"Ölürken yaşa yada öl.Gel.Yüzük bende.
Oydertin Uyeris."Evet bu kadardı.Bütün geyik derisinde yazanlar bu kadardı.Peki ne zaman gidecektim?Nereye gidecektim?Oydertin denen herif de neyin nesiydi? Yüzük ona nasıl geçmişti?Ben bütün bunları düşünürken adının Kemal olduğunu öğrendiğim çalışan beni motoruna bindirmiş gidiyorduk.Ben herşeyin farkına vardığımda Kemal'e "Nereye gidiyoruz?"diye sordum.Sustu.Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından durduk.Bana sadece "İn."dedi.Indim.Etrafımda birbirinden farklı insanlar vardı.Ama hepsinin tek ortak noktası bakışlarına hakim olmuş kindi.Ve uzaktaki çadırların birinde bana ince ince bakan o siyah gözler vardı.Artık canıma tak etmişti.Hem nasıl olsa yüzük bende değildi.Hızlı ama bir o kadar da emin ve sert adımlarla o çadıra doğru yürüdüm.Bana baktı.Ona baktım.Çadıra yaklaştığımda çadırdan çıktı.O esnada çadırına göz gezdirdim.Çadırı da gözleri kadar siyahtı."Hıh!Doğrusu bu kadar cesur olduğunu tahmin etmemiştim Bücür."dediğinde ona doğru bir adım attım ve "Bende senin bu kadar korkak olduğunu tahmin etmemiştim Buğlem!"Adını yola çıkmadan önce Kemal kendi kendine konuşurken duymuştum.Sadece bana sinirli baktı.O sırada omzumdan bir el beni çekti.Arkama döndüğümde yaklaşık 40-50'li yaşlarda biri bana şeffaf yeşil gözleriyle bakıyordu.Ondan sonra bana iyimser bir şekilde baktı.Bu bakışa alışkın değildim.Sonra gözlerini benden ayırdı.Sessizce başka bir çadıra doğru yürüdük.Içeri girdim.Hemen bulunduğum yere oturdum.Aslında bir bakıma çok sinirliydim.Şu aptal Buğlem'i öldürmek istiyordum.
"Buğlem 12 yıl önce ailesini kaybetti..."
"Banane ya!Banane?! Aynı hikayeyi dinlemek istemiyorum artıķ!Ailesini kaybetti diye bu kadar küstah olmak zorunda değil!Arada gizlice beni izleyip durduk yere tırstırmak zorunda değil!Masum masum hiç birşey bilmezken o lanet günde rastgele bir standdan sırf yüzük sevdiğim için beğendiğim bir yüzüğü aldım diye mi bütün bunlar benim başıma geliyor? Nefret ediyorum ondan!"konuşmamı bitirdiğimde gözlerim dolmuştu.Oydertin bana içli içli baktı ve yüzüğü bana verdi."Sen seçildin.Evet.Bütün herşey senin başına geldi.Çünkü sen seçildin.Bu yüzük seçer.Bu yüzük seçtiği kişinin parmağında durur.Sen Buğlem'in öfkesini dindirmek için seçildin.Onu sakinleştirmek için seçildin.Şimdi senin görevin öfkeyle savaşmak hem de hiç bir zaman karşılaşmadığın ve karşılaşamayacağın bir öfkeyle savaşmak.Şimdi tak şu yüzüğü ve def ol git.Onunla savaş.Onun Öfkesiyle savaş." Sustum.Haklı mıydı?Peki ben haklı mıydım?Buğlem Boğucu'dan
O bücür canımı baya sıkmaya başlamıştı.Ayak altında dolaşan bir Bücür.Bakışları net değildi.Ama ona net geldiği kesindi.Aklıma o yürüyüşü geldikçe gülesim geliyordu.Ama olsun.Yakında aklıma bile gelmeyecek ya,neyse.
Ebrar sırtıma bir yumruk attı ve yanıma oturdu."Vaay lafı soktu gitti.Helal olsun valla.Ne o pıtırcık? Sustun kaldın karşısında.Ama şimdi taşmış yani baya.Bana ayarlasana kız!" Ben ne düşünüyordum o ne düşünüyordu.Zaten kendimi bildim bileli Ebrar'ın Kinliler Barınağı'na neden geldiğini merak etmişimdir.Ama yinede severim Ebrar'ı.Gerçi Kinliler Barınağı'ndakileri komple severim ben.Mükemmel varlıklar hepsi.Ardından Ebrar ıslık çaldı ve hepsi geldi.Ela,Fatih (oo Fatih'i herkese tek geçerim)Rüzgar,Gonca,Yonca (Kinliler Barınağı'nın ikizleri.Zamanında terk edilmişler) Cem,Ali,Kadir,Sude,Ekin ve 12 kardeşler:Ocak(erkek),Şubat(erkek),Mart(kız),Nisan(kız)Mayıs(erkek),Haziran(kız),Temmuz(erkek),Ağustos(erkek),Eylül(kız),Ekim(Kız),Kasım(erkek),Aralık(erkek).
12 kardeşler zamanında cami avlusuna bırakılmış (yaklaşık 6-7 yaşlarındayken)sonra bunlar da camiyi fişeklemişler dikkat çekebilmek adına.Sonra da çocuk hapishanesine atılmış 2 ay sonra tahliye edilmiş.O iki ay içinde de oradaki bazı çocuk mahkumlardan bu Kinliler Barınağı'nı duymuşlar.Tahliye olunca da buraya gelmişler.
Hep beraber şu Aral meselesini konuştuk.(Bu arada 12 kardeşlerden favorim Aralık'tır.Kral adamdır Aralık.Ama aslında Mart da iyi kızdır.Kafa dengidir.Mart'ı da Aralık kadar olmasa da yinede çok severim.)Bu yüzden bu meselelerin kritiğini Mart,Aralık ve Fatih ile yaparız.Herkes Aral'a farklı açılardan bakıyordu.Kimisi git ve konuş diyordu.Kimisi döv onu diyordu.Kimisi de taktik maktik yok bak bam bam girecen olaya diyordu.Neyse saat epey geçti.Gerçi bu Kinliler Barınağı'nda pek de önemli sayılmazdı ama uykum epey gelmişti.O yüzden herkese kinli geceler dileyip yattım.Aral Uras'tan
Bütün gece durmadan düşündüm.Seçilmemi,seçilmeyi,seçilme sebebimi...Acaba onu yatıştırabileceğimi falan mı düşünüyorlardı?
Gece düşünmeyi bırakıp yattığımda saat 05.15'ti.Gerçi düşünmeyi tam olarak bıraktığım da söylenemezdi.Rüyamda bile düşünüyordum.
Sabah kalktığımda şiddetli bir şekilde başım ağrıyordu.Hemde çok şiddetli.Kafamı dağıtmak adına bisiklet kiralamaya karar verdim.Müzik çalarımı açıp kulaklarıma kulaklığımı geçirdim.
Yaklaşık 10. kilometrede gerçekten rahatladığımı hissetmeye başladım.Ama birkaç metre sonra ön lastikten sesler gelmeye başladı.Patlamıştı.Aşagı indim.Bisikleti tutup ilerledim.Acaba yardımcı olacak birileri var mıdır diye.Biraz daha ileride küçük bir yerleşim yeri gibi bir yer vardı.Hiç düşünmeden girdim.Etrafımda çadırlar vardı.Ama önemsemedim.Ilerideki pembe bir çadırda bisiklet resimleri vardı.Belki bu işten anlar diye düşündüm.Iceri girdim.Içerdeki kız çığlıkla karışık bir şekilde"BUĞLEEEEEM!!!"diye bağırdı.O an herşey kafama dank etti.Ben şu Oydertin'in,Buğlem'in falan durduğu yere gelmiştim!
Buğlem Boğucu'danKarşımda onu görmeyi beklemiyordum.Ne kadar soğukkanlı olmaya çalışsam da asla olmuyordu.Bana şaşkınlıkla baktı.O an çok keyif aldım bundan.Biraz keyif almak için hafif tebessüm ettim.Daha çok şaşırdı.(Benim gülmemi beklemediği için şaşırdı.Yoksa büyücü filan değilim) Aynı şekilde bakmaya devam etti. "Biraz daha aynı şekilde bakarsan seni pataklama ihtimalim %99'dan %100'e çıkacak."Ama o bir anda gerisin geri koşmaya başladı.Bende peşinden gitmedim tabiki.Ama garip bir şekilde Aral'ı her gördüğümde kinim biraz daha diniyor ve öfkem azalıyordu.Bunu istemiyordum.Ben onu öldürmek istiyordum.Oysa o bu istediğimi farkında olarak veya olmayarak yatıştırıyordu.
Seeeeelammmmm!Biliyom uzun zamandır yoktum neyse bb.Öpüldünüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ YÜZÜK
FantasyBu hikaye belki sizi kendi dalgasına alıp sürükleyecek.Yada siz onu beğenmeyip eklememiş olduğunuz kütüphanenizden tamamiyle sileceksiniz.Ama her şey gibi basılmış veya basılmamış bütün kitaplar da bir şansı hakeder. Peki siz bu hikayede Aral olup s...