BÖLÜM İKİ ~ şüphe

18 4 3
                                    

Telefonumun ışığı gözümü alınca hızlıca saate bakıp kapattım.12:26'yı görünce odama geçmeye karar verdim.Pek uykum olduğu söylenemezdi fakat az uykuyla okula gitmek oldukça zordu ve belki yatağa yatarsam uykum gelirdi.

Merdivenleri çıkarken İlker'in annesiyle sarıldığını gördüm ve birkaç saniye duraksadım onları izlemek için.Annesinin yanağına bir öpücük bıraktı ve birbirlerine "İyi geceler"diyerek gülümsediler.Bir anlığına gözüm babamı aramıştı.Bilinçsizce yaptığım bu hareketin ne kadar anlamsız olduğunun farkına vardığımda çoktan adımlarımı hızlandırmıştım bile.Hayatım boyunca hiç böyle sevgi yumağı bir aile olmamıştık.Sanırım dikkatimi çeken nokta da buydu.

Merdivenleri çıkmayı bitirdiğimde onlardan birkaç adım uzakta dikilip "İyi geceler!"dedim hafif gülümseyerek.

İkisinin de bir anda dikkatini çekmiştim.Acaba onları bozmadan odama girseydim daha mı doğru olurdu diye düşünmüştüm bir anlığına.

"Sana da,Tamay'cığım."diyerek gülümsedi Pınar abla.İlker ise başıyla onaylamakla yetindi.Ortamda tuhaf bir gerginlik olmuştu ve ben en sonunda hızla odama girdim.

Telefonumu elime aldığımda şarjının neredeyse bittiğini farkedince bir miktar hayal kırıklığına uğramıştım çünkü uykum gelene kadar video izlemeyi düşünüyordum.Çekmecemi açıp şarj aletime almak için yeltendim.Mecbur küçük rahatsız koltukta izleyecektim.Fakat ikinci bir hayal kırıklığım şarj aletimi bulamamam olmuştu.Her yere baktım fakat resmen yok olmuş gibiydi.

Oflayarak kendimi yatağa attım.Aklıma gelen fikirle odamdan koşarak çıktım ve hemen yandaki odaya girdim.Burası genelde babamın takıldığı odaydı.İşiyle ilgili olan çalışmalarını hep burda yapardı ve kimsenin girmesini istemezdi.Çünkü içeride bir düzen vardı ve bunun bozulmasından endişeliydi.

Camın önünde duran çalışma masasının yanına gidip çekmecelerini açtım sırayla.Daha sonra kapının yanındaki duvara dayalı kocaman ahşaptan olan kitaplığı karıştırmaya başladım.İstediğimi bulunca derin bir nefes verdim.Elimi uzatıp onu alıcakken kapının hiddetli açılma sesiyle sıçrayıp sırtımı hızla kitaplığa yasladım ve gözlerimi refleks olarak sıkıca yumdum.O anda aşağı bir şeylerin düştüğünü hatta bir kırılma sesinin geldiğini anlayınca endişe tüm bedenimi sarmıştım.Karşımda kaşları çatık saçlarından bir tutam önüne düşmüş ve gözlerinin renginin koyulaşmış olduğunu farkettiğim babam vardı.

"Neden gecenin bu saatinde buradasın?"diye sordu benim konuşmama izin vermeden.

"Sadece şarj aleti almak için girmiştim."dedim sessizce.

Babamın sert bakışları hala üzerimdeydi ve sanki benden başka şeyler duymak ister gibiydi.Kendimi tutamayıp "Doğru söylüyorum.Sanki başka bir amacım varmış gibi bakma."diye kendimi savundum ve sonra bundan biraz pişman olmuştum.

Gözlerim aşağıya kaydı ve bir çerçeveyi kırdığımı gördüm.Eğilip toplamaya yeltenirken "Dokunma ona!"diye çıkan güçlü sesiyle irkilmiştim.Yanıma doğru gelirken yerdeki resmi elime almıştım.Burda bir bebek-ki bu ben olmalıydım-ve hiç tanımadığım bir kadın vardı.

Bir anda resim elimden alındı ve bir süre boş olan elime baktım.Kafamı kaldırdığımda babam onu çoktan masasındaki çekmecelerden birine atmıştı.

Neden bu kadar öfkelendiğini düşünürken bunu sormak istediğimi farkettim.

"Bilmene gerek yok,bir daha da bana sormadan girme bu odaya!Bunu sana daha önce söylediğimi sanıyordum fakat sözlerimi ne zaman dinledin ki sen?"demesiyle duraksadım.Beni asi,onu hiçbir zaman umursamayan birisi olarak mı görüyordu.Neredeyse beni biraz önemsesin diye yakasında geziyordum.

|| karanlıkta yürümek ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin