VERA'YA DÜŞÜŞ

3.6K 213 15
                                    


____________

Kadim ağaçlarımızı bir bir kestiler. Ormanın derinliklerinde, Luhanir gölünün kıyısına değişik biçimlerde evler inşaa ettiler. Etrafına çelikten ipler gerdiler, evlerinin boyunu aşan çitler diktiler. Renkli pena kuşları o çelikten iplere konunca yandılar, cansızca yere düştüler. Ve biz anladık ki onlar bu dünyaya felaketi getirdiler. Göklerdeki şimşeği yeryüzüne indirip kullandılar. Hepimiz korkuyorduk. Bir gün bizleri öğrenirseler neler yapacaklarını dahi dile getirmiyorduk.
En cesur savaşçılarımız öne çıkıp onlara karşı savaşmayı diledi lâkin şaman buna karşı çıktı. Onlar bizim kıyametimiz dedi. Şimdi daha kötüsüne hazırlıklı olun, bir gün o da dünyamıza ayak basacak.
Kadınlarımız ağladı, çocuklarımız ağladı. Biz ümitsiz bir bekleyişe koyulduk.
(Vahalä notları)

Uzayın derinlikleri sessizdir. Tüm evren terk edilmişcesine sessiz ve karanlıktır. Ölümün sessizliği her yere çökmüş gibidir. Bu sessizlikte yolalan dokuz gemi hedeflerine oldukça yaklaşmışlardır. Fitne ve kötülük neredeyse tüm gemilere yayılmıştır. Amerikan gemisi vatandaşlarından bir çalışanın Rus gemisi ile ilgili suikastından sonra herkes birbirlerine şüpheyle bakmaya başlamışlardır. Başkan Muhammed Ali'nin aldığı yeni kararla her gemi kendi halkı tarafından onarılacak, kontrolleri yapılacak ve yakıt ihtiyacı giderilecekti. Bu karar azda olsa tüm gemilerde biraz huzur ve rahatlama yaşatmıştı lâkin diğer gemiler arasında hâlâ bir uzaklık vardı. Özellikle de Amerikan uzay gemisine diğer devlet gemileri olağan derecede uzak durmaya çalışıyorlardı.

Hayat gemilere doluşturulan insanlar için oldukça sıkıntılı olmaya başlamıştı. Hergün öncü birliklerden gelen Vera'nın güzel manzara resimleri insanlara gösteriliyordu ama bu bile bir zaman sonra sıkıntılarına çare olmamaya başlamıştı.

Öncüler Vera da küçük bir köy inşaa etmişlerdi bile. Etrafını elektrikli tellerin olduğu yüksek çitlerle çevrelemişlerdi. Onların anlattıklarına göre Vera tehlikeli bir yer değildi lâkin temkinli olmak herşeyden daha iyiydi.

¤¤¤¤¤¤¤¤

Dokuz geminin ardından gelen bir gemi daha vardı. Bu insanlığın tüm geleceğini yeni topraklara taşıyan devasa üç katlı gemiydi.

Bu gemi diğer gemilerin akıbetinden bi haber, onlardan pek az haber alarak yoluna devam ediyordu.

D.r Fuat çalışmalarına son hızla devam ediyordu. Yeni karışınlar çıkarıyor, yaptığı yeni ilacı, Adem özü'nü daha da kuvvetlendirmek için bu karışınlarla test ediyordu. Tehlikeli maddeleri birbirine katıyor, onları adem özüyle birleştirip zavallı fareler üzerinde deniyordu.

Şimdiye kadar bu deneylerden sağ çıkan denek fare olmamıştı. İlaç enjekte edildikten birkaç saat sonra fareler hızla ölüyordu. Tüm bu başarısız denemeler D.r Fuatın moralini bozmuyor değildi. Hergün çalışmasına rağmen emeklernin boşa çıkması ve denek farelerin giderek azalması kendisini tedirgin ediyordu. Arada eski çalışkanlığından eser kalmadığını düşünmüyor da değildi. Hani o eski ve heyecanlı, yeni şeyler üretmek adına didinen doktordan çok az şey kalmış gibiydi. Ama bedeninde yeralan kafa aynı kafaydı. Adem özünü en mükemmel hale getirmeden durmak yoktu onun için.

Bir uzay sabahı D.r Fuat uykusunda hızla uyanıp laboratuvarına koştu. Gece uyurken deneyleri hakkında bir sürü rüya görüp durmuştu. Uykusunda dahi hesaplamalar yapmış, neler yapacağını düşünüyordu. Şimdi çok önemli bir fikirle uyanmıştı. Yapacağı yeni karışım başarılı olursa Adem özü en mükemmel halini alacak ve insanlık yeni bir çağa girecekti onun sayesinde. Bu onun gururlanmasına dahi yeterdi. Nede olsa adı sonsuza dek anılacak, asla unutulmayacaktı.

VERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin