" Sobe "

24 5 0
                                    

        Bölüm şarkısı: OneRepublic- If I Lose Myself

 

     📖📖📖

     İşte tam o an elinde bıçakla sahibini korumaya gelen bir köpek gibi arabadan inerek koşan adamı fark ettim. Adamın Arafın üzerine atlamasına ramak kala kendimi arabanın arkasından attım. Gerisi spontane gelişti.

   

       🔪🔪🔪


     Tabi arabanın arkasından çıkıp kendimi birden eli bıçaklı adamın sırtına atmayı beklemiyordum. O da beklemiyor olacak ki sırtındaki ağırlıkla sendeledi. Elindeki bıçağı daha güçlü tutarken beni sırtından attı. Ayaklarımın üzerinde durup anında dengemi sağlarken adamın bana doğru savurduğu bıçaktan korunuyordum.

    Araf hala onu oyalayan Sonerle boğuşuyordu. İlk olarak adamın eline tekme atıp bıçağı düşürmem gerektiğini bilsem de profesyonelce salladığı bıçakla bu pek mümkün olmuyordu.

    İlk boşluğundan faydalanıp yüzüne yumruk attım. Yerden kalkıp bana vuracağı sırada yüzümü eğdim. Bu sefer elindeki bıçağa aldırmadan birkaç yumruk daha attım. Tam sağ kolumla boynunu sıkıca sarıp kıstırdığım sırada elindeki bıçağı sertçe koluma sapladı.

     Hissettiğim acıyla boynunu tuttuğum kolum gevşiyordu çünkü zaten o kolumu bıçaklamıştı.

      Kan akmadı önce. Sadece hala kolumda asılı duran bıçağın etrafı kanlıydı. Arafın adımı seslenişini duydum. Hala zihnim açıktı ama bir yandan da bayılmama az kalmış gibiydi.

     Bıçak çok derine inmemiş olsa da kaslarımı zedelemişti. Soner ve kolumdan kurtulan adam koşarak uzaklaşırken ben hala ayaktaydım. Araf koşarak yanıma geldi önce. Yüzü tedirgin, bakışları donuktu.

    Belimi tutartutmaz kendimi kollarına bıraktım. İkimizde kolumdaki bıçakla beraber yere oturduk. İlk o an hissettim Arafın dizlerinin titrediğini.

    Canım çok acımaya başlamıştı. Ağzımdan çıkmasına izin vermediğim acı dolu feryatlar her zamanki gibi gözyaşı olarak gözlerimden dökülmeye başlamıştı.

    Araf elini kolunu nereye koyacağını bilemez halde sadece yüzüme bakıyordu. Sonra buğulanan gözlerinden gözlerini kırptığı an iki damla yaş düştü yüzüme. İkimizde çaresizce ağlamaktan başka bir şey yapamıyorduk.

    Sonra Araf toparlanıp gözündeki yaşları sildi. Benimkileri de silip “ Şimdi önce ben bu bıçağı burdan hızla çekeceğim ” dedi.

    Tişörtünü seri hareketlerle çıkarıp bana verdikten sonra da “ Sen de bu tişörtü buraya sıkıca bastıracaksın. Tamam mı güzelim ?” dedi.

    Yapmasını istemiyordum. Ama yapması gerekiyordu. Başımı salladım hafifçe.

    “ Bağır hatta çığlık at. Ama ağlama” dedi.

Sonra derin bir nefes aldı. Ben de elimdeki tişörtü sıkıp koluma yaklaştırdım.  

    Gözlerinin içine bakıyordum. Orada yapabileceğine inanan Arafı görünce ben de derin bir nefes aldım.

    Beklemeden bir anda bıçağın kabzasını sıkıca kavradı ve çekti. O an hayatımda hiç atmadığım kadar büyük bir çığlık firar etti dudaklarımın arasından. Telaşla yaraya bastırmayı unuttuğum tişörtlü elimi Araf tutup koluma bastırdı. Omzumdan aşağısının felç olduğunu hissettim. Gözlerim sıkıca kapanmış ardı ardına yaşlar akıyordu.

BUKALEMUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin