BÖLÜM 10:TEKRARDAN MERHABA ;)

150 35 17
                                    


Şehirde belirlenen rüzgar,zamanla dahada hızlanmaya doğru haraket ederken,binaların arasında beliren yalnız kaldırımların üzerinden geçen insanlar yağmurun yaklaştığını düşünürek gidicekleri konuma adımlarını hızlı atmaya başlarlar.Ertuğrul ise gökyüzünden yeryüzüne inen zararsız damlalar yavaş yavaş belirlemeye başladığında adımınlarını yavaşlatır.

Evinin önünde belirdiği anda camdan bakan dertli kız,çocuğu görünce seslenmek istemeyip istemsiz bir gülümsemeyle sigarasına devam eder.Ertuğrul evine girdikten sonra yağmurunda etkisinin olduğunu düşünürek,kitaba olan hevesini artırıp bir kahve yapar ve camın kenarında şehrin içine girmek için kitabını açar.Yeni sokakların içinde beliren huzurun etkisiyle,kendini adeta koşuyormuş gibi hissedip,sokak sokak dolaşmaya başlar.Zaman geçer,sokaklar değişir,yapraklar çevirilir ve karşısında bir yazı belirir.

"Satranç hayat gibidir .Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek." 

Bu yazının düşüncelerine yapan etkisinin büyük olduğunu düşünerek cümlelerin altını çizmeye başlar.Sonra bir daha kahve yapar ve kaldığı yerden devam ederken kapının zil sesi duyulur.Uzun zamandır evinin kapısı başka kişiler tarafından açılmadığını düşüncelerinde yer eder ve kapıdaki insanın kim olduğunu tahmin ederek kapıyı açar.Karşısında kimsenin olmadığını görünce düşünceleri;kendisinin savunmasız durumda olduğunu belirtmek için sinyal verip,yerdeki kağıdı almasını ister.Ertuğrul,kağıdı alıp açtığında bir telefon numarası görür ve kim olduğunu öğrenmek için mesaj atarken bir andanda camdan dışarı bakıp bina ya kimin girdiğini görmek için dışarı çıkacak olan insanı görmeye çalışır.Beklentisinin sonunda bir küçük cocuk çıkar ve koşa koşa sokaktan uzaklaşmayı hedefler.Ertuğrul camdan seslenmesinin mantıksız olacağını düşünürek numaranın sahibinden *kimsiniz?* sorusunun cevabını bekler ve en sonunda bir cevap alır  .*Sana ihtiyacım var*; sorduğu sorusunun karşısında böyle bir cümle geliceği aklından hiç geçmemişti.Cevap yazmadan önce sigarasını yakar ve sokağı izlemeye karar verir.

-Karşılıklı duran binaların ortasından hafif bir rüzgarın sesi belirirken;karanlık,kendisini aydınlığın içine doğru bırakır.İnsanlar hayallerini kurmak için bazen sessizliğe aşık olurlar ve genellikle cam kenarlarını severler,sokaklardan geçen kedilerin ve insanların düşüncelerini okumaya başlarlar.Rüzgarın içine kendini bırakmak ve kendini doğaya emanet etmek isterler.Bazen insanlar tarafından gülünç duruma düşerler fakat onları kimse anlamak ve hissetmek istemez onlar ise umursamaz bir tavrıyla sadece sigara içmek ve dumanını atmosferin kontroline bırakmak isterler.

--Arzu kendini adeta zamanın içinde kaybolmuş bir ölü gibi hissediyordu.Hissettiği tek şey duygularını hissetmemekti fakat kendisinin hislerini yerine getirecek bir insanın yanında olmasını istiyordu;sadece konuşmak ve kelimelerin beyaz sayfayla seviştiği gibi,düşüncelerini dalganın çıkardığı sesin içine karıştırarak yok etmeyi düşlüyor ve o dalganın sahibini arıyordu.

---Ertuğrul sigarasını camdan dışarı atmak üzereyken karşıdaki apartmandan bir kız sesi duyar gibi olur fakat o sesin rüzgarlar arasından tam anlaşır bir şekilde kulağa gelmesi istisnadır.Erkek karşıdaki binanın beşinci katına bakar ve bir mavi gözlü kız görür.Arzu,Ertuğrulun kendisini gördüğünde tekrar seslenir ' NEDENN CEVAP YAZMIYORSUN'diyerek bağırır ve gülümser.Ertuğrul şaşkınlık içerisinde ne yapıcağına karar veremeyerek şaşkın bir ifadeyle gülümser,sesini yükseltmek yerine eline telefonu alır ve 'NEDEN DIŞARI ÇIKMIYORUZ' diyerek cevap yazar,sanki küçük harflerle yazdıktan sonra sert atmosferin moleküllerine kapılıp mesajın karşı tarafa gitmiyeceğini düşünürek bir espiri içerikli bir mesaj göndermişti.Arzu mesajı gördükten sonra 'YARIM SAAT SONRA ÇIKALIM :) ' diyerek Ertuğrulun mesajı gibi karşılık vermişti.

--Kendilerinin birbirlerine samimi hissetmesi sağlayan etken saatin sabah beş olup yalnızlıkta görünen iki insanın yanyana olması ve güneşin doğuşuna eşlik etmeleriydi.

---Erkek ve kız hazırlanırlar,kendilerinin güzel görünmesi için elinden geleni fazlasıyla yapmazlar çünkü önemli olan düşüncelerdi..Buluşma vakti gelir ve birbirlerini görürler klasik tanışma muhabbeti yaparlar ve erkek bu arada kızın karşıdaki binada oturduğunu yeni öğrendiği için şaşkınlığını kıza belirtir.Artık birbirlerini az da olsa tanımışlardı şimdi önemli olan hikayelerdi ve değiştirilmeye laik olan düşünceler....

--Bir denizin karşısındaki oturmaklık banklara kendilerini yerleştirirler ve bir sigara yakarlar.Hikayelerini anlatmak için konuşmaya başlarlar.Arzu,hikayesine başladıktan sonra göz yaşlarına hakim olamaz ve yaşlar suratını esir almak için yola çıkar.Anlatır,rüzgar eser dalganın çıkardığı huzur sesi bozulur ve hafifçe rüzgar eser,bir kafeteryadan müzik sesleri gelir duygular dahada canlanır ve denizdeki dalgalar çıkardığı sesten utanmaya başlar.Erkek,kızın anlatışını sever cümlelerine aşık olur ve duyguları bir nebze olsun değişir,kıza çok güvenmek ister,öyle masum gözükürkü kız,doğanın kutsallığıymış gibi ve erkek ise doğanın kutsallığına inanırmış gibi.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Zamanın hızına eşlik ederler.Birbirlerini,yalnızlığın içinde bulunmuş iki kalabalık şehir gibi görürler.Kendilerini,aşk denilen büyüye teslim ederken,büyüyüp olgun bir insana bürünmüş şekilde hissederler artık onlar erkek-kız değil yaşlı bir kadın ve yaşlı bir adam olurlar......

Kendilerince bir karar alırlar.Hikayelerinin çok normal olmadığı için yaşantılarını kaleme almaya başlarlar ve ilk bölümlerde kendilerinden asla bahsetmezler.Kızın hikayesi okuyucular tarafından bilinmek üzeredir fakat Ertuğrul kendisine ait olan hikayeden asla bahsetmemektir.Kendisini hikayenin sonunda anlatmaya karar vermiştir...

Hikayenin başlangıcından birkaç sayfa sonra kendisini belli etmek istemiştir ve kendisini hikayesinin içinde kendini yansıtmayı başardığını umarak okuyucularına ;


MERHABA,BEN ERTUĞRUL GÖKMEN HİKAYEMİZİ OKUMAYI TERCİH ETTİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYOR OLUCAĞIM.BU ARADA ŞAŞKINLIĞINIZI SEVİYORUM. :)

---Ben Ertuğrul Gökmen şimdi ise size bankta oturan Arzuyla benim hikayeme kaldığım yerden devam edicem ve bazen kalemimi arzunun çaldığını belirtmeliyim arada kendi adına yazıyor,çılgın kadınım benim :)

.............

Yeni ŞehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin