Pazar günü geldi çattı.Sabah kıçımı kaşıyarak kalktım yataktan.Buğün öğlene kadar uyumuştum.Saat 12:34 ' ü gösteriyordu.Hemen banyoya gidip duş aldım.Saçımı tararken telefon çaldı.Arayan ortanca ablam Buse'ydi.Kesin akşam düğüne gitceğimizi hatırlatmak için aramıştır.Hatta Allah bilir şimdiden hazırlanmaya başlamıştır. "Kızım yenimi uyandın,hemen çık gel bize beraber kahvaltı yapalım." Ben esnemeyi bitirdikten sonra "yok gerek yok abla,ben evde yaparım." "kızım oyun bozanlık yapma çık gel işte,hem düğün için kuaföre gidicez daha." "peki tamam abla geliyorum." diyerek kapattım telefonu.Saçımı kurutmak için odama gittim.Saçımı kuruttuktan sonra akşama giyeceğim kıyafetleri seçtim dolaptan.Bugün pekte süslenesim yoktu.Rast gele uydurdum kıyafetleri.bu akşam siyahlara bürünecektim.Buluzumdan tut çorabıma kadar herşeyi siyah seçmiştim.Akşam düğüne giyeceğim kıyafetleri de alıp çıktım odadan.Evin dış kapısına doğru yürürken koridordaki aynaya baktım. Sonrada ayakkablarımı giyip çıktım evden.
Ablama varana kadar saat 2 'yi giçmişti.Ablam hızlı hızlı kahvaltıyı hazırlıyordu.Nasılsın demeye fırsat bırakmadan "hadi hemen oturup kahvaltını yap ,vaktimiz yok."dedi.Bende sesimi çıkarmadan oturup kahvaltımı yapmaya başladım.Biraz sonra ablamda masaya oturdu.Bir yandan yemek yerken bir yandanda benimle konuşuyordu. " Ee mevsim hanım nasılsın bakalım?" "İyiyim abla sen nasılsın ?" " İyiyim,akşam için getirdiğin kıyafetlerimi giyeceksin ?" "Evet ne oldu ki ?" "Mevsim kızma ama çok rüküşsün.Ne o öyle düz bir buluzla,dar paça pantolon ?Üstelik ikiside siyah.Düğünemi gidiyorsun cenazeyemi tartışılır doğrusu..." "Aman abla sende ! Sanki bizim kendi düğünümüz,ayrıca ne olmuş hepsi siyahsa? Varsın cenazeye gidiyorum sansınlar,umurumda bile değil .! " "İyi bakalım,kendin bilirsin.." Ablam bul aflarıma biraz kızmış gibiydi.O herzaman kendi gibi süslü olmamı istemiştir.Ama bu benim kendi seçimim nasıl istersem öyle giyinirim.Masadan kalkıp kendime bir bardak çay daha doldurdum.Bu akşam uyuklamamak için fena olmazdı.Oturup çayımı yudumlarken ablam yine konuşmaya başladı "mevsim berk'te gelecek mi düğüne?" Berk benim erkek arkadaşımdı.Daha 2 haftadır çıkmaya başlamıştık ama bu süre bana deliler gibi aşık olmasına yetmişti.Henüz 20 yaşına yeni girmişti. 4 ay sonra askere gidecekti.İyi çocuktu Berk.Güvenilirdi,Sadıktı.Bana her fırsatta beni ne kadar çok sevdiğini söyler dururdu.Ama ben onun için aynı duyguları hissetmiyordum.Yani bir hoşlanma vardı tabiki ama hiçbir zaman hoşlanmanın ilerisine taşıyamadım ona olan duygularımı.
Bazen ayrılmak bile geçiyordu aklımdan ama o seni seviyorum dedikçe ayrılmaktan vazgeçiyordum.Belkide bu yüzden ayrılamıyordum ondan,kendimi suçlu hissetmekten korkuyordum.Ablamın sorusuna verecek cevabım yoktu çünkü Berk'e düğüne gideceğimden bile bahsetmemiştim.
"Hayır abla gelmeyecek." diye geçiştirdim.Ablamda fazla üstelememişti .Saat 6 ya doğru kuaföre gittik.O saçınıda makyajınıda bir güzel yaptırdı.Bense sade bir örgü yaptırdım.Tabi ablam yine rüküşlüğümü eliştirmeden duramadı.Kuaförde işimiz bittikten sonra ablam eniştemi arayıp bizi gelip almasını söyledi.15 dakika sonra eniştem arabasıyla bizi almaya geldi.Arabasına binip düğün salonunun olduğu yere vardık.Ben ve ablam arabadan indik,eniştem işleri dolayısıyla gelmedi.Biz ablamla beraber düğün salonunun kapısına doğru yürürken benim gözüm kapının önündeki adamlara takıldı.iki tane adam gelen misafirleri karşılıyor "hoşgeldiniz" diyorlardı.Birini tanıyordum Sevim ablanın abisi Murat abiydi.peki ya diğeri kim di ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensizliğin Kor Gibi Elleri
Novela Juvenil17 yaşında bir kız..Adı Mevsim. Yaşadığı hayat sıradan,sıkıcı ve yalnız.. Kim bilebilirdi ki bir düğünde aşık olacağını?. Mevsim Efe'ye deliler gibi aşıktı ama Efe'nin umurunda bile değildi.Mevsim Efe'yi ölesiye seviyordu üstelik Efe'nin sevgisini u...