10. Bölüm

6 2 1
                                        

Birinin kolumu hayvanca dürtmesi ile gözlerimi araladım. Okan bana sırıtıyordu. Kaşlarımı çattıp etrafa bakınmaya başladım. Gelmiştik sanırım. Esneyip ayağa kalktım. Dışarıya adım attığım ana sert bir rüzgar saçlarımı savurdu. Resmen ayakta zor durdum. Herkes alelacele eşyalarını alıyordu. Bende gidip yavaşça bavulumu aldım.

Yarım saat sonra...

Evin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı araladım. İçeriden sesler geliyordu. Kaşlarımı çatarak bavulumu köşeye koydum. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra salona ilerlemeye başladım. Annem koltukta oturmuş ağlıyordu. Çok içli bir ağlamaydı bu. Babam ise hüzünlü bir şekilde ona bakıyordu. Kaşlarımı daha da çattım.

''Ne oluyor burada?''dediğim de ikisi de hızla bana döndü. Şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Annem,

''Sen gezide değil miydin?''diye sordu. ''İptal edildi. Fırtına çıkacakmış.''diye cevapladım. İkisi birbirine bakıp bana döndüler tekrardan. Tek kaşımı kaldırdım. Annem yanıma gelip bana sarıldı. Şaşkınlıkla bakakaldım çünkü aniden olmuştu. Ben de ona sarıldım.

''Anlatacak mısınız artık?!"dedim soluyarak. Bana tereddütle bakıp derin bir nefes aldı.

"Baban..."Sesi boğuk çıkmıştı.

"Baban açığa alınmış Berfu."duyduğum şey üzerine gözlerimi yerinden çıkana kadar açtım.

"Ne?!"Ciddi olamazdı? Yani biz öyle bir işe girmezdik. "Nasıl? Neden?"Sinirlerim tavan yapmıştı. Bu ne saçmalık?! Suçsuz insanları suçlamamaları gerekir.

"Geçen ay derslerin için kayıt olduğumuz site var ya. Onun yüzünden alındık." Ne yani benim dersim için mi babam işini kaybetmişti?

Hiç bir şey söylemeden odama ilerledim. Kapıyı tüm gücümle kapatıp olduğum yere oturdum. Kafamı arkaya atıp sakinleşmeye çalıştım. Ders çalışmak için bir siteye kayıt oluyorum ve BAM işimizi kaybetmişiz. Hızlı hızlı nefesler almaya başladım. Kafamı dağıtmam lazımdı. Çalışma masama oturup test kitabımı aldım. Ben, ders çalışmaktan nefret eden ben şimdi ders çalışacaktım. Gözlerimi devirip sayfayı açtım. 

***

Gözlerimin isyanı üzerine masadan kalktım. Telefonumun ekranın açtım. Ne arama ne mesaj. Gözlerimi devirip gözlerimi kaşıdım. Esneyerek yatağıma doğru ilerledim. Zaten ne bekliyordum ki? Birinin beni aramasını mı? Bir kez daha göz devirip gözlerimi kapattım. Umarım güzel bir gün geçiririm (!)

***

Çantama daha da asılıp kapıdan içeri girdim. Sırama doğru ilerlerken etrafa bakıyordum. Sınıf her zamanki gibiydi. Aldırmadan sırama geçtim. Çantamı köşeye koyup başımı sıraya yasladım. Hoca gelene kadar böyle durmayı planlıyordum. Gece pek uyuyamamıştım. Yanımdaki hareketlilik üzerine soluma döndüm. Caner'i görünce aldırmadan eski halimi alıp gözlerimi kapadım.

''Berfu?''gözlerimi devirip ona döndüm. ''Ne?''diye kabaca cevap verdim. Umrumda mı? Yoo nereden çıkardınız. ''Şey, ben özür dilerim.''diyince sırıttım. Yumruğum gözünün altında morluk oluşturmuştu. Ve çok güzel görünüyordu. Eserime gururla bakarken birden Caner aklıma geldi. Ona sırıtıyorum sanıp o da bana sırıtmaya başladı. Bir kahkaha patlattım. Hala gülerken,

''Sana sırıtmıyordum.''diye ekledim. Bozulmuş bir şekilde önüne döndü. Birdne kahkahamı durdurup aynı şeklimi aldım. Almaz olaydım. Hoca içeri geçerken sinirle ayağa kalktım. Bi anda arkamı döndüm. Nilsu'yu bana bakarken yakaladım. Ona ifadesizce bakarken o bana kararsızca bakıyordu. Onu umursamayıp önüme döndüm. Arkadaşlığımız bu kadar kolay bitmezdi. İlla barışırdık. Sıraya yatarken içimden bir şarkı mırıldanıp uyumaya çalıştım.

***

Bir anda gelen hapşırma hissi ile tüm gücümle hapşırdım. Cebimdeki peçeteyi çıkartıp burnumu sildim. Sanırım üşütmüştüm. Bana doğru ilerleyen Nilsu'yu görünce şaşırıdım. Gözleri kızarmıştı. Ağlamış mıydı? Yanıma oturdu. Dışardaydık ve hava esiyordu. Hala okula gitmemize nasıl izin veriyorlar anlamıyorum. Bunu sonraya düşünmek üzere hayali cebime sakladım.Hayal gücüm çok iyidir çaktırmayın. Birden Nilsu bana sarıldığında irkildim. Omzumda ıslaklık hissedince gözlerimi büyülttüm. Ah hadi ama! Niye ben?

''Saçmalama Nilsu!''ellerimi omzuna koyup onu uzaklaştırdım. ''Ne oluyor?''sitemle konuştuğum sırada gözlerini kaçırdı. 

''Şey... Başınıza gelenleri duydum.''derin bir enfes alıp devam etti. ''Özür dilerim. Onları dememeliydim.''ona anlayışla baktım. ''Önemli değil.Kırmızı alarm mı?'' Kırmızı alarm şu kızların meşur 'ŞEY'iydi. Regl yerine onu diyorduk. Başını salladı. Ona gülümseyip sarıldım. Sanırım sıkıntılı bir yıl bizi bekliyordu...

The EndHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin