Seni düşünüyorum yine. Yine seninle uyuyorum ve seninle uyanacağım.
Unutmak istiyorum. Oturup rüzgarın sesini dinlemek ve seni anımsamamak istiyorum.
Fark ediyorum. Ettiğim sohbetlerde seni unutmak için attığım her konuda seni savunurken buluyorum kendimi.
Yazık ediyorum kendime.
Seni düşünmek günden güne bitiriyor beni. Günden güne. Aklıma gelen şeylerle kıskançlık duygusu basıyor bazen. Arayıp sövesim geliyor sana. Yapamıyorum. Nasıl sevdiğimi söyleyemiyorsam onu da yapamıyorum.
Avutamıyotum kendimi. Sevesi yokmuş gidişi bahane diyorum.
Buda avutmuyor.Şimdi dönelim seni gördüğüm ilk güne. İstanbulun en büyük avm sinin önünde seni bekliyorum. Beklerken heyecanıma yenilip iş arkadaşımı arıyorum. Bastırın diye heyecanımı yanında saçmalamıyım diye konuşturuyorum onu. Yardım istiyorum ondan ve çok güzel motive veriyor hakkını yiyemem. Yavaş yavaş yaklaşıyorsun bana gelicem dediğin vakit doluyor elbet geliceksin ya yanıma. Ha o vakit doluyor ben hala telefondayım ama. Bırakmıyorum telefonu elimden. Düşürmüyorum kulağımdan çünkü onu düşürürsem kendim düşeceğim heyecandan asıl.
Başım yere eğik bekliyorum. Sonra bana yaklaşıyorsun karşıma dikilince ayakucundan başlayarak yukarı doğru hızlıca süzüyorum seni ve telefon daki arkadaşıma seni arayacağım geldi yanıma giyip kapatıyorum. Saniyesinde 'kimle konuşuyorsun sen' diye bir atakta bulunuyorsun ilk söylediğin cümle bu bana. Arkadaşım diyip susuyorum ve sarılmıcaz mı onca zamandan sonra diyip sarılıyorsun yanındaki abin gibi sevdiğin adamlada selamlaştım ondan sonra. Ve bir bilsen nasıl heyecanlandım. Mutluluğun gerçek tarifi 7 ay sonra gördüğüm Görmeden sevdiğim adam ın karşımda olması. Anlatamam bunu. Kelimelere sığmaz hiç bir şekilde. Yanında yürümek ne kadar zordu sevgilim bir bilsen.
Sonra sen ben ve abin gibi sevdiğin adam bir kafeye girip oturduk. Anlattı adam karısıyla oda 7 ay boyunca görüşmemiş. Sevmişler işte. Sevmişler ama. Evlenmiş ikide çocuğu var. Karşısında ilişkimize benzer bir ilişki yaşayan bir adam. Evlenmiş ama kavuşmuş sevdiğine. Sevdiğinden seveceği iki de parça yapmış. Sonsuzluk denilen şey bu.
Sevgi bu.
Konuşamadık fazla kafede. Elini 40 dakika boyunca tutamadım ya ben senin. Sonra sen elini dizime koydun da bir cesaretle tuttum elini. Yedi ay hasret kaldığım adamın elini kırk dakika boyunca tutamadım. Sonra elini tuttum. Ben hiç bırakamazdım zaten. Bırakmadım da. Anlarsın bazı şeyleri. En başında. Kendini tanıyorsan hele ki bilirsin bırakamayacağını. Konuşamadık seninle. Genel olarak üçümüz sohbet ettik. Abin sen ben. Her hareketin her mimiğin. Hala gözlerimi kapattığımda aklıma geliyor. Her konuşman.
Ses tonun aşık oldum ben senin.
Çok sevdim ses tonunu. Duyduğum en güzel tını, en güzel şarkı gibi. Hep konuş sen. Aptal aşıklar gibi dinlerim seni. Yine konuşsan yine dinlerim. Aşığım ya sana.
Bir erkeğe verdiğin değer onda sevdiğin ufak pürüzler kadardır. Ben söyliyim.
Sabah uyanır uyanmaz tek gözü kapalı halde beni aramana aşık oldum ben.
Ses tonuna aşık oldum ben.
Elimi tutan ellerine aşık oldum ben.
Bana bakan mavinin en güzel tonu gözlerine aşık oldum ben.
Kaşlarının kavisine aşık oldum ben.
Dudağın var ya yani. Demiştim sana tam şuradan öpmeyi çok seviyorum diye. Hah o dudağının kenarındaki lezzete aşık oldum ben.
Ben o kadar çok şeyine aşık oldum ki senin. Anlatamam. Kelimeler yetersiz kalır.
Üzüldüm de işte. Çok üzdün beni. Hakkettim belki. Hata yaptıysam da bedeli b olmamalıydı.
Sana beni değiştirmeye çalışma ben böyleyim dedim. Bu cümlenin sonumuz olacağını bilsem kullanırmıydım hiç. Türkçede olan o harfleri unuturdum yine kullanmazdım.
Ben sevdiğim adamı kaybedeceğimi bilsem. Dermiyim sana onu.
Çok üzüyor be sevdiğim. Ne vardı beni olduğum gibi sevsen. 7ay sevmişsin zaten bide ömür boyu sevsen ya. Sevseydin ya. Keşke sevseydin.
Kırıldım. Çok kırıldım paramparça oldum. Nasıl tamir edeceğim ben bu kalbi. Bu bedeni.
Düşündürtme bana sevdiğim adam bunu. Başkasını Düşündürtme... Şimdi sen yoksan ne yapacağım ben. Yanımda olan adamda seni arayacağım biliyorsun değil mi? Aynı kokuyu duymak isteyeceğim. Alamayacağım aynı kokuyu ve sen yanımda olmayacaksın. Kahrolurum ben. Her defasında hemde. Sana demiştim ya hani eğer bir gün kan ter içinde uyandığımda yanımda sen değilde başka biri olursa seni hiç affetmeyeceğim diye. Ben seni affetmek zorunda kalmak istemiyorum. Başkasına dokunamak istemiyorum. Çok şey istemiyorum ki seni istiyorum sadece.
Benim ol. Yanımda ol.
Neden yaptın ki bunu neden beni sana en çok ihtiyacım olduğu zaman bıraktın. Haketmedim bunu.
Kabullenemiyorum hala. Kaldırmıyor kalbim bunu.
Biliyorum geçecek. Zor olsada zaman alsada geçecek. Sana nasıl geçeceğini anlatayım mı.
Zamanla görmeyeceğim seni. Duymayacağım seni. Sesin tekrardan kulaklarıma ilişmeyecek. Zamanla unutacağım seni. İlk buluşmamızı değil. Rüya gibi geçen üç günü de unutacağım. Zamanla. Hepsi zamanla. Ama bak nasıl unutacağım. Kendimi biliyorum o yüzden söylüyorum. Bütün güven duygularım sömürülmüş olacak. Sevmeye korkacağım hatta sevmeyeceğim. Kim mantıklı gelirse o olacak geleceğim. Sevemeyeceğim bir daha aynı duygularla ama sevene değer vereceğim. Senin bana vermediğin değeri.
Düşün düşün düşün. Bir seven bu yüzden bırakılmaz diyorum. Varmıydı aklını kurcalayan bir kadın. Canım çok yanacak ama gerçekler olsun bunu da söyle bana. Bu kadar büyük acıyı çeken kadın gerçekleri hak ediyor. Neyi kaldıramadın sevgilim? Çok sevilmeyi mi? Sevdikçe seveni mi? Her gün defalarca aşık olanı mı? Hazır mı değildin be bitanem. Neden bu şekilde üstüme yıkarak bu ilişkiyi bırakıp gittin beni bu kadar ufak neden den dolayı. Sevesin mi yoktu be aşkım. Anlatsaydın ya bana bunu bu kadar işkence çektimeseydin bana.
Unutacağım zamanla ama nolur bunu kolaylaştırsan.
Yoruluyorum ağlamaktan. Yanaklarım ağrıyor somurtmaktan. Yapamıyorum olmuyor... Olmuyor yani sen aklımdayken gülemiyorum artık. Dağıttın gittin. Değsin buna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
His
Short StoryHer aklıma geldiğinde yazacağım. Aklıma gelip darmadağın ettiğinde. Ufak bir anının onu hatırlatmasında. Her acı hissettiğimde.