Ve bugün okulum da ikinci gunumdu.
Okula pek isinamamistim.
Öğrenciler bana hiç samimi gelmiyordu. (Dolunay haric)
Bugün bu okulda beni nelerin beklediğini tahmin edemiyordum. Uzerimi giyinip kahvaltiya indim.
Masada oturan babama "günaydın" deyip gulumsedim. O da karşılık vererek yanına oturma mi söyledi.
Annem öldükten sonra babam, bir süre sonra evimize bir hizmetli almıştı.
Ayşe teyzem benim annem gibiydi. Sürekli derdimi ona anlatıp beni teselli ederdi.
Bir an gözüm saate kaymisti. Okula gec kalacaktım. Hizlica kahvalimi yapıp dışarı atıldım. Ismet abiye "günaydın"deyip arabaya geçtim.***************************
Okula varmıştım. Arabadan aşağı inip kapıdan içeri girdim. Dolunay ve yanındaki kumral saçlı, kahverengi gözlü tatli bir kızın yanıma doğru geldiğini farkettim.
Yanıma vardiklarin da ikisi birden "gunaydin" deyip tebessüm ederken bende onlara karşılık verip tebessüm ettim.
Yanımda ki tanımadığım kiz elini uzatip "Nehir gümüş" dedi. Uzattığı eli sıkarak "kumsal guzel" dedim.
Nehir de bizim sınıfın öğrencisiydi. Sınıf kalabalık olduğundan dolayı onu farkedememistim.
Üçümüz sınıfa ilerlerken bize doğru gelen iki erkeği farketmemle gozlerim büyümüştü ikisi birbirinden tatli ve yakışıklıydı.
Yanımıza vardıkları gibi kumral saçlı ela gözlü çocuk konuşmaya başladı.
Bana bakarak "günaydın guzelim" deyip aralarında gulustuler.
Tek kaşımı kaldırarak "nereden senin güzelin oluyorum işine bak amk" deyip oradan uzaklaştık.
Arkadan gulduklerini duyabiliyordum. Hiç umursamadan sınıfa girdik.
Dolunay ve Nehir'e bu çocukların kim olduğunu sordum.
Dolunay anlatmaya başladı :
-Sana guzelim diyen çocuğun adı "Can polat"
Can, okulun populerlerinden bitanesi.
Yanındaki de "Cenk korkmaz" Cenk, kızlarla samimiyet kurmaz. Yani anliyacagin biraz utangaç.
Bu tikilerin 3 yakın kiz arkadaşları da var.
Adları "irem beste aleyna"
Irem, sarı saçlı ela gözlü çekici bir kiz.
Beste, kızıl saçlı, siyah gözlü hoş bir kiz.
Aleyna, siyah gözlü, siyah saçlı tatli bir kiz.
Kötü olmasalar aslında anlasabilecegimiz kişiler.
Dolunay lafını bitirir bitirmez nehir konuşmaya basladi:
-"onlara bulaşma, başına kötü seyler gelebilir" dedi.
Bende ona cevap vermek için ağzımı açtığımda arkadan bir elin omzumda oldugunu hissedip arkamı döndüm.
Çınar gülümseyerek "günaydın" deyip yerine geçti. Bende karşılık vererek gulumsedim.
Bir süre sonra sınıf dolmaya başladı. Bende kalkıp cinar'in yanına geçtim.
Biraz sohbetin ardından bizim sıraya doğru gelen sarışın çocuğu farkettim.
Bize yaklaştığında cinar'a bakıp "günaydın kanka" deyip gülümsedi. Çınar da karşılık verdi.
Ben yakışıklı çocuğa bakarken ona baktığımı farkederek "bu arada ben rüzgar kaplan" deyip elini uzattı. Elini sıkıp karşılık verdim.
Çocuk gerçekten çok yakışıklıydı. Gözlerimi ondan ayiramiyordum. Bir süre sonra yanımızdan ayrılıp sırasına geçti. Bu çocuk gerçekten beni büyülemişti.
Hoca sınıfa girip ders anlatmaya başlamıştı.Ders tarihti yani en sevdiğim ders.
Dersi bütün dikkatimle dinliyordum.
Ve bir süre sonra zilin çaldığını farkettim. Derse cok odaklandigim için zil sesini duymamıştım.
Yanıma dolunay ve Nehir geldiğinde kantine ineceklerini, yanlarına gelip gelmiyecegimi sordular.
Ben sınıfta kalmayı tercih ettim.
Çınar dışarı çıkarken gözlerim sınıftan içeri giren çocuğa takıldı.
Kumral saçlı, kahverengi gözlü, yapılı bir vücuda sahip olan çocuk bana doğru ilerliyordu.
Galiba sınıfta sadece tek ben olduğum için yanıma gelmişti.
Elini uzatip "ben berke bilgin dolunay'in abisi " bende elini sıkarak "kumsal guzel"dedim. Berke dolunay'in nerede olduğunu sormuştu. Kantine indiğini söyleyip yanımdan ayrılmıştı****************************
Sonunda son derse girmiştik. Zaman çok yavaş ilerliyordu.
Bir an önce evime gidip uyumak istiyordum.
Hoca sınıfa girip bizi selamladiktan sonra derse başlamıştı.
Dersi dinlerken gözüm ruzgar'in sırasına kaymisti. O da bana bakıyordu. Utanip yüzümü cevirmistim. Belli ki o da utaanip yüzünü çevirdi.
Bir süre sonra zil çaldı. Ayağa kalkıp çıkış kapısına doğru ilerledim. Mevsim kış olduğundan yağmur yağıyordu.
Arkamda ruzgar'in "kumsal" demesini duyup suratimi ona çevirdim. Nefes nefese kalmıştı. Elindeki montumu bana doğru uzatip " sınıfta unutmussun" deyip gülümsedi. Montumu alıp tessekur ettikten sonra bahçeye çıktım.
Yanıma geçen gördüğüm kendini beğenmiş olan kiz yaklaşıyordu. Irem tek kaşını kaldırarak yanıma varınca "ruzgar dan uzak duracaksin"
dedi. Ben de cevap vererek
" sanane sana mi soracam mk" dedim.
O da " o zaman olacaklardan ben sorumlu deyilim" deyip cevap vermemi beklemeden yanımdan uzaklaştı.
Bahçede ısmet abi nin gelmesini beklerken yanimdan havalı arabasıyla geçen rüzgar'i gordum.
Bir süre sonra durup penceresini indirerek " seni almaya kimse gelmiyecekse ben seni evine bırakabilirim"
Deyip gülümsedi.
Kötü niyetli olmadığını düşünüp "olur" dedim ve arabaya bindim.
Araba bir süre sessizliğe bürünmüştü.
Ben ağzımı açıp konuşmaya başladım. "Yanlış anlamazsan bisey soracam"
O da gülümseyip " tabi sor" dedi.
" irem senin sevgilin mi? "
Dediğimde gözleri büyümüştü. "Hayir tabiki niye soruyorsun ki? " dedi baya şaşırarak.
Ben de " bahçede beni durdurup senden uzak duracagimi" fln söylemişti. O da cevap vermek için ağzını açtığında baştan beri tarif ettiğim evimin önüne gelmiştik. "Daha sonra konusuruz" deyip gülümsedi.
Bende karşılık verip " görüşürüz tessekur ederim" dedim.
Arabadan inip evime geçtim***************************