6.Bölüm : O ne foto öyle gı???

13 3 0
                                    

İyi okumalar..( Yazıcak bir şey bulamadım )

Mira Yaman'ın Ağzından:

Uyandığımda hava kararmıştı. Havuzdan sonra duş almadan uyuya kaldığım için kendimi yapış yapış hissediyorum.

Yataktan kalkıp odamın içindeki banyo ya doğru yürüdüm. Soğuk her zaman bana iyi gelmiştir. Kendimi çivi gibi soğuk suya bıraktım.

Duştan çıkınca üstüme siyah pantolon ve lacivert kısa kollu bol bir tişört geçirip pantolonumun içine soktum. Altına siyah vanslarımı giydim. Saçımı tepeden bir dağınık topuz yapıp telefon ve cüzdanımı da cebime attım.

Anahtarlığı solonun ortasındaki sehpadan alıp kapıya yöneldim saat yedi olmuştu ve kızlardan cevapsız arama vardı. Onlara okula doğru yürüdüğüme dair mesaj attım.

On beş yirmi dakikadan sonra okulun kapısının önündeydim.

Okula girip direkt yatakhaneye çıktım. Yolda gelirken marketten abur cubur falan almıştım. Yukarı çıkınca hemen yatağıma geçip aldıklarımı yemeğe başlamıştım.

Kızlar yanıma gelip olanları sordu ve bende her şeyi en baştan sonuna kadar anlattım. Tabi son bir süprizim de vardı onlara erkeklere dün yaşananları anlatırken küçük , minicik , miniminnacık bir kısmı anlatmayı es geçmiş olabilirim.

Ben:"Kızlar en güzel kısmıda hepsinin bir ton foto ve videosunu çektim."
Yağmur:"Göstersene" diyince ben de galeriye girdim.

Önüme ilk çıkan fotoğrafta Bora Alp'i yıkamaya çalışıyordu. Ama Alp yerinde durmadığı için bayağı zorlanıyor gibiydi. Kızlarla bu fotoğrafa kahkahalarla baktık. Ekranı yana kaydırdım bu sefer bir video vardı. Bunda da Ege ve Can'ın havuz macerası. Videoyu izledikten sonra hepimizin karnına gülmekten ağrılar girdi. Böyle yaklaşık otuz fotoğraf ve yedi video vardı. Artık gülmekten gözlerime hakim olamadığım için yaşlar dökülüyordu.

Son fotoğrafta hepsi L koltuğa oturmuştu. Ege Bora'yı öpmeye çalışıyor. Alp Can'ın kolunu ısırmış bir şekildeydi Mert ise koltuğun üstüne çıkmış iki eli de havada orta parmak gösteriyordu.

Açelya:"Bu fotoğrafı insatgrama koysana" diyince benim de aklıma çok müko bir fikir geldi.

Hemen instagrama girip fotoğrafa erkekleri etiketledim. Yorumlara da ( yok öyle kaybedip hesap ödetmek. Bu maçın illa ki bir kazancı olucaktı değil mi beyler???🖕🏻dgrunbgdhrht) yazdım ve paylaştım. Kızlarla biraz daha fotoğraflarla gülüp eğlendik ve yataklarımıza dağıldık. Ne kadar bu gün beş saat uyumuş olsam da hala kendimi çok yorgun hissediyordum. Ve kısa sürede tekrardan aşkımın kollarına atlayıp derin bir uykuya daldım.

Can Erdem'in Ağzından :

Bu gün okula saat iki buçukta geldiğimiz için müdürümüz Ekrem beyden iyi bir azar işitmiştik ve cezaya kalmıştık. Sabahleyin olanları kendime yediremiyordum. Çünkü bir kızın evin de kalkmak hele düşmanımız olan bir gündüz kızının evinde kalkmak çok can sıkıcıydı.

Şu anda hala cezadayız çabamız da okul kütüphanesinin tozunu alıp kitapları kotegrofilere(yanlış yazmış olabilirim nasıl yazıldığını bilmiyorum) saat yedi olmuştu ve biz hala kütüphanedeydik.

Ben:"Ulan bitmicek bu iş , benden bu kadar pes" deyip kendimi oturmak için konulan puflardan birine attım.
Alp:"Bir tek açlıktan ölebilecek biri olan ben şu an pert" deyip elindeki sarı toz bezini çalışma masalarından birine attı ve kendi de sağımdaki puf atladı.
Ege:"Hakkatten abicim Alp'in rekoru bir saat ve biz bu çocuğu yaklaşık dört saattir aç mı bıraktık. Alp hala aramızda mısın ?"
Can:"Ne aç bırakması arada yine tıkındı bir kaç bir şey"
Alp:"Lan onlar benim gibi birini bırak doyurmayı hafifçe açlığımı yatıştırmaz bile."
Bora:"Ulan biz neyiz burda. Girdik bir maça gerisi ceza. Kalkın lan şimdi sadece sol üst raf kaldı silinicek bizde Mertle sağ tarafı hellediyoruz. Oyalanmayın şakın oturduğunuzu görürsem kafanızda parçaları bu kitabı" dedi elinde ki kitabı göstererek. Çok ciddi gözüküyordu.

Ege:"Boraaaaa" ve önce sırıtmaya sonra gülmeye en son da kahkaha atmaya başaladı "Abi elinde cinsellikle ilgili bir kitap tutuyorsun farkında mısın" diyince hepimiz kahkahayı bastık.

Bora da elinde ki kitabı indirip kapağına baktı. Ne kadar ciddi görünmeye çalışsada o da gülmeye başladı.

Mert:"Oğlum keyif mi çatıyorsunuz lan yoksa. Bora seni de bunlara uy diye mi gönde-..... OHALANÇÜŞ Bora senden hiç beklemezdim kardeşim azdın mı?" dedi Bora'nın elinde ki kitaba bakarak.
Bora:"Yok be kardeşim sen de bunlara uy hemi. Elime geçen ilk kitap buydu , kitabın kapağına bile bakmadan kafalarında parçaliycaktım da işte...."
Mert:"Tamam lan bozulma bunların yapacağı yoktu ben de onların işinide hallettim. Çıkabiliriz artık." Ve sol kolunu Bora'nın boynuna atıp sağ eliyle saçlarını karıştırdı. Biz de onlar cebelleşirken birbirimizle uğraşıyorduk.

Yemek haneye indik ama yemekler çoktan kaldırılmıştı. Bizde aşçıların olduğu bölüme girdik. Ne zaman yeği kaçırsak Ahmet Amca bize yemek verirdi.

Ege:"Ahmet abi , Ahmet abi danışmaya lütfen" bağırınca Mert ensesine bir tane indirdi.
Can:"Ahmet abi kendimi açlık oyunlarında gibi hissediyorum. Pliiiss elma dersem çıkma , armut dersem çık" "Armut , armut , armuuuut"
Ahmet abi :"Geldim oğullarım , geldim" dedi ve yanımıza elinde ki yemek tabaklarıyla geldi ve masaya koydu.
Ahmet abi:"Yine ne yapıtınızda bu saate kadar aç kaldınız" diye bizi azarlamaya başladı.
Bora:"Ceza olarak kütüphaneyi baştan sona temizleyip düzenledik"
Ahmet abi:"Ah be oğlum biraz uslu dursanıza siz de gene ne halt ettiniz."
Mert:"Uzun hikaye abi boşver sen" diye geçiştirdi.

Ahmet abi yanımızdan ayrılınca yemeklerimize devam ettik. Ve yatakhaneye çıktık. Hepimiz birbirimize iyi geceler diyip yataklarımıza dağıldık. Saat daha sekizdi ve kimse uyumamıştı ama bizim büyün gün canımız çıktığı için çok yorgunduk.

Tam uykuya dalıcakken beşimizin birden telefonlarına mesaj geldi. Bir küfür savurup yatağın yanındaki komidindeki telefonuma uzandım. Mesaj instagramdan gelmişti. Tanımadığım ama aynı zaman da da tanıdık gelen bir kızın adı çıktı ekranda o bizi etiketlemişti.

Diğerlerine baktığımda onlar da gelen mesaja bakıyorlardı. Ben de vakit kaybetmeden instaya girdim.

Fotoğrafı paylaşan kızı görünce gözlerim açıldı ve uyku diye bir şey kalmadı. Hemen fotoğrafın üstüne tıkladım. Gördüğüm şeyle yerimde doğruldum.

Oha lan bu biz miyiz. Hepimiz bir garip pozisyonda çıkmamıza rağmen hala yakışıklıydık. Fotoğrafı çekerken büyük ihtimalle hiç birimizin haberi yokmuş.
Altına da yorum olarak bir şeyler yazmış.

Bu fotoğrafı atınca daha çok sinirlendim. Ne kadar yakışıklı çıksakta hepimiz ayrı bir manyak gibiydik. Ben gibiydik mi dedim? Pardon gibiydiği atalım zaten öyleydik.

Normaldede çok mükemmel zekamız olsa da sarhoşken bir ayrı kafaydık.

Diğerlerine baktığımda bakıştıklarını gördüm. Ne kadar deli olmakta hepimizin saygı çerçeveleri vardı ne de olsa. Ve hepimizin yüzü öfkeyle kasılmıştı. Yatakhanedeki diğerleri de görmüş olucaklarki.

Emre:"Mert. Abi bu ne hal"
Mert:"Yanlış anlaşılma" bunu söylerken dişlerinin arasından tıslamıştı.

Emre susup başka bir şey demeden önüne döndü. Bizde yattığımız yerde uyumaya çalıştık. Ama aklım hala o fotodaydı. O ne foto öyle gı?????

Yazar hala internetten oyuncuları nasıl koyucağına bakmaya üşendiği için hala oyuncuları gösteremiyir. Ama fotolarını atiyir.

Gündüz mü , Gece mi ?Where stories live. Discover now