Hayalleri kırmayı keşfeden ilk insan benim babamdır.
Bunu neden söylediğimi merak ediyor olmalısınız. Çünkü ben küçükken babam benle hep hayal kurardı. Beni umuda sürükledi ama artık hayal kurmuyorum. Çünkü o umutların boş olduğunu biliyorum.
Başım beladan kolay kolay kurtulmuyordu ve benim başımı belaya sokmam için önce kendimi beladan kurtaramam lazımdı.
Arkadan gelen ayak sesiyle irkildim. Karşımda Kıvanç'ı görmüştüm şaşırmamıştım çünkü iki okul arasındaki olaya şahit olmuştu.
"Selam" dedi.
"Selam"
"Sana birşey sormak istiyorum.!"dediğinde sorgunun başladığını anladım.
"Tabi" dedim hafif bir tebessümle.
"O sokakta çağlayla ne yapıyordunuz ne konuşuyordunuz?"dedi soran gözlerle.
"Seni ilgilendirir mi ? Yoksa sevgiliniz hırpaladığım için ona kıyamadın mı?"dedim alay dolu bir bakışla suratı düşmüştü.
"Sen ne dediğinin farkında mısın Çağla benim sadece arkadaşım." Sinirlenmişti sinirini boynundaki damarların belirginleşmesinden anlıyordum. Elini yumruk yapıp arkasını dönüp yürümeye başlamıştı belki bir özrü hak ediyordu. Telefonuma gelen bildirim sesiyle derin düşüncelerimden sıyrıldım. Pamir mesaj atmıştı. Sahi birde kanlı bir doğum günü partisi vardı. Acaba gitsem mi diye düşündüm. Ama Kıvanç beni uyarmıştı. Onu dinlemiycektim. Hayır. Ondan nefret ediyordum. Çok dengesizdi. Ekinden gelen mesaj"seni 1.5 saat sonra alırım güzelim hazır ol." Offf ne diyebilirim ki hiç cevap vermeden telefonu cebime attım. Saat 20:00 olduğunda ben hazırdım. Kıyafetlerimi giymiş saçımı dağınık at kuyruğu yapmıştım hafif bir eylenier sürdükten sonra hazırdım.Kulağımı dolduran korna sesiyle Pamir'in geldiğini anlamıştım. Hızlı adımlarla aşağı indim ve arabaya yerleştim.
"Selam" diyince. Hafif bir tebessümle
"Selam" dedim
"Gelmiyceksin diye çok korktum."
"Aslında gelmiycektim. Ahhh ....boşver!" dedim ve araba hareket etti. Yolculuk boyunca ikimizinde konuşmamıştık. Evine geldiğimde çok güzel bir villa olduğunu gördüm. İçeri ilerledim burda zaman geçirmek güzel olucaktı. Mutfak olduğunu düşündüğüm yere ilerledim.
"Ahhh... nasıl unuturum kusura bakma Derin pastayı getirmeyi aklımdan çıkarmışım bir saate kadar dönerim ben gelmeden önce sakın kapıyı kimseye açma" dedi.
"Sorun yok"dedim göz devirerek sanki karşısında dünki çocuk vardı.
Mutfaktan içeri ilerlediğim sırada gözüme takılan çekmeceyi açtım. Mmm.... harika keskin bıçaklar bana sırıtıyordu. Neyi bekliyorsun hadi diyordu. Elime birini alıcaktım fakat kapının tıklanmasıyla vazgeçtim. Elbette kapıyı açmıycaktım. Pamir gelmiş olamazdı çünkü bana bir saate kadar geleceğini söylemişti. Yavaş adımlarla yürüyüp kapı deliğinden baktım. Görür görmez elimi telefonuma götürüp Pamir'e mesaj attım. 'Kapıda bir kaç adam var ne yapacağım'
-Sevgili Pamir'in elimizde güzellik, onu kurtarmak istiyorsan kapıyı aç ve seni bana getirmelerine izin ver-
Ahh olamaz! Kapı tıkırtısı sert yumruklarla dönüştü. Yapacak birşey olmadığını anlayıp açtım kapıyı. Benden uzun olan adam iki bileğimi arkamda birleştirdive yüzümü duvara dayadı. Bileğimi sıkan ellerile harika hissettiriyordu. Hatta o kadar sıkıp acı verdi ki gülümsedim.
Yüzümü duvardan alıp bileğimdeki elini gevşetti. Yüzünü dikkatlice inceledim. Yanağında küçük bir dikiş izi vardı. Bu onu daha çekici kılıyordu.
"O arkadaşın şu an elimizde güzelim."
-"bana istediğinizi yapabilirsiniz." dedim. Sesimdeki alayı saklamayarak. Mazoşistim ben kesin,biçin, deşin işlemez. Hatta durun sizin için ben yaparım.
"O konuda endişenin olmasın, şimdi zorluk çıkarmadan yürü."dedi eliyle omzumdan iterek. Moralim fena halde bozulmuştu. Siyah ve yeni model arabalardan birine bindirildim. Biri sürücü koltuğuna diğeri onun yanına ve sinir bozucu garip varlıktayanıma oturmuştu. Siyah elbisemin kısalığına küfür ettim. Kim bilir kaç adamın daha bulunduğu bir ortama gidiyordum şu an. Araba durduğunda geldiğimizi anladım. Ekin kaçırılmamış sadece telefonunda alınmış olabilirdi. Kasvetli, iğrenç kan kokan bir yere geldiğimizde karşımda bana bakan bir çift kahverengi gözle karşı karşıya kalmıştım. Kıvanç adamlara beni bırakmalarını söyledi. Benim o tarafa gitmem için işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sadist hayaller
Teen FictionBen aslında masum küçük bir kızdım. Hiçkimseye zararım Yokken herkes bana zarar verdi. Yavaş yavaş öldüm. Sonra da ruhum çürüdü. Küçükken biri bana zarar verdiğinde acıdan ağlardım, şikayet ederdim. Biri zarar gördüğünde gene ağlardım, korkardım. Am...