👉4.Bölüm👈

447 25 4
                                    

Seven değil sevmeyi bilmeyen bilir ‘seviyorum’ demeyi. “Seven ise gerek duymaz buna, çünkü o sevdiğinin gözünden anlar her şeyi.

Can Dündar

*******************

Yanağım da sulu birşeyler hissedince gözlerimi açtım. Üzerimde ki Ayşegül'ün gördüm Ayşegül yanaklarımı öpüyordu.

Evet ismi Ayşegül yani Ayşe kendi kızının da kendi ismini taşımasını isteyince adını  Ayşegül koymuştu

Yanımam babam yoktu Ayşegülü kucağımdan alıp yatağa yatırdım ve gıdıklama ya başladım.

Ayşegül gülerek çırpınırken ben de gülerek gıdıklıyordum en sonun da yorulunca bırakıp onu da kucağıma alıp aşağı indim

Ayşegül dün erken yattığı için erken kalktı tabi beni de erkenden kaldırmış bulundu

Ayşegülü koltuğa oturtup çizgi film açıp kahvaltı hazırlamaya başladım

Bu gün sınav vardı hem heyecanlı hem de stresliydim

Dolaptan kahvaltılık karı çıkarttım 2 tane yumurta kaynatıp çay koydum

Bu gün sınav olduğu için geç gidip sınav olup gelicektim

Dolabtan çikolata toplarını çıkardım ve iki kaseye koydum süt ile karıştırdım ve onları da masaya koydum

Ben kardeşimle çikolata toplarını yerken Ayşe cadısı ve babam aşağı indi

"Günaydın" diyen babama gülümseyip

"Günaydın" dedim ve cadıyı görmezden gelerek kahvaltımı etmeye devam ettim

Babamla yerlerine yerleşen Ayşe cadısı

"Bana çay koy" dedi masadan kalkıp ocaktaki çayı aldım ve babam la Ayşe cadısına çay koydum
Çaydanlığı yerine koyup geri yerime yerleştim

"Seninle kahvaltı etmeyi özlemişim. Okulun yüzünden yüzünü zor görüyoruz" diyen babama gülsedim

"Kolay doktor olunmuyor baba çok çalışmak gerekiyor"

Dedim. Babam hep bu konudan şikayet ederdi hatta bazen keşke tıpı kazanmasının dediğini de duymuşluğum vardı

Ayşe cadısının telefonu çalınca masadan kalktı ve bahçeye çıktı
Vardı bunda da bir haller bir iki aydır gizli saklı telefonlarda konuşuyordu.

Cadıyı boşverip

"Ee baba bugün izinlisin ne yapacaksın?" Diye sorduğumda

Sütte yüzen çikolatayla oynayan Ayşegül'ün yanağını sıkıp

"Bugünümü Ayşegül ile parkta geçirerek değerlendiricem. Dimi kızım" dediğinde kardeşim park lafını duyup

"Eveeet park. Parka gidicez abla"dedi

"Tamam ablacım hadi size iyi eğlenceler benim hemen çıkmam lazım Sedef bu gün de beni beklerse yanına vardığımda beni kesecek" dedim ikisini de öpüp giyindiğim elbiseye uygun ayakkabıları alıp dışarı çıktığımda bahçeden Cadının sesi geliyordu

"Ben sana öyle bir garanti vermedim. İstediğin oluyor sen bana paramı ver"

Neden bahsediyordu bu  ne parası ne garantisi benim kafam allak bullak olmuşken bir anda ses kesilmesiyle ayakkabılarımı giyinmiş ve durağa gitmeye başlamıştım

Durakta beni bekleyen Sedefin yanına gidip

"Selam" dedim mutlu çıkan sesimle evet mutluyum çünkü bu gün sınav vardı ve ben ne kadar enerjik mutlu olursam sınavım da o kadar iyi geçecekti yani mutlu girecek mutlu çıkacaktım bu bir nevi benim totemim

"Selam ama daha meyve vermedim sen git bir yarım saat sonra gelirsin" diyince yine bana kızdığını anladım

Hemen ona sarılıp

"Bak yine totem yaptım üzürsem sınavım kötü gecek. O yüzden şimdi beni üzme" dedim ve  ondan ayrıldım bana gülümseyerek bakınca affedildiğimi anladım

"Kızım senin totome ihtiyacın mı var? Zaten okul birincisisin birde deli gibi çalıştın asıl totome ihtiyacı olan benim bari kötü bir hastaneye düşmesem" dedi ama bu dediğine bakmayın aşırı zekidir ve gerçekten de çok çalışkandır ama çalışmaya hevesi yok yani o çalışmadan yüksek alanlardan Bir de çalışsa kim bilir neler olacak

"İnşallah ikimizde Çakır Hastahanesini kazanırız"  dediğimde inşallah deyip geçti

Otobüs gelmişti sonunda. Otobüse binip fakülteye gitmeye başladık sınavdan iki gün sonra okullar sonuçları açıklıyordu sonra da hemen bir hafta içinde Hastahenelere başlıyorduk

Fakültede indik sınıfa girip yerlerimiz aldık bir 15 dakika sonra da hoca geldi ve sınavlar başladı

******************

Sınav bitmişti totem işe yaramıßtı her zamanki gibi Sedef ile kafeterya gidip oturmaya başladık sınav hakkında konuşmaya başladık o her ne kadar umursamaz gözükse de umrundaydı biz otururken Sedefin telefonu çaldı ve

"Efendim aşkım?" Diye telefonu açtı demek enişte bey arıyordu bazen aşklarına çok özeniyordum düşünün benim gibi aşktan korkan biri bile özeniyordum

Telefonu kapatınca

"Ne olmuş?" Diye sordum

Bana aptal aşık gibi sırıtarak

"Hiç. Sadece sınavımı merak etmiş. Baksana benim aşkıma o kadar toplantıya giriyor çizimlerle uğraşıyor ama benim sınavımı ununutmayıp beni arıyor" deyince bende gülümsedi

"Bence sana da bir tane yapalım. Aşk çok güzel hem sen niye korkuyorsun ki baksana bana ne kadar mutluyum" dediğinde yüzümü hafif buruşturup

"Bilmiyorum. Gerçekten bazen aşık olmak istiyorum ama sonra babamın hali geliyor aklıma annemin acısı 19 yıldır hâlâ kalbinde her ne kadar evlensede hatta bir tane de çocuk yapsada annemi unutamamış belli. Hâlâ ondan bahsederken gözleri doluyor bazen bana uzun uzun bakıp aynı annen gibisin deyip bana sımsıkı sarılıyor.

Birine aşık olup sonra da onu kaybetmekten sonra da asla kalbimden çıkmayacak bir acıyla yaşamaktan korkuyorum" dedim gözlerim dolmuştu ama ağlamıyordum Sedef üzgün bir şekilde bana bakarken ortamda ki havayı bozmak için

"Hem ben artık sözlüyüm. Artık erkekleri inceleyip hangisi daha kaslı oynayamıycaz hatta benim bir erkeğe bakmam bile doğru olmaz dimi?" Dedim işi dalgaya vururken sonra bir kahkaha patlattım

Sedef gülümseyerek

"Seni anlamıyorum sen iyice dellendin ha. Ders çalışmak sana iyi gelmedi" deyip

"Senin yerinde olsam yıkılırdım sen bu durumla dalga geçiyorsun" dedi ben de ayağı kalktım eve gitmem lazımdı bugün 'sözlüm' gelecekti yemeğe babasıyla

"Onunla evlenmeyecem sadece babamın gönlü olsun diye biraz daha idare edilen babamla zaten sadece bu kadarı için anlaştık devamı olmayacak" dedim ve

"Hadi ben eve gidiyorum" dedim ve oradan ayrıldım

Evet belki bu yaptığım aptallık belki de salaklıktı

Ama ben bunu babama borçluydum beni annesiz bu yaşa getirmişti bu güne kadar ben mutlu olayım diye elinden ne geliyorsa en güzelini yapmıştı

Ben onun için bunu yapmak zorundaydım ben ona borçluydum

Doktorun SevdiceğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin