2.Bölüm : Gece Erkek Lise'sinden

28 4 0
                                    

Merhaba biliyorum hikayemi okuyan çok kişi yok ama ben bunu sizin okumanızdan çok kendim için yazıyorum.
Bir nevi kafa dağıtıyorum.
Geçen bölüm de sadece bir kişi okusa bile ben yazmaya devam edicem demiştim ve edicem de.
Kitap oyuncularını nasıl koyucağımı bilmediğim için şimdilik karakterlerimi multiye koyucam.
Veeeeee multimedia da GECE ERKEKlerimiz...

Mert Çağrı'nın Ağzından :

Yine sırf antrenman yapmak için bizimkilerle okul başlamadan erken saatlerde kalkmıştık. Üzerime bol gri renkli bir tişört ve siyah eşofman altı giydim.

Bu Ekrem beyi bir türlü anlamıyorum. Yani Gündüz Kız Lisesiyle olan voleybol maçımıza bizi neden çalıştırıyordu ki. Çok gereksiz. Bizi yenebileceklerini sanıyorlar Nahhh yenerler. Bu kızlar her yarışmamızda karşımıza çıkmak zorundalar mı ? Çünkü gerçekten çekilmiyorlar.

Ben günlük hazırlanma faslımı bitirip yatağıma uzandım ve telefonumda gezinmeye başladım. Herkes hazırlanmış olucak ki bora yanıma gelip " Biz hazırız , vakit kaybetmeden gidelim de bitsin bu iş " Bora erken kalkmaya alışık olduğu için uykusuzluk problemi çekmese de hangi insan sabahın dördünde zaten kazanacağımız bir voleybol maçı için kalkmak ister ki.

Bora'yı başımla onaylatıp yattığım yerde doğruldum ve ayağıyla kalktım.

İki saatlik çalışmadan sonra hepimiz aynı yatakhanede olduğumuz için dağılmadık. Kapı da geçen sene yaptığımız yatakhanenin yeni adına takıldı gözüm. " Vardiya 1 " biliyorum çok mantıksız zaten amaçta buydu mantıklı olmasına gerek yok.

Vardiyamıza girince Bora,Ben,Alp,Ege ve Can olucak şekilde duşumuzu aldık ve okul kıyafetlerini giydik. Hepimiz Can'ın yatağın toplanmış telefonlarımızla uğraşıyorduk.

Alp: " Abi ben çok pis acıktım" dediği anda karnından sesli bir gurultu geldi.
Ege: "Olum daha on beş dakika önce yedi tane popkek yemedin mi sen."
Alp: " Onu yiyeli on beş dakika oldu daha ne olsun ben açıııımm."
Alp çocuk gibi mızmızlanmaya başladıysa kesin acıkmıştır ve Alp'i aç bırakırsanız da....... Allah sonunuzu hayretsin.
Araya ben de girip " Aslında ben de acıktım " diye itirafta bulundum. Antrenman hepimizi fazlasıyla yormuştu ve hepimiz de açtık.
Can: " Bizim Ahmet abinin fırına mı gitsek ki ?".
Bu sorusuna karşılık hepimizden olumlu mırıltılar çıkınca ayaklandık ve cüzdan, telefon gibi şeyleri cebimize attık. Bu gün ilk ders din olduğu için biraz geç kaldıkta sorun olmazdı.

Müdürümüz Ekrem beyden de izin aldık ve dışarı kapıya doğru yürüdük. Can herzaman ki gibi Açelya'ya saydırıyordu. Kız sarışın olduğu yetmezmiş gibi bir de Gündüz Kızı'ydı.
Yolun kenarından fırına doğru giderken bir araba sesi duyuldu. Bizimkilerde merak etmiş olucak ki kendi aralarındaki boğuşmaya bir son verdiler.

Bizden biraz ileride bu tarafa doğru gelen siyah mat bir jeep gözüktü. Bir anda ne olduysa içimi hem çok heyecanlı hemde kötü şeylerin olacağı bir his kaplamıştı. Araba yanımızdan geçerken muhtemelen bizimle aynı yaşta kulağındaki kulaklıkla bize bakan bir kız geçiyordu. Önce kızın güzelliğine kapılsam da sonradan kaşlarımı çattım ve ona yedi numaralı sert bakışımı attım.

Ne var edebiyat dersinin geçmesi için bir şeylerle uğraşmam lazım. Gerçi derslerimin de iyi olması biraz garip ama kimin umrunda.

Araba yanımızdan geçerken sanki zaman yavaşlamıştı. Kız bizim kaşlarımızı çatmış ona öfkeyle bakarken görünce o da kaşlarını çattı. Ve araba bizden uzaklaşmaya başladı. İçimizde ki en zeki arkadaşımız Bora: " Gündüz Kızlarına bir kız daha eklenmiş gibi duruyor." Can:"Ondan şimdiden nefret ettim." Sesi gibi bütün kasılan yüz kasları da Gündüz Kızlarından ne kadar nefret ettiğini vurguluyordu.
Ben:"Neyse bize bulamadıkları sürece sorun yok. Fırına da geldik zaten. Alıcağınızda alıp okula geri dönelim "

Hepimizi elimizde ki poğaçaları yiyerek okula geldik. Sonrasıysa normal bir gün.

İlk bölüme göre biraz kısa oldu ama bence böyle daha iyi. Çünkü kısa olunca çabuk bitiyor , uzun olunca da bitmek bilmiyor. Yani ortası en iyisi bence.

Gündüz mü , Gece mi ?Where stories live. Discover now