Beklenmedik Refakatçi

15 1 1
                                    

  Bilincimin yavaş yavaş yerine gelmesinin verdiği sızı tüm nöronlarımda hızla yayılıyordu. Göz kapaklarımı ağır ağır kaldırmaya çalışıyordum. Etraf yavaşca netleşti. Karşımda ilk gördüğüm kişinin annem olmasını bekliyordum. Ama annem değildi. O vardı.. yabancı.

Uyandığımı gördüğü anda oturduğu yerde doğruldu. Ve dirseklerini dizlerine yaslayarak ellerini birbirine kenetledi. Sakince konuşmaya başlayarak beni ürkütmek istemediğini hissettirdi.

  "Annene haber verecektim fakat Dolunay diye bir arkadaşın vermemem gerektiğini söyledi."

Tatlı bir gülüş atıp hafif bir göz devirdim. (En azından tatlı olduğumu düşünüyordum) Söyleseydiniz hastaneyi talan ederdi hem manikdepresif hemde panik atağı var. Kulaklarınızı bu ikenceden kurtamış oldunuz.

"Evet biraz endişelenirdi." dedim sadece kaşlarımı havaya kaldırıp alt dudağımı hafifçe öne büzerek.

Sonra aklıma bir soru takıldı. Ben bayılırken yanımda kimse yoktu onun burada ne işi vardı?
"A-aaslında yanımda olmadığınızı sanıyordum. Yani düşerken, şey..yani...beni buraya sizmi taşıdınız?" Eğer taşıdıysa teşekkür etmek istiyordum.

Yüzü ilk başta ifadesizdi. Sonra alaycı bir  gülümsemeyle konuşmak için ağzını hafifçe   araladı.

" Ambulansların içinde sedye varya hani hastayı üzerine koyuyorlar, yavaş yavaş taşıyorlar. Ne bileyim onu görünce kaslı kollarıma gerek olduğunu düşünmedim." Tekrar gülmüştü ama gülüşlerindeki samimiyetsizliği seziyordum sadece insanlık görevi için buradaydı ve hasta bir insanın karşısında surat asmanın mânâsız olduğunu biliyordu.

Arkasına yaslanmış camdan dışarıyı seyretmeye başlamıştı.
    
Küstah! sadece olayların nasıl buraya taşındığını merak etmiştim. Ne olacaktı anlatsaydın. Sadece merak etmiştim

Ama daha fazla saçmalayarak eline dalga konusu vermek istemiyordum.

Emin olamayarak yutkundum.

  "Neyim varmış?" dedim kendimi tutamayarak.. Tek yenildiğim şey merakımdı.

    "Vücudunda yeterli kanın olmadığı için kararmalar oluşmuş ve bu nedenle bir sürü kullanman gereken göz damlası,kan ilaçları var. Yediğin besinlere dikkat etmen, kanını yeterli seviyeye çıkarabilecek şeyler yemen gerikiyormuş anlaşıldı mı ufaklık?"

  Pardon ne bu samimiyet?

Boğazımı temizler gibi ortamın ciddileşmesi için bir adım attım ve yavaş bir öksürükle konuşmaya başladım.

"Uyku düzenimle bir alakası olamaz mı?"

"Yani dedikleri kadarıyla yok ama sen yinede dikkat et uyku herşeyden önemli. Mesela bak bana sen uyanana kadar full uyudum." dedi tekrar samimiyetsizce sırıtarak.
  Artık saçmalıklarını takamıyordum.

"Göründüğün gibi sert değilmişsin." dedim gülüşlerini samimi bulmadığımı anlamasını sağlayarak, kısık bir sesle laf sokarcasına.

Sanırım kızdırmıştım. İlk önce yalandan sırıtmayı kesti ve sonra hızla ayağa kalktı, cama doğru yöneldi. Bu sefer ayakta dışarıyı seyrediyordu. Konuşmadan veya istemediği sorulardan kaçış metoduydu sanırım bu..

Kapı kulbunun çıkardığı sesle irkildim ve gözlerimi kapıya yönelttim. Doktor içeri girmişti. Yabancı, kafasını yana çevirip doktorun geldiğini yan gözle görünce hemen arkasını döndü ve hiç birşey demeden odadan çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PÂYİDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin