dakika kala yorgunluktan hareket edemez durumdaydım. Ayakkabılarımı çıkarıp şişmiş ayaklarımı izliyordum ki Ezgi koşarak yanıma geldi. Sinan Bey seni çağırıyor dedi tiz sesi heyecanlıydı. Sinan Bey bu restaurantın sahibinin oğluydu , işleri geçen sene o devralmıştı babasından. Yorgunluğuma aldırmadan koşarak odanın kapısına gittim , şöyle bi kıyafetlerimi çekiştirdim , önlüğümü hizalayıp saçlarımı da düzelttikten sonra kapıyı çaldım ve içeri girdim. Beni görünce ayağa kalktı kumral saçlarıyla inanılmaz uyumlu kahverengi gözleri vardı bu adamın. Seninle tanışmak isteyen biri var dedi usulca sağına soluna bakarak. Sanki birileri bizi dinliyormuş gibi. Ben afallamış halde bakakaldım öylece , nasıl yani diyebildim sadece. Sesim şaşkınlıktan o kadar cılız çıkmıştı ki.
Biranda arkamdaki kapı ardına kadar açıldı , bu tarafa doğru gelen bir adamı seçebiliyordum. Yakınlaştıkça akşamki çakır gözlü adam olduğunu farkettim. Şaşkınlıktan resmen donup kalmıştım oracıkta, yüreğim sanki kanatlanmış bir kuş gibi göğüs kafesimden çıkacak gibiydi. Başım dönüyordu tüm sesler sadece uğultu şeklinde duyuluyordu. Dünya mı durmuştu ? Omzumu sarsan Sinan Beyin eliyle kendime geldim ama hala kelimeler çıkamıyordu ağzımdan , büyüyordu harfler gittikçe ve yuvarlanıp gidiyordu. Birşeyler konuşuluyordu etrafımda ama ben anlayamıyordum tüm idrak yeteneğim o an itibari ile yok olup gitmişti . Masanın üzerinde duran kristal küreye odaklandım ve derince bir nefes aldım. Burnundan al , ağzından ver . Burnundan al , ağzından ver diye geçiriyordum içimden. Yoksa tam tersimiydi ?
Orda öylece ne kadar durdum bilmiyorum, en sonunda kendimi toparlamayı başardım.Neler oluyor burada ? diye sorabildim sadece.
Koltuğa oturmamı işaret etti Sinan Bey. Sorgusuz sualsiz oturdum.
Beni tanıyor musun diye sordu diğer adam.
Hayır diyebildim sadece kafamı sallayarak. Ama neden o kadar heyecanlanmıştım onu gördüğümde ?
Bende öyle tahmin etmiştim dedi. Şimdi bu söyleyeceklerim seni çok şaşırtabilir , kaldırabileceğinden emin değilim dedi Sinan Beye dönüp.
Hayır ,devam edin neler oluyor öğrenmek istiyorum. İyiyim ben dedim cidden iyiyim.
Sesim o kadar cılız çıkmıştı ki yine ben bile ne olduğunu bilmediğim şeyi kaldırabileceğimden emin değildim.
Biz dedi ve önündeki bardaktan bir yudum su aldı. Senin geleceğini yazıyoruz.
Ne ! Ne diyordu bu adam. Ne zamandır ? Nasıl yani bu bir şakamı diye sordum.
Şu masanın üzerindeki küre , hayatının paralel evrende yaşanan aynı zamanlarında farklı hayatların var, ve biz bu hayatları bu küre sayesinde inceleme fırsatı bulduk , daha önce defalarca bu küreyi gördüğünden hep dikkatini çeken şey de oydu. Belki şuan biyerlerde mutlu bir hayat yaşıyorsun bizim amacımız o evreni bulmak. Yani insanların en mutlu yaşadığı en doğru seçimleri yaptığı evreni bulursak herkesin orada yaşamasını sağlayabiliriz belkide. Uzun yıllardır bu araştırmayı ailenin izni ile senin üzerinde yürütüyoruz hâlâ o evreni bulamadık ama çok yaklaştığımızı hissediyoruz.
Peki neden şimdi burda bu evrende bana bunları anlatıyorsunuz anlamadım dedim
Çünkü en mutsuz olduğunu bulduk dedi gülümseyerek.
O zaman burdan uzak tutun dedim beni. Ayrıca ne diye gülüyordu ki hiç komik değildi bu anlattıkları. Yoksa bi kamera şakası falan mıydı ? Sağıma soluma bakındım tedirgin bir şekilde yok kamera yok biranda şakalandın el salla diye fırlayan kimse yok. Yok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci
Teen FictionBir bütünün zaman içerisine dağılan parçaları. Bir hayatın paralel evrendeki çeşitli varyasyonları.