-3-

33 0 0
                                    

Medya:Ayaz Sezgi

Buket Sezgi

Mekana vardığımızda neredeyse bütün yüzler tanıdıktı. "Bizim okulun tamami davet edildi. Ayrıyettende bu sene yeni kayıt olan öğrencilerde kaynaşsın diye onlar da davet edilmiş. Yani bizim okul dışında kimse yok partide." Diye açıkladı Sarp. Böyle ortamlara girdiğinde cool haline bürünüyordu işte. Beni ve Gizem'i kolunun altına alıp bahçedeki koltuklara sürükledi. Partinin sahibi olduğunu farkettiğim çocuk sanırım bu senenin onbirinci sınıflarından bir çocuktu. Koltuklara oturduk. Ve Sarp eliyle bir saniye işareti yapıp yanımızdan uzaklaştı. Parti gerçekten güzeldi. Ee Aras Koleji öğrencilerinden de kötü bir parti çıkmazdı zaten. Sarp yanımıza üç tane kolayla geri döndü. Aramıza oturdu ve kolalarımızı uzattı. Kolalarımızı yudumlarken yanımıza okulun basketbol takımındaki çocuklar geldi. Sarp'ın arkadaşları aynı zamanda. Ee bu sene takım kaptanıydı beyefendi. Tabi kendi okulum diye söylemiyorum bizim okuldaki erkekler kadar yakışıklı ve yılışıklarını bulamazsınız. Takımın yardımcı kaptanı olan Furkan aralarında en yüzsüzü. Bana takıntı yapmış durumda. Sarp ne kadar abi gibi bizi korusada Furkan konusunda birşey yapmıyor ve sadece gülüyordu. "Senin ki geliyor. dediğinde göz devirdim ve yerimden kalkıp ilerdeki boş puflara oturdum ve sigara mı yakıp dumanı içime çektim. Bir yandanda etrafı izliyordum. Ve çimenlere yayılan tanıdık birini gördüm. Bu Burak dedikleri çocuktu. Ve aynı kadro tam karşımda duruyorlardı. Allah'ım sen beni neyse sınıyorsun. Bir an bakışları beni buldu. Kaşları yukarı kalktı. Oda şaşırmış gibiydi. "Buket!" diye seslenen kişiye döndü bakışlarım. Yine gereksiz Furkan sırıtarak yanıma geliyordu. Gözlerimi devirdim ve sigaramı içmeye devam ettim. Önüme diz çöktü ve aynı sırıtışıyla konuştu "Seni seviyorum ve seninle olmak istiyorum neden anlamıyorsun?" Kolamı aldım ve yerimden kalktım yanından geçicektim ki bileğimden beni yakaladı ve bileğimi sıktı. Canım yanıyordu ama belli etmedim. Bu çocuk sinirimi bozmaya başlamıştı. Tam suratına baktım ve ciddi bir şekilde "Bırak." Diye fısıldadım. Onunda sırıtışı kaybolmuştu. Bu sefer "Bırak bileğimi!" Diye bağırdım ve sert bir sekilde bileğimi çekip kolamı suratına doğru fırlattım. Bileğimi bıraktı ve eliyle yüzündeki kolayı sildi. "Beyni alt tarafıyla orantılı çalışan yılışık insanlarla işim yok benim!" diye bağırdım muhtemelem herkes bize bakıyordu. "Sen çok olmaya başladın artık." dedi ve beni bileğimden tutup sürüklemeye çalıştı. Ama sadece çalıştı. Kasıklarına doğru tekme attığımda inledi ve bileğimi bıraktı. "Senin..." dedi ve tam üstüme yürürken biri aramıza girdi. Sırtı bana dönük olduğu için kim olduğunu seçemedim. Ama Furkan duraksadı ve gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Bu burda bitmedi." Dedi ve yanımızdan uzaklaştı. "Ben hallediyodum." Dedim sinirli bir şekilde. Bana doğru omzunun üzerinden bakan mavi gözleri görünce bir saniyelik bir şok geçirdim. Ama sonra hemen kenidimi toparladım. "Evet çok güzel hallediyordun." Diye fısıldadı. Bu çocuk her geçen gün daha çok sinirimi bozuyordu. Yanımdan uzaklaşırken Gizem yanıma koştu. "Hani merak ediyordun ya Antalya'da bana bağıran gerizekalı buydu işte." dedim. Gizem şaşkınlıkla bana bakarken konuşmaya başladı. "Burak Aras okulun sahibinin oğlu Aras Holdig'in sahibi." Umursamaz bir şekilde omuz silktim "Kısaca gerizekalının teki." dedim ve Sarp'ın yanına gidip koluna sert bir yumruk attım. Inledi ve ne var der gibi bana baktı. "Yavşak arkadaşlarını benden uzak tut." dedim ve villanın çıkışına doğru yürüdüm. Adının Burak olduğunu öğrendiğim özürlü yanımda belirince göz devirdim ve taksi durağına yürümeye başladım. "Eve bırakayım?" Diye bir soruda bulundu cevap vermeden taksi durağına ilerledim. Onunda peşinden gelmediği belliydi. Villadan iyice uzaklaştım ve taksi durağına on dakikalık bir mesafe kalmıştı ki arkamdan biri geldi ve agzımı kapatıp beni sürüklemeye başladı. Çırpındım ama nafile. Hayvan gibi çekiştiriyordu beni. En son villalardan birinin bahçesine sürükledi beni ve kulağıma "Sen kaşındın." Diye fısıldadı ve ağzımı açtı. "Furkan defol git manyak mısın sen ya?" Diye bağırdım üstüme doğru yürüdü ve tam arkamda havuz vardı. "Biraz ıslansan fena olmaz ha?" Dedi sırıtışı genişlerken. "Saçma sapan iş yapma seni bu yaptığına pişman edicem!" dedim tıslayarak. Ve beni havuza itti kafamdan bastırıp yüzeye çıkmamı engelledi.En son hatırladığım suyun soğukluğu ve karanlığıydı...

**************

Öksürerek kendime geldiğimde sırıl sıklam bir Burak ve onun soğuk mavi gözleriyle karşılaştım. Yavaşça doğruldum. "Furkan'ın peşinden geldiğini gördüm. Ne kadar kaba olsamda bir kızı akşamın onikisinde tek başına evine göndermem. Ve gördüğüme bakılırsa harika idare etmişsin." dedi ama bu sefer cevap veremedim. Belki kızlarla baş edebiliyor olabilirim ama erkeklerle gücüm denk değildi. Aklımı okumuş gibi "Kızlarla nasıl kavga edersin bilmem ama erkeklere dikkat etmende fayda var." dedi. Ayağa kalktım ve "Sanane? Ölsem bile bu beni ilgilendirir." dedim oda ayağı kalktı. "Başka biri de olsa aynısını yapardım sana özel bişey değil bu karekterim böyle." Dediğinde sırıttım ve kollarımı göğüsümde birleştirdim. "Ben senin karekterini arkadaşını kurtardığım gün gördüm zaten." dedim. "Insanları tanımadan ön yargılı yaklaşıyorsun." Dedi soğuk bir tavırla. "Kimseyi tanımak istemiyorum ben halimden memnunum." Dedim. Ve arkamı dönüp yürümeye başladım önüme geçip yürümeye başladı. Ve villanın önündeki arabasına bindi. Yanından geçip gidicekken "Atla hadi." dedi. Umursamazca yürümeye devam ederken yanımda bir motor durdu ve "Bırakıyım mı güzelim?" Dedi. Takmadan yürürken bileğimden yakalayıp "Naz yapma hadi." Dedi sinirle ona dönmüştüm ki bileğimdeki ağırlık bir anda yok oldu. Ve adam Burak'ın attığı yumrukla yeri boylamıştı. Burak sinirle bana bağırdı "Bin artık şu siktiğimin arabasına! Senin yüzünden üçüncü sayfa haberlerine çıkıcaz!" Sinirle soludum ve bende ona bağırdım. "Sen kimsin ya sanane benden bir defol git şurdan! Aa pardon okulumuzun sahibinin oğlu sayın Burak Aras! Kendini bir bok sanma. Zaten değilsin." dedim. "Ne halin varsa gör lan!" dedi ve arabaya binip uzaklaştı. Taksinin numarasını tuşladım. Beş dakika sonra gelen taksiye bindim ve eve doğru yola çıktım.

Eve vardığımda anneme gözükmeden odama çıktım ve direk duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra telefonumu elime aldım.Allahtan su geçirmezdi yoksa anneme durumu açıklayamazdım. Yirmi iki cevapsız çağrı. Hepsi Gizem ve Sarp'dandı. Gizem'i aradığımda ilk çalışta açtı. "Nerdesin sen ya sabahtan beri sana ulaşmaya çalışıyoruz!" Diye çemkirdi. "Eve geldim." dedim kısaca. Annem o sırada odaya girdi. Yanındaki küçük şempanze kardeşim Ayaz bana doğru koştu ve sarıldı. "Gizem seni sonra ararım." Dedim. Ofladı ve suratına kapattım. Annem "Yarın plan yapma kardeşinlesin." Gözlerimi damda inek görmüş gibi pörtlettim. "İtiraz yok." Dedi ve annem odamdan çıktı. Ayaz daha bu sene birinci sınıfa geçiyordu. Elindeki kitabı bana verip yanıma uzandı. Bende kitabı okumaya başladım.

Kitabın yarısına geldiğimde Ayaz'a baktım. Uyumuştu. Gülümsedim ve kitabımı yanıma bırakıp onu odasına taşıdım. Yatağına yatırıp üstünü örttüp alnından öptüm. Yarın canımı okuyacaktı küçük şeytan.

HIRÇIN VE ARSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin