Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Mina kıpırdayıp durma, saçını bozuyorsun."
"Strese girdim senin yüzünden."
"Ne var be? Eleştiri bile yapamıyoruz. Ne biçim nedime kıyafeti seçmişsin? Pembe bir de. Çıldıracağım şimdi. Senden başka kimse bana bunu giydiremezdi biliyorsun değil mi?"
"Of Momo. Gelin benim. Ben ne istersem o olacak."
"O yüzden bize bu eziyeti yapıyorsun zaten. Senden güzel olmamı çekemedin değil mi?" Mina bozulan sinirleriyle gülmeye başlayınca Momo da ona katıldı.
"Çatlak mısın kızım sen? Düğün günümde senin benim etrafımda dönmen gerekirken daha da yoruyorsun beni." Momo'nun durgunlaşan yüzüyle Mina'nın da suratı asıldı. Bu gerginliğinin sebebi Mingyu'yu görecek olmasıydı. Düğün günü yaklaştıkça çıldırmaya başladı. Mina her seferinde alttan almaya çalışsa da çok gerilmişti. Momo'nun yanındaki koltuğa eteklerini düzelterek oturdu. Momo'nun ellerini elleri arasına alırken konuşmaya girdi.
"Momo, hayatım-"
"Hayatım deme bana. Onu hatırlatıyor. Zaten her halt onu hatırlatıyor. Mina bir şey yokmuş gibi davranmaktan çok yoruldum. Ondan uzaktayken idare ediyorum ama şimdi onunla birkaç saat aynı masada oturmak fikri beni delirtiyor. Düşündükçe hakim olamıyorum kendime. Ben annenlerle otursam olmaz mı?" Mina iç çekerek başını olumsuzca salladı.
"Herkesin yeri olduğunu biliyorsun. Sana sorduğumda sorun olmayacağını söyledin. Ayrıca bunu aşmalısın. Biz bir arkadaş grubuyduk. Mingyu ile ilişkinin bunu etkilemesine izin verme. Onu görmezden gelirsin. Olur biter."
"Nasıl görmezden geleyim Mina? Adı bile geçtiğinde içim bir tuhaf oluyor hala. Unutamadım işte biliyorsun." Momo'nun dolan gözlerini görünce elini daha sıkı tuttu.
"Ah be kızım. Ne diye ayrıldınız ki siz zaten?"
"Onun yüzünden, hepsi onun yüzünden. Sadece diplomamın uluslararası alanda geçerli olması için uğraşıyordum Mina. Hiçbir zaman onu bırakıp Japonya'ya gitmeyi düşünmedim. Sen de biliyorsun. Sadece bir süreliğine gidip gelecektim. 'Senin geleceğinde bana yer yok' diyen oydu."
"İkinizin hiç konuşma fırsatı olmadı Momo. İkiniz de dik başlısınız. Mingyu'nun da sebepleri vardı."
"Bana onu savunma. Ayrılmayı çoktan düşünüyormuş belli ki. Böyle bir karar hemen verilmez. Beni dinlemedi bile. Bahane olmuştur gidişim."
"Mingyu böyle biri değil."
"Her neyse. Ben biraz daha iyiyim. Onunla iki saat aynı masada oturmaktan ölmem. Sen beni düşünme. Bugün düğünün var senin be, hala derdimi anlatıyorum." Momo suçlu gözlerle ona bakıp ayağa kalktı, ardından sıkı bir sarılmayla onu ödüllendirdi. "Sen sahip olduğum en iyi arkadaşsın. Wonwoo umarım seni çok mutlu eder." Mina içten bir şekilde gülümseyerek kolları arasındaki bedeni kendinden uzaklaştırdı.
