Sabah erkenden kalkıp, aynanın karşısına geçtim ve hazırlanmaya başladım. Berbat durumdaydım. Kendi başıma hazırlanamayacağımı düşündüğüm için Hilal'i aradım. Aynı sitede olduğumuz için gelmesi çok uzun sürmedi. O gelesiye kadar duş aldım. Ben duştan çıkıp saçımı kurutunca kapı çaldı. Aşağı inip açtım. Gelen Hilal'di. Beraber odama çıktık.
"Çok güzel olmalıyım. Ama parti tarzı bir şey değil. Yani günlük ama şık. Çok özendiğimde belli olmasın. 10 dakikada hazırlanmış, hiç çabalamamışım gibi olsun. Ne demek istediğimi anladın mı?"
"Çok iyi anladım. Merak etme, bana bırak." Hilal'in annesinin bir markası var. Kıyafet tasarlıyor, üretiyor ve sunuyor. Hilal'de annesinden bir şeyler öğreniyor. Bu yüzden kombin konusunda ona gözüm kapalı güvenirim.
İlk olarak dolabımın karşısına geçip uzun uzun baktı. Sonra önüme 3 kombin koydu. Biri, beyaz iç gösteren bir sporcu atleti, altına da mavi demirli bir şort, ayakkabı olarak da yeşil spor ayakkabılarım.
Diğeri, üzerinde 'good girls wear black' yazan bir tişört, altına mavi, yırtık bir şort, ayakkabı olarak da siyah converse'lerim.
Ama ben üçüncü gösterdiği kombini giydim. Çünkü en şık olanı oydu. Pembe, salaş bir tişört. Altına da dizleri yırtık, beyaz bir pantolon. Sonra aynanın karşısına geçtim. Gerçekten güzel olmuştu. Tek başıma bunu hayatta beceremezdim. Saçlarımı da toplayınca daha güzel oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLIDAKİ ÇOCUK
ChickLit10 saniyeliğine gördüğünüz birine aşık olmak mümkün mü? Birbirlerini 10 saniyeliğine görmüş, o anda aşık olmuş, fakat birbirlerine asla açılamayan 2 aşığın hikayesi..