bu şehirde senden eser yok,
ama senin sayende aşık oldum bu şehire,
hayalin oturmuş sanki tüm banklara teker teker,
yürümüş Kordon'da,
izlemiş vapurdan kuşları,
gitmiş bir sahile oturmuş sanki çimlerde,
beklemiş, içmiş gün doğumuna kadar,
dinlemiş eski şarkıları gün batımının hasretini bastırmış.
bir sen var sanki tüm sokaklarda,
şehrin duvarlarına şiirler kazımış,
arka parktaki salıncakta,
yalnızlığı için yanmış,
çiçeklerin üstüne basıp geçmişsin sanki,
içindeki bir aşkı barındırmaktan sıkılmışsın,
aşık olmak sana göre değil,
özlemini ağaç altlarına atmışsın.
bir sen var bu odada, bu evde
sabahları çiçekli bahçemde çay içer benimle,
geceleri doymaz sevişmelere, öpüşmelere,
gölgen kaybolmaz.
bir sen var, tüm bu eşyalara dokunmuş sanki,
burnumda hiç koklamadığım o kokun gezinir,
dokunur dudakların dudaklarıma öylece,
tadar defalarca, hiç tatmadığım halde.
bir sen var işte bu şehirde.
bozuk sokak lambalarının altında ve caddelerde,
arabalar umursamazca gelip geçer,
belki de falcı bir teyze,
kimse uzatmaz bir gül, "al bu sevgiline" diye,
ne sabahı ederiz seninle, ne geceyi birbirimizden apayrı,
ki sen öyle işlemişsin ki bu şehire,
her şeyi görmüş tatmışsın, sanki her hatıram sensin,
ama sen, bi gözyaşlarımı görmedin tek bu şehirde,
ancak ben tüm yüzlerde seni gördüm durdum,
İzmir'in tüm köşesinde.