Harry'nin yatağına oturdum ve onun Liam'ın getirdiği kutuları dizmesini izlemeye başladım. Dolabın içine yerleştiriyordu. 8 kutu malzemeyi satmak için bir haftası vardı. Ne olduğunu bilmek bile istemediğim malzemeler.
"Kutularda ne olduğunu nasıl biliyorsun?" diye sordum ve Harry bana baktı.
"Uh... Eroin ve kokainden daha fazla şey kullandım Lou.." gözlerini kaçırarak başka bir kutuyu da dolaba koydu.
"Şimdi anladım" deyince hafifçe gülümseyip diğer kutuya yöneldi. O kutuda duraksadığını ve ellerinin titremeye başladığını fark ettim. O zaman ne olduğunu anladım. Yerimden kalkıp yanına giderek kollarımı ona doladım. Derin nefesler alıyordu, iç çekip yüzünü kendime çevirdim. Dudaklarını öptüğümde kaşlarını çattı ve yüzünde bir gülümseme belirdi.
"Bu ne içindi?" diye sorunca gülümsedim.
"Yapamaz mıyım?", kafasını sallayıp tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Ellerimi kıvırcıklarına dolayıp onu kendime çekerek öpücüğü derinleştirdim.
"Har- OH! Üzgünüm çocuklar."
Ayrılıp kapıya döndüğümüzde kapıdan hemen çıkan Anne'in siluetini gördüm. Kıkırdayıp kollarımı Harry'nin beline dolayıp sarıldım.
"Belki de onlarla bu konuda konuşmalıyız." deyince gülümsedim.
"Eh, biraz daha merak etsinler." dedim ve benden ayrılırken güldü. Tanıdık maddenin olduğu kutuyu alıp dolaba koydum.
"Bunu yapmak zorunda değildin." dedi ama omuz silktim.
"Biraz savaştığını fark ettim.", iç çekti.
"Vücudum ihtiyaç moduna giriyor ve bunda daha kötü oluyor." diye fısıldayıp yatağa oturarak yüzünü ellerine gömdü. Yanına oturup kafasını göğsüme dinlendirecek şekilde ona sarıldım.
"Her şey iyi olacak." dedim
"Ya olmazsa. Ya kendimi durduramazsam. Burada bin, belki milyon poundlık mal var. Tek yapmam gereken yürüyüp favorimi seçmek." dedi ama kafamı salladım.
"Bundan daha güçlüsün Haz.." diye fısıldadım, kafasını salladı.
"Ya değilsem?", gülümseyip başını öptüm.
"Öylesin." o kollarını belime sararken fısıldadım.
"Lou ben anneme söylemek istiyorum." deyince kaşlarımı çattım.
"Ne hakkında?", bana baktı.
"Bizim hakkımızda..", deyince gülümsedim.
"Tamam ama önce erkek arkadaşım olmayı kabul etmen gerek. Sadece..yararlı arkadaşlık değil." dedim ve gülümsedi.
"Bu bir çıkma teklifi miydi?" deyince kıkırdadım.
"Evet, nasıl edeceğimi bilmiyorum.", gülümsedi.
"Yani evet mi hayır mı?" diye sordum ve kafasını sallayarak güldü.
"Tabiki de evet seni budala." deyince bir tane geçirdim.
"Ow! Tamam sanırım bunu hakettim." deyince gülümseyip dudağını öperek elini tuttum ve aşağı indik. Annem ve Anne oturuyorlardı.
"Anne? Burada ne yapıyorsun?" diye sordum ve annem gülümsedi.
"Oh hiçbir şey.. Sadece Anne ile sohbet ediyorduk." dedi ama Harry ile birleşik ellerimizi görünce gülümsememek için kendisini tuttuğunu görebiliyordum.
"Uh biz size bişey söyleyecektik.." dedi Harry ve iki anne de gözünü bana çevirdi.
"Bence zaten biliyorlar.." beni duyduklarını bilerek seslice fısıldadım.
"Bize ne söylemek istiyorsunuz çocuklar? " dedi annem sahte bir meraklı ses tonuyla, bende ona sahte ters bakışımı attım.
"Tamam ikinizde biliyorsunuz!" Harry bağırdı ve ikisinin de gözleri büyüdü.
"Biz neyi biliyoruz?" Anne sordu.
"Louis ve ben çıkıyoruz!" Harry bağırınca ve ikiside sırıttı.
"Tamam biz zaten biraz anlamıştık... Demek istediğim diliniz diğerinin neredeyse boğazındayken yakalayışım iki oluyor." dedi Anne.
"Anne!" Harry sızlandı ve yüzümün yandığını hissedip yüzümü Harry'nin omzuna gömdüm.
"Üzgünüm ama bu doğru." dedi ve annemin güldüğünü duydum.
"İkiniz için de mutluyuz." dedi annem sonunda ve kafamı ona çevirip gülümsedim, Harry kolunu omzuma sardı. Daha sonra Harry'den ayrılıp, annem ona sarılırken, Anne tarafından başka bir sarılmaya çekildim.
"Teşekkür ederim Louis" dedi sessizce ve ona bakmak için geri çekildim.
"Ne için?" diye sordum ve gülümseyerek annemle konuşan Harry'e baktı.
"Onu kurtardığın için." deyince gülümsedim.
"Bunun için buradayım." deyip tekrar sarıldım.
"Tamam anne, erkek arkadaşıma sarılmayı bırak. O benim." deyince Harry, Anne gülümsedi.
"Hadi, yapacak ödevlerimiz var." deyip beni yukarı sürükledi. Anneler fısıldaşmaya başladı ve evlilikle ilgili bişey duyduğuma eminim ama bunu görmezden geldim.
"Bugün dışarı çıkıp bunları halletmem gerek.." deyince kafamı salladım.
"Bunlarla nasıl dışarı çıkacaksın?" dedim ve omuz silkti.
"Belki seni göreceğimi söylerim?" diye önerdi ama kafamı salladım.
"Annemden birlikte olmadığımızı öğrenebilir." deyince inledi.
"Peki ya birlikte gitsek.. Yemin ederim dahil olmayacağım. Ama ben sürersem? En azından bir bahanen olur ve annelerimiz anlamaz." dedim ve iç çekip yere baktı.
"Seni bu hayata karıştırmak istemiyorum.." deyince gülümsedim.
"Sorun yok, yardım etmek istiyorum ve hiç kimse bilmeyecek.", gülümsedi.
"Sen nereden geldin böyle?"
"Ben aslında seni sorunlardan kurtarmak için cennetten düşen bir koruma meleğiyim." dedim ve gülerek kendiyle birlikte beni yatağa çekti. Aslında ödevimiz yoktu, sadece kaçmak için öyle söyledik.
"Yani anlaştık?" diye sordum ve kafasını sallamadan önce iç çekti. Gülümseyip onu yavaşça öptüm. Tabiki de öpücüğü derinleştirip üzerime ata biner gibi oturarak ellerini kalçalarıma koydu.
"Çocuklar- Oh Tanrı aşkına kendinize bir oda bulun!" diye bağırdı Anne kapıyı tekrar kapatarak. Kahkaha attım.
"Zaten odamız var!" Harry geri seslendi.
"Bu değil !" diye cevap verince kendime engel olamayıp gülmeye devam ettim.
"Hadi, çıkmak için hazırlanmamız lazım." dediğimde inledi ve uzanıp beni tekrardan öptü. Gülümseyip geri çekildim.
"Hadi, malzemeleri alıp çıkalım." deyip kalktım ve sırt çantasını alarak onu da kaldırdım.
~
Sürekli gülümsüyorlar aq
Gençler babam Wattpad hesabımı isteyip duruyor eğer bölüm gelmezse bilin ki hesabıma gitmeyi başarmış ve beni yurda vermiştir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Different Worlds
FanfictionLouis ve Harry çocukluk arkadaşıydı. Kendilerini bildiklerinden beri en iyi arkadaştılar. 12 yaşında Harry'nin taşınmak zorunda kalması ve gittikçe büyümeleri aralarındaki iletişimi kesti. Louis futbol takımı kaptanı, öğrenci topluluğu başkanı ve t...