Chapter 25

1.5K 143 115
                                    

"Louis!" sesin kime ait olduğuna bakarak arkama döndüm. Bana doğru yürüyen Josh ve Liam'ı görene kadar etrafa baktım. İç çekerek kitaplarımı dolabıma koyup kapattım.

"Sizin için ne yapabilirim beyler?" dedim yaklaştıklarında. Hala Liam'a karşı iyi değildim ama idare ederdi.

"Senin ve Malik'in erken mezun olduğunu duyduk.." dedi Josh ve kafamı salladım.

"Sadece Zayn ve ben değil, birkaç kişi daha var." dedim ve Liam gözlerini devirdi.

"Evet ama takımdan ayrılan sadece ikiniz varsınız! Ne zaman, haftaya?" deyince kafamı salladım.

"O zaman bir haftada bize iki oyuncu bulmalısınız." deyince Josh güldüm.

"Tamam. Kayıt sayfalarını hazırlayın, yarın seçme yaparız." dedim ve ikisi de sırıttı. Üçümüz de koridorda yürümeye başladık, biraz sonra yüzünde kocaman sırıtmayla Zayn geldi.

"Ve?" diye sordum ve daha çok gülümsedi.

"Evet dedi!!" diye bağırınca yumruk tokuşturduk. Gülüp omzuna vurdum.

"Keşke sende mezuniyete gelseydin." dedi Zayn ve gülümsedim.

"Bekle! Gitmiyor musun?" diye sordu Liam ve iç çekerek onayladım.

"Neden?" Josh sordu.

"Harry gelemiyor, bende günümü onunla geçirmeyi tercih ederim." dedim yere bakarak. Mezuniyeti kaçıracağıma biraz üzülüyordum. Demek istediğim sınıf bu yıl iki yerine bir mezuniyet yapmaya karar vermişti. Yani tek olacaktı.

"Harry nasıl?" diye sordu Liam. Tam o sırada Zayn'in telefonu çaldı. Telefonuna bakarak bizden uzaklaşmasını izledim ve dikkatimi Liam'a çevirdim.

"O iyi, gittikçe iyileşiyor." dedim ve kafasını salladı.

"Uh, dinleyin çocuklar, gitmem gerek.. Perrie uh.. Takım elbise ve kravat hakkında bişeyler söyledi.. Yarın görüşürüz." deyip çıkışa koşunca kaşlarımı çattım .

"Evet bende gitsem iyi olur. Harry'i ziyaret edeceğim." diyerek Josh ve Liam'ın elini sıktım ve arabaya koştum. Bir anda telefonum çalmaya başlayınca kaşlarımı çattım.

"Merhaba." Numara tanıdık değildi.

"Hey Lou.." gülümsedim.

"Yola çıkacağım Haz.." dedim.

"Bugün gelemezsin Lou.. Benim uh annemler burada.." deyince kaşlarımı çattım.

"Bugün ziyaret günü değil." dedim ve iç çekti.

"Benim uh durum raporlarım için gelmeleri gerekmiş. Bugün bitmez ama yarın gelebilirsin." deyince iç çektim.

"Peki, seni özledim ve seni seviyorum. Yarın görüşürüz." diye fısıldadım. Onu göremeyeceğim için hayal kırıklığına uğramıştım.

"Bende seni seviyorum Lou.." dedi kapatmadan önce ve telefon ana ekrana geri döndü. İç çekip eve sürdüm, moralim bozuk ve kötü hissederek. Arabayı park edip eve girince annem tarafından bombardımana uğradım.

"Smokinin için alışverişe çıkıyoruz! Hadi!" deyince kaşlarımı çattım.

"Smokin ne için?" diye sordum.

"Louis! Mezuniyetin yaklaşıyor ve ne söylediğin umrumda değil. Bunu kaçırmayacaksın. Hiçbir şekilde!" dedi ve gözlerim büyüdü.

"Anne gitmeyeceğimi söyledim! Harry gitmiyor ve birlikte gidebileceğim tek kişi o. Artı mezuniyete yanlız giden eziklerden olmayacağım, bu çok saçma." dedim ve bana ters ters baktı.

"Hayır'ı cevap olarak almıyorum Tomlinson. Şimdi gidip kıçını arabaya koyuyorsun ve hallediyorsun! Çünkü lisede son iki haftan ve Mezuniyet de buna dahil, bunu kaçırmayacaksın!" deyip beni kapının önüne koyunca inledim.

Gerçekten lanet mezuniyete girmek istemiyordum. Neden beni bu kadar zorluyordu ki.

"Pekala neler oluyor? Neden beni zorluyorsun?" diye sorunca iç çekti.

"Sadece deneyimlemeni istiyorum. Hadi ama, hiçbir zaman son sınıfların yaptıklarını yapabilme şansın olmadı. Neden bir zeki doğurdum ki?" deyince son kısımda şokla nefesimi tuttum.

"Anne." dedim ve gülümsedi, ikimizde şaka yapıyorduk.

"Lütfen mezuniyete git. En azından bir saatliğine kal. Gitmezsen pişman olacaksın." dedi ve iç çekerek arabayı alışveriş yerinin önüne çektim.

"Tamam gideceğim." dedim ve arabadan inmeden önce sırıttı. Gözlerimi devirdim ve yavaşça arabadan çıkarak onu içeri doğru takip ettim.

Bu sanırım hayatımın en acı veren kısmıydı. Mümkün olam her yoldan ölçülmüştüm. Elli çeşit takım elbise ve smokinler, ceketler, yelekler, ayakkabılar, pantolonlar, kravatlar, papyonlar, pantolon askıları.. Siz birşey söyleyin ve onu denedim.

Geçen iki saatten sonra sonunda çıkabilmiştik, smokin ve herşeyle. Pekala tam bir smokin değildi, koyu mavi bir takım ve beyaz gömleğe karar vermiştim. Kravat veya herhangi bir şeyle rahatsız olmak istemiyordum. Birisiyle gitmeyi planlamıyordum.

"Neden bana bunu yaptırdığını anlamıyorum" dedim ve annem iç çekti.

"Güven bana, eğlenceli olacak." dedi.

"Aslında ben Harry'i görecektim. Anne ben Harry'e söz verdim, günü onunla geçirecektim. Şimdi beni saçma mezuniyete gitmeye zorluyorsun." diye sızlandım.

"Eminim Harry anlayacaktır." deyince iç çektim. Bunu kazanamayacaktım. Görünüşe göre mezuniyete yalnız giden bir ezik olacağım.. Harika!

~

Fujoshi_Kanojo ya ithaf ediyorum çünkü onun sayesinde attım qgsjhyqjsbs

Two Different Worlds Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin