Aklımdan çıkmıyordu bir türlü.Gece onu düşünerek uyuduğum yetmemiş giibi sabah onun hayalliyle açtım gözlerimi.Biran önce işe gitmek istiyordum.Belki onu görürüm diye .Erkenden uyandım kahvaltımı yaptımBugün herzamankinden farklı bir Mevsim olacaktım.Eski rüküş Mevsimin olmayacaktım artık.dolabımın karşısına geçip en güzel kıyafetlerim seçtim.saçımı düzleştirip bir güzel makyaj yaptım.bi an aynanın karşısında ben bile tanıyamadım kendimi.Makyaj bir insanı bu kadar mı değiştirirdi hayret ettim doğrusu.Çantamı alıp neşeyle çıktım evden.biran önce dolmuşa binip kuaföre gitmek için sabırsızlanıyordum.dolmuşa bindim.15 Dakika sonra kuaföre vardım.Eda dükkanı henüz açmamıştı bi 5 dakika sonra o da geldi.Bir an durup bana baktı.ne diyeceğini bilmiyordu.
-Ohaa mevsim,ne olmuş kızım sana böyle,bi an tanıyamadım seni?
-doğru söyle güzel olmuşmuyum?
-güzelde ne kelime kızım aşmıssın sen kendini,harika olmuşsun! bu güzelliği neye borçluyuz bakalım,yoksa Berk'le mi buluştun?
-Allah seni ne yapmasın Eda ben Berk'in yanına ne zamanböyle gittim? hem içimden geldi birgünde süsleneyim dedi.
-tamam canım kızama.şaşkınlığıma ver.
Eda hala bana bakıyorddu.böyle bir tepki vermsini bekliyordum açıkçası.çünkü beni hiç böyle görmemişti.kahvaltı yapıp işe koyulduk.gidip gelip aynada kndime bakıyordum.bir an içimden 'ulan Mevsim sende az değilsin ha,süslü kokanalara benzedin resmen'diye geçirdim.sonra tipime bakıp kendi kendime gülmeye başladım.tam o sırada Sevim abla içriye girdi.elineki malzemeleri arka odaya koymam için bana verdi.ben onları arka odaya tam bırakıp çıkıyordum ki Efe'yle göz göze geldim.Bna harika gülümsemesiyle gülümsedi.Ben kendimden geçti,düşüp bayılmamak için zor tuttum kendimi.Bende ona gülümsedim.sonra annesiyle kapının önüne geçip oturdular.Sevim abla kahve yapmamı istedi.bende mutfağa geçip kahve yaptım.Kahveyi fincanlara koyarken bile heyecanlıydım ve titriyordum.şimdi bide ona uzatırken napacaktım kim bilir.Eyvah ya üstüne dökersem diye afalladım bi an.aptallığım tutunca ne yapacağımdan korkmaya başladım.Eda'da yoktuki ortalarda ona verseydim o götürseydi.Bu Eda da tam ihtiyaç olunca kaybolurdu zaten.Mecbur ben götürecektim kahveyi çare yoktu.Gözümü kahveden ayırmıyordum bir türlü.Dökmemek için hayatımın çabasını sarf etmiştim.İş şimdi kahveyi ikram etmeye kalmıştı.Sevim ablaya kahveyi verirken problem yoktu aba tepsiyi Efe'ye döndürünce benimde aklım dönmeye başladı.Ulan gerizekalı ne var bunda bu kadar heycanlanıcak! diye içimden kendime küfür etmye başladım.Neyseki kahveyi Efe'ye hadise çıkarmadan verebilmiştim.Ona kahveyi uzatırken bir an kendimi hayallere dalmış buldum.Sanki annesiyle beni istemeye gelmişlerde bende onlara kahve ikram ediyorum gibi düşünmekten alıkoyamadım kendimi.Hayali bu kadar güzelse gerçegi ne kadar güzel olurdu kim bilir.
Kendimii çok iyi tanıdığımı zannederken şimdi iç tanıyamıyordum.İki gün evvel gördüğüm çocuk benim aklımı başımdan almıştı.Bu hissettiğim duguları bu güne kadar hiç kimseye hissetmemiştim.Klabimin atışı değişmişti,hayaller kurmaya başladım,onu gördükçe mutlu oluyordum.Bu duygunun bir adı olmalıydı.Etrafımda bu duyguyu yaşamış insanlar aklıma geldi.Onlar buna aşk diyordu.Acaba bende aşık mı oluyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensizliğin Kor Gibi Elleri
Teen Fiction17 yaşında bir kız..Adı Mevsim. Yaşadığı hayat sıradan,sıkıcı ve yalnız.. Kim bilebilirdi ki bir düğünde aşık olacağını?. Mevsim Efe'ye deliler gibi aşıktı ama Efe'nin umurunda bile değildi.Mevsim Efe'yi ölesiye seviyordu üstelik Efe'nin sevgisini u...