💥Herşeyin başlangıcı💥

21 3 0
                                    

Öğle saatleriydi. Yolda dalgınca yürürken bir yandan hayatımı düşünüyordum. Veya hayatımın merkezine koyduğum insanı.

Hic bir zaman aşk kadını olmadım. İlişkilerim en uzun 1 hafta sürüyordu. En azından bundan 4 ay öncesine kadar.

Yanlışlıkla yanlış insana fazlaca tutulmuştum. Aslında olan olaylar beni o noktaya getirmişti. Ondan nasıl kaçacağımı bilmiyordum.

Zaten insan sevdiği kişiden nasıl kaçardı. Ben her zaman kimseyi sevmeden yaşayacağımı düşünürdüm. Bağlanmam sanıyordum. Fena kayaya çarpmıştım.

Tipine bağlanmamıştım. Çevremdekiler sürekli onda ne bulduğumu soruyordu. Galiba cevap kalbiydi.

Yanımdan gelen korna sesi ile irkildim. Ara sokaklarda böyle hızlı sürülmemeliydi. Çocuklar sürekli koşuştururlar. Aniden fren tutmasa cana mal olabilirlerdi.

Şimdi siz diyorsunuz bu kız nereye gidiyor.

BİM' e gidiyordum. Caddeden gidebilirdim ama caddede bana plotonik olan bir çocuğun ailesinin dükkanı vardı. Onunla karşılaşma ihtimalini göze alamazdım. Gördükçe bağlanıyordu bana.

Karşıdaki ara sokaktan cıkan kuzenim panik bir şekilde bana koşmaya başladı. Zaten yapı olarak panik bir insan olduğu için gülümseyerek ona yöneldim.

Yanıma varınca ben sarılmasını beklerken o elimden tutup kenara çekti.

"Arya. Bir araba beni takip ediyor. Çok korkuyorum."

Şaşkınca yüzüne bakarken sokağa eğilmeye çalıştım. Eylül elimden tutarak bunu engelledi.

"Hayırdır ya. Kim benim kuzenimi takip edecek. Onu doğduğuna pişman ederim."

Eylül hafifce sokağa doğru baktı köşenin arkasından.

"Oh çok şükür gitmişler. "

Bana dönerek rahat bir nefes aldı ve elimi bıraktı.

"Bize gelmek ister misin zerda ? Annemde ne zamandır gelmeni istiyordu."

Onu tek yollayamazdım ama evlerinede gidemezdim. BİM'e gidip yiyecek birşeyler almam lazımdı.

"Seni ilerki sokağın başına bırakıp alışverişe gitmem lazım. Annem işte. Verdiği işleri yapmayınca cılgına dönüyor. Biliyorsun."

Samimi bir şekilde gülümsedik bir birimize. Onu evlerinin bir sokak üstüne bırakıp tekrar onun çıktığı sokağa döndüm. Yolum o taraftan geçiyordu. Mecburdum.

Aslında insanlardan aşırı derece korkmazdım. Hatta çevrem bir kıza göre fazlaca cesur davrandığımı söylerler.

Sokakta dik bir duruş ile yürüyordum. Sokağı yarılamışken aniden bir araba önümde durdu.

Arabanın kapıları birer birer açılırken bende düşünmeye çalışıyordum. Bu durumdan nasıl kurtulabilirdim.

"Eylül nerede? Nerden tanıyorsun onu?"

Bu soruları bana ön yolcu kapısından çıkan çocuk sormuştu.

Kaşlarım çatılırken şöför kapısı açıldı ve içinden tipi ben kötüyüm diye bağıran çocuk indi. Yüzü bile korkutucuydu.

Hafiften arkaya bakarak sokakta kaçacak yer aradım.

Ve bingo... sokağın ilerisinde bir ara sokak daha vardı. O arada bir inşaat olduğunu biliyordum. Yeterince hızlı koşarsam saklanabilirdim.

Son bakış için önüme dönerken şöför olan çocuk bana yaklaşmaya başlamıştı. Ne suratsız , mimiksiz çocuk bu böyle.

Arkamı dönerken son hız koşmaya başladım. Arkama bakarsam hızımın düşeceğini kitaplardan öğrenmiştim. Bu yüzden bakmadan bir an önce o inşaata varmalıydım.

Ben inşaata varırken onlar köşeyi dönüyordu. İnşaat 4 katlıydı. 2. Katında balkonuna vardığım zaman daha fazla çıkmanın vakit kaybı olduğunu biliyordum. Balkonun üzerindeki tuğlaları görünce aklıma fikir geldi.

Birinin içeri girmek üzere olduğunu görünce adımlarını hesap ederek tam önüne tuğlayı attım. Önüne düşen tuğlanın çıkardığı ses ile hepsi kafasını kaldırıp olduğu yerde durdu.

"İçeri girmeye çalışanı haşat ederim. Az önceki sadece uyarıydı."

Arabadan dört kişi inmişlerdi. Şuan önümde üç kişi var. Adrenalinin etkisi ile terlemeye başlarken sokağı taradı gözlerim.

Sokağın başında havalı bir şekilde elinde sigarası ile piskopat tipli şöför göründü.

Beyzade anca teşrif etmişti demek. Tam karşımdaki apartmana yaslanarak bir süre beni izledi. Arkadaşına kafası ile işaret yaptı.

İsareti alan çocuk bir adım atınca ikincisini atmadan kafadan hesap ile tuğlayı önüne attım. Yanlız şöyle bir detay var.

Ben biraz sakarım. Tam çocuğun ayağına denk gelmişti tuğla. O acı ile inlerken bende yanlışlık ile doğru yere attığım tuğlayı ima ederek konuştum.

"Bu iki etti üçüncüde acımam. Bence artık ne kadar ciddiyim anlamışsınızdır."

Psikopat tipli şöför gözünü kırpmadan bakarken yüzünde ilk kez bir duygu gördüm.

Saf öfkeydi bu. Yinede cesurca yüzüne bakmayı sürdürdüm. Kaç saniye böyle devam etti bilmiyorum taki bir telefon melodisi sokağı doldurana kadar.

Telefonu açmaya gerek duymadan ekrana baktı. Ardından anahtarı bana soru soran çocuğa fırlattı. Çocuk hızla sokaktan çıkarken o bakışlarını tekrar bana çevirdi.

Gözleri çok karanlık bakıyordu ve ister istemez beni ürkütüyordu. Yinede çekmedim gözlerimi yüzünden. Bir elimde tugla hala duruyordu. Bir tür önlem alıyordum böylelikle.

Sokağa o önümü kesen araba gelince onunda sigarası bitmek üzereydi. Gözleri önünde duran arabaya döndü birkaç saniye. Bana dönerken duvardan doğruldu.

Son kez sigaradan derin bir nefes alarak elindekini bana doğru havaya tuttu. Tek gözünü kapatarak sanki benim üzerimde tutuyormuş gibi yaptı. Aynı zamanda dumanı havaya hafifçe üflemeye başladı.

İster inanın ister inanmayın o an karnımdan başlayan bir ısının vücudumu sardığını hissettim. Sanki alev alev yanıyordum.

Sigarayı indirip yüksek sesle iki kelime söyleyip gitti. Bense yerimde donmuş gibi kaldım.

"SENİ İŞARETLEDİM."

İŞARETLİSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin