Buket Sezgi
Ayaz'ın resmen beni öpücüklere boğması ile gözlerimi açtım. "Hadi kalk daha kahvaltı edip parka gidicez." Dedi beni dürterek. Gözlerimi yine açmamakta diretince yanağımdan ısırdı ve çığlık atarak yatağımdan kalktım. "Aşağıda bekliyorum hadi abla beni parka götürmeni özledim." Dedi o maviş gözleriyle ve kapıdan çıktı. Ayaz, yaşı kaç olursa olsun ona ilgisiz davransam bile onu ne kadar sevdiğimi ve dayanamadığımı bilirdi.
Hava düne göre sıcak görünüyordu. Yaz bitmek üzere olduğu için şortların acısını çıkarmak en iyisiydi. Gelecek yaza kadar fazla giyemeyeceğim nasıl olsa. Kısa bir duşun ardından her zamanki spor tarzımda siyah hafif yırtık bir şort ve üstüne kısa kollu turkuaz düz salaş bir buliz giyip ön tarafını şortun içine soktum. Hemen altıma lacivert spor ayakkabılarımı giyip siyah çantamın içine cüzdanım, kulaklığım, sigara paketim ve çakmağımı koyup telefonumu elime aldım. Aşağı indiğimde Ayaz beni hevesle bekliyordu. Yuzumde hafif bir tebessüm oluştu ister istemez. Bunu gören Ayaz daha çok gulumsedi ve ayağa kalkıp elimden tutup benimle beraber tekrar masaya oturdu.*************
Kahvaltımızın bitmesinin ardından şöförümüz Erkan abi beni ve Ayazı parka bıraktı. Aradığımda almasını söyleyip onu yanımızdan yolladım. Ben banka oturdum ve kulaklıklarımı takıp Ayaz'ı izlemeye başladım. Bir yandanda dudaklarıma götürdüğüm sigaramdan bir duman çektim. Aradan on dakika sonra Ayaz'ın çiçek topladığını gördüm. Bir süre sonra topladıkları çiçekleri alıp bir kıza verdi. Kız da aynı Ayaz gibi mavi gözlüydü ,saçları koyu kahve uzun ve dalgalıydı. Teni de çok beyaz olmasada yinede beyazdı. Aslında çok tatlı bir kızdı. Kız Ayaz'dan çiçekleri gülümseyerek aldı ve onun yanağına bir öpücük kondurdu. Çok şirin gözüküyorlardı. Sonra Ayaz kızın elini tutup bana dogru getirmeye başlayınca sigaramı atıp kulaklıklarımı çıkardım. Yanıma geldiklerinde kız elini uzattı ve gülümseyerek "Ben Derin." Dedi bende aynı gülümsemeyle kızın elini tutup "Bende Buket. Memnun oldum." Dedim. "Bende memnun oldum Buket abla." Diye karşılık verdi. Bu sefer Ayaz'ın bana yalvaran gözlerle baktığını farkedince ona döndüm. "Ayaz noldu söyle bakalım direk söz kızmayacağım." Ayaz bu sefer gülümseyerek "Beni salıncakta sallarmısın? Derin'i de abisi sallayacak lütfen. " İşte herkese her istediğini yaptıran küçük şeytan Ayaz. Ben ayağa kalkıp salıncaklara yürümeye başlayınca ikiside "yuppi ,oley" gibi şeyler bağırmaya başladılar. Ayaz önümdeki Derin ise Ayaz'ın yanındaki salıncağa bindi. O an yine o keskin parfüm kokusunu aldım. Sadece bir an yan gözle ona baktığımda yine o mavi gözlerle karşılaştım. Ama hiç istifimi bozmadan önüme dönüp Ayaz'ı sallamaya başladım. Bir süre sonra çocuklar yeterli olduğunu ve kendilerinin sallanıcaklarını söylediler bende arkama bile bakmadan beni kaldırdıkları banka geri oturdum. Sadece bir saniyeliğine gözlerim onu aradı ama fazla sürmedi bu sonra bir sigara daha yakıp müzik dinlemeye devam ettim. Bi yarım saat böyle geçti ayrıca Gizem eve gider gitmez onu arayıp dün olanları anlatmam için bana bir sürü tehdit mesajları attı bende ararım diye geçiştirdim. Birden çocuklar telaşlı telaşlı yanıma kostular. Bu telaşlarına anlam veremeyerek "Noldu?" diye sordum. Derin sulu gözlerle "Abim öldü galiba lütfen yardım et Buket abla." Dedi ve beni ellerimden tuturak tam bankın iki yada üç arkasındaki ağaca yaslanmış ve gözleri kapalı
Burak'ın yanına getirdiler. Ona doğru eyildim ve geri doğruldum. Derin'e gülümseyerek baktım ve "Derincim eğer abinin yanağını ısırırsan kesin geri uyanacaktır." Derin hemen dediğimi yaptı ve Burak'ın bağırarak kalkması bir oldu sinirlice bize baktı ve Derin el çırparak "Yaşasın abim ölmemiş." dedi. Burak'ın kaşları yavaşça havaya kalktı ve bende "Derincim abin ölmedi sadece hödük gibi uyuduğu için sen öyle zannetmişsin." dedim. Bu sefer Burak ayağı kalkıp karşıma dikildi. Boyu uzun olduğu için ve yüzünü görmek için boynumu hafif kaldırmak zorunda kalıyordum. "Kızım sen benim başıma belamısın?" Diye sordu sakince ve bende aynı sakinlikle ona yanıt verdim "Şuan değilim ama eğer karşıma çıkmaya devam edersen bu olmayacağım anlamına gelmez. " Sırıtarak bu konuştu bu sefer "Senden bela olmaz. Burda bir bela varsa oda benim sadece olsa olsa senden başımın belası olur." Bir an göz devirip tekrar gözlerimi gözlerine diktim "Karşıma neden çıkıp çıkıp duruyorsun derdin ne senin?" diye sordum. Alaycı bir şekilde güldü ve ben bundan nefret eden bir insanım "Aynı soruyu bende sana soracağıma göre ikimizinde bu konu hakkında bir fikri yok demektir." Bu sefer her zamanki soğukluğunla ona bakmaya devam ettim ve bir süre aynı şekilde bakıştık. Bir süre sonra Ayaz'ın bulizimden çekiştirmesiyle gözlerimi ondan ayırdım ve Ayaz'a döndüm "Abla ben acıktım ve yoruldum eve gidelim artık." Dedi Ayaz'a gülümsedim ve Derin ile vedalaşmasını izledim. Sonra Ayaz'ın elinden tutup dire taksiye bindirip kendimde bindim ve gözlerimi ondan çektikten sonra gözlerim bidaha onu hiç bulmadı izin vermedim bulmasına. Arkamdan dediği son şey "İlginç." Kelimesiydi. Sürekli her karşılaştığımız zaman aynısını söyleyip duruyordu. Taksiden indik ve Erkan abi bizi karşıladı. Bir saat boyuncada neden aramadınız ben gelirdim diyio kafamın etini yedi. Ayaz'ın yanağına bir öpücük kondurup yemeğimi odama istediğimi söyledim ve beni kırkıncı defa arayan Gizem'in telefonunu açıp dün olanları anlattım. "Film mi çekiyorsunuz ayy aynı kitaplardaki gibi ." Gizem her zamanki Gizem işte ve her zaman ki yorumları. Cırtlak bir şekilde çığlık atması ile kulağımdan telefonumu uzaklaştırdım "Gizo yine ne var?" Tekrar çığlık atarak "Instagram hesabını buldum." Diye bağırınca telefonu suratına kapattım ve üstüme rahat birşeyler giyip yorganımın altına girdim. Okulun açılmasına son 9 gün kalmıştı ve benim tek derdim yatağımda çürümekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/118194337-288-k359080.jpg)