Yaklaşık 2 yıl önce kaleme aldığım adlı makalem epeyce beğenilmişti, hatta Google'da hatrı sayılır bir yer edinmeyi bile başarmıştı. Düşündüğümde fark ettim ki seri katiller hakkında Türkçe yazan çizen sayısı yok denecek kadar az. Ben de dedim ki bir tane daha yazayım, ama bu kez daha çok seri katillerin ne ile beslendiğine dair psikolojik ipuçlarını vermeye çalışacağım.
Öncelikle "Seri katil" fenomeni, öldürme içgüdüsünün sürekli canlı tutulduğu bir bedeni ve ruhu simgelerancak olay aslında bu kadar basit değildir. Seri katil ya da seri katil denilen vak'a ayrıca vicdanın ve acıma duygusunun yoksunluğuna da işaret eder. Toparlarsak , seri katil, acıma ve vicdan duygusunu yitirmiş bir ölüm makinesidir diyebiliriz. "Seri katil olma" vak'asının içeriğini kaba taslak verdikten sonra şimdi gelin bir kaç başlıkta bu insanların (seri katillerin) neye aç olduklarını ve neyle beslendiklerini irdeleyelim.
Aileiçi Dini Baskı
Hemen hemen her seri katilin aile ortamında dini bir takım öğretilerle, aşırı Hristiyan baskısı altında olduğu herkesçe aşikârdır. Örneğin E. Gein böyle bir aile ortamında büyümüştü, annesi ona her fırsatta İsa'nın ve havarilerinin hayat öykülerini ırdı. Diğer taraftan Albert Fish ( Amerikan Öcüsü) "yamyam katil" de aynı şekilde Hıristiyan öyküleriyle dolu bir çocukluk geçirmişti, İbrahim peygamberin çocuk kurban etme hikâyesinden çok hoşlanırdı ve hayatının ileriki kısmında peder olmayı bile düşünmüştü. Buradan hareketle seri katillerin aslında öldürme eylemini neden yaptıklarını kestirmek mümkün. Onlar, günahlarının bedelini, öldürerek ödediğini sanan kişiler... Kurbanlar acı çekerken onlar bir çeşit dini ritüelin içinde gibiydiler. Buradan yola çıkarak seri katiller için her ölümün bir günah çıkarma ayini olduğunu söyleyebiliriz.
Kapitalizmin Vahşi Çocukları
Kapitalizm nedir sorusu üzerinde durmaya gerek yok aslında, ama kısaca açmak gerekirse, seri katillerin içgüdüleri daha doğrusu bilinçaltları şekillenirken kapitalizmin etkisi yok sayılmayacak kadar büyük bir travma. Bu travmanın sacayakları şunlar:
Kapitalizmin içindeki hastalıklı çıkar ilişkileri, (ekonomik krizlerin, sınıfsal çatışmaların etkisi)Paranın egemenliğinde yaşanan kısıtlı ve baskı altındaki toplumsal hayat,Aile içinde doğru düzgün bireyleşemeyen insan. (Anaerkil ya da ataerkil aile yaşantısı)
Bu sayılanlar bir insanı mahveder, güçsüz bir çocuğu ise katil... Seri katil olmak işte böyle bir tepkidir, diğer bir ifadeyle öldürme tutkusu zayıf bir psikolojinin, kendisini iyileştirme veya güçlü hissetme çabasıdır. Normalleşemeyen insan kendini daha da kaptırır ve her kurban bir öçtür, her ölü beden kendini haklılaştırma kaygısından beslenir. İşte bu durumda kapitalizmin yalnızlaştırdığı insanlar, dejenere ruhlarıyla kendilerini aklamaya başlar, bu onların yöntemidir ve sıradışıdır ve çoğu kez başarısız bir denemedir. Her başarısız deneme yeni bir kurbandır. İşte kapitalizmin vahşi çocukları böyle yaratılır.
Hastalıklı Cinsel Yaşam
Cinsellik günahtır, hatta suçtur! İşte bir seri katilin çocukluğundan yankılanan cümle... Her seri katil ya iktidarsızdır ya da çocukluğunda cinsel tacize uğramıştır. Bu bir travmadır. Şunu unutmamak gerek: Seri katillerin ortaya çıkışı, arkasında birçok psiko-sosyal sorunun ve toplumsal reflekslerin incelenmesini gerektiren bir konu.
Seks benim zayıf noktalarımdan biridir. Yapabildiğim her şekilde seks yaparım. Eğer bunun için birini zorlamak durumundaysam, yaparım.. Onlara tecavüz ederim; bunu yaptım. Onlarla seks yapmak için hayvanları öldürdüm ve onlarla canlıyken de seks yaptım. Henry Lucas (60'tan fazla kişiyi öldürdüğü iddia ediliyor.)
Bir seri katilin gözünde cinsellik hayvani bir olaydır. Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı üzere çoğu kez de ölüm ve işkence ile ilintilidir. Onların cinsellik anlayışı kanlar içindeki bir sincap ya da beyni patlamış küçük bir kızla ilişkiye girmekten ibarettir. Bu genelde böyledir, içlerinde çok azı kadınlarla sağlıklı ilişki kurabilmiştir.
Örneğin;
Bunlardan biri Ted Bundy adında yakışıklı bir avukattı, kadınlarla arası iyiydi ancak onunla birlikte olan kadınlar genelde ölüyordu. 30'dan fazla cinayet işlediğini itiraf etmişti. Bu adam seri katiller içinde en karizmatik olanıydı ancak o da hastalıklı bir sosyopattı ve öldürdüğü kadınlarla ilişkiye girmeye bayılıyordu. Bundy, gayrimeşru bir çocuktu, babasının kimliği hala resmiyette belirlenememiştir. Annesiyle yaşayan şiddete meyilli biriydi ve ilk cinayetlerini bu yıllarda, ergenlik yıllarında işlemişti.
Albert Fish ise; kendi kendisine de çeşitli işkenceler uyguluyor, kendi idrarını içip, çivili sopayla kendini dövmek, kasıklarına iğne batırmak gibi cinsel ve fiziksel işkencelerle kendi günahlarını cezalandırdığına inanıyordu. (wikipedia.org/wiki/Albert_Fish)
Görüldüğü üzere seri katiller tıpkı bizim gibi masum birer bebek olarak dünyaya gelmiştir ancak daha sonra şartlar ve çevre, onları birer psikopat yapmıştır.
Gelin, madde madde seri katillerin ortak yanlarını sıralamaya çalışalım:
Birçoğu çocuklukta kötü muameleye ya da tecavüze uğramıştır.%90'i beyaz erkektir.Genelde yalnız çalışırlar, yardımcı olayı nadirdir.Çoğunlukla zeka düzeyleri normalin üstündedir.Gerçeklerden kaçan bir karakter sergilerler.
Seri katiller sizin benim gibi yemekle, sütle, suyla beslenmez, onlar anılarından, ters ilişkilerinden, hastalıklı çocukluklarından beslenerek hareket ederler. Bu her zaman böyle olmuştur. Ruh hastası ve seri katil ayrımı da bu açıklamada yatmaktadır. Onlar öldürürken zekidir, hatta daha da ileri gidersek, estetiktirler.
Bir dahaki yazıda görüşmek dileğiyle...
Can Murat Demir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Seri Katil Profili: Hannibal Lecter
HorrorBazen karanlıkta uyanıp kuzuların çığlıklarını duyuyorsun. Ve zavallı Catherine'i kurtarırsan kuzuları susturabileceğini düşünüyorsun... Not: Bu dosya birkaç makaleden oluşmaktadır. Sırasıyla hepsi zamanı geldiğinde yayına alınacaktır.