Günlerdir aklımda dolanan ve aklımı karıştıran düşüncelerimin beni rahat bırakacağı yok gibiydi.Artık bir şeyler yapmanın sırasıydı.Tam olarak ne aradığımı bilmesemde o iç bunaltıcı kasvetli ve belki de sırlarla dolu olan odaya girip kendimi rahatlatıcak bir şeylere ihtiyacım vardı.
Odamın kapısını açıp etrafa hızlıca göz attım.Kimsenin olmadığından emin olunca olabildiğince ses çıkarmadan yandaki odanın kapısını aralayıp yavaşça arkamdan kapattım.Güneşin batmasıyla oluşan loş ışık yeterliydi etrafımı görmek için.
Kitaplıktan önce masanın çekmecelerini gözüme kestirmiştim.Eğilip en alttaki çekmeceyi açtım,bir defter gözüme çarptı ve aceleyle içine bakmaya başladım.Fakat anladığım kadarıyla bu sadece babamın işiyle ilgili aldığı notlardı.En üstteki çekmeceyi açtığımda birkaç cd ve flash bellekleri gördüm.Bunların içinde ne olduğunu bilmiyordum fakat bu beni daha çok meraklandırmıştı.Hemen masanın üzerinde duran laptopa gözümü dikip dudağımı dişledim.Elimle ekranını kaldırıp açma düğmesine bastım ve onu beklerken de bir yandan kapıyı gözetliyordum.Bilgisayar açılınca elime gelen ilk flashı dikkatlice yerleştirdim.İçindeki dosyalarda yine işiyle ilgili sunumlar ve görüntüler vardı.Hemen bir başka flashı taktığımda birtakım hastane kayıtları ve yeniden görüntüler gördüm.Gözlerim istemsizce kocaman açılmıştı.Yine bir bilinmezliğe girmiştim.Resimleri tek tek gezerken avuç içlerim terlemişti.
Koridordaki ışığın kapının altından parlamasıyla adım seslerini işitmem bir oldu.Flashı çıkarıp laptopu bile nasıl kapattığımı düşünürken nefesimi tuttuğumu farkettim.Flashı avcumun içinde sıkarken eğilmiş ve masanın altında saklanmıştım.
Adım sesleri netleştikçe onların buraya doğru gelmemesi için yalvarıyordum resmen.Çünkü tam bir şeyler öğrenirken buraya bir daha hiç girememe ihtimalim olabilirdi.
Ben masanın altında soğuk terler akıtırken kapı kolu yavaşça oynatıldı ve içeriye birisi girdi.
Gözlerimi sıkıca yummuş üşüyen parmak uçlarımı avuç içimde birleştirmiştim.Adım sesleri kesilmişti sanırım etrafı izliyordu.
"Tamay?"diye gelen kuşkulu ses bir anda nefesimi dışarı vermeme ve gözlerimi açmamı sağlamıştı.Çünkü bu ses İlker'e aitti.
Adım seslerinin yaklaştığını hissettiğimde nerde olduğumu anlamıştı.Yüzünde çok tuhaf bir ifade vardı.Kaşları çatık anlamamışçasına bakarken kalkmam için elini uzattı.
Göz teması kurmamtan çekindim çünkü yaptığımın gereksiz saçma olduğunu anlamıştım.Elini tutup kalkacakken gelen çarpma sesiyle başımı tutmam bir olmuştu.Utancım ikiye katlanırken "Ahh!"diye bir ses çıkmıştı dişlerimin arasından.
İlker kendini tutamayıp gülmeye başlamıştı.Ben de onun gibi en sonunda ayağa kalktığımda ağzını kapatıp "Şşş ses çıkarma!Yakalanacağız!"dedim sessizce.Bir anda gülmeyi kesip,aniden dudaklarına baskı uygulayan ele baktı.Elimi çektiğimde "Ki-kime yakalanacağız?"demişti
Kapının yanına gidip dışarıyı kontrol ettim ve ona elimle gel işareti yaptım.Kafasını iki yana anlamamışçasına sallarken bu oğlanın nasıl olur da benden daha iyi notları olabildiğini düşündüm.Elimi alnıma vurup "Gel!"diye sessizce bağırmaya çalıştım.Onun da gelmeye başladığını görünce odamjn kapısını aralayıp içeriye girdim.O sırada İlker de beni yakalamıştı.
Kapıyı kapatıp arkasına yasladı sırtını bense ayalta dikiliyordum.
"Ne karıştırıyordun sen orda?Ayrıca neden saklanıyordun?"diye sordu iki elini önünde bağlarken.
Kafamı öne eğip bir nefes verdim ve geri kaldırdım.Gözleri üzerimdeydi.
"Hani geçen birlikte okula gittiğimiz gün sana bir şeyler söylemiştim ya,hatırlıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|| karanlıkta yürümek ||
Fiksi Remaja~Bazen gerçekten kendi kendime verdiğim mücadeleden kurtulamıyorum.Düşünmeden edemiyorum fakat düşünmek istemiyorum tüm bu yaşadıklarımı,çünkü biliyorum ki kafamdaki sorular beni en sonunda bir çıkmaza yönelticek. ~Kendimi bildim bileli insanları mu...