throwback : he holds hell with his lips

1.2K 234 62
                                    

Haziran ayı | Okul
Olaydan 5 ay önce.

Kız sırtındaki çantasıyla sıcak sınıfa girdiğinde birkaç baş ona döndü. Utançla üzerindeki şeftali rengi, büyük beden tişörtü çekiştirdi ve hızlı adımlarla sınıfın en arkasındaki tekli sıraya oturdu.

Donghyuck onu reddettiğinde dedikodu anında yayılmıştı. SeoNeul utanıyordu. Zaten utangaç biriydi, bu olay onun daha kötü hissetmesini sağlıyordu. Birisi ona baktığında kalbi gümbür gümbür atıyor, nefesi kesiliyordu. Berbat bir şeydi.

Bu kız mı Haechan'ı seviyor? Hah, reddedilmesine şaşmamalı.

İnanamıyorum, bu nasıl bir cesarettir. Güzel olsa bari.

Şuna bak. Tam bir sümsük.

Onun hakkındaki dedikodular aynı bu şekildeydi.

Üzerindeki krem rengi, dizinin bir karış üzerindeki şortu düzeltti ve çantasın kağıt kalemini çıkartarak bir şeyler çizmeye başladı.

O sırada Donghyuck çantasını hızla coğrafya sınıfındaki sırasına bırakmıştı. Sinirliydi, hızlı hızlı nefesler alıyordu. Birkaç kişiye omuz atarak koridora çıktı ve kızın olduğu sınıfa doğru ilerledi. Onun ne kadar çekingen biri olduğunu ve dedikoduların onu nasıl yıkacağını çok iyi biliyordu.

Üzerindeki, bir ucunu siyah yırtık jeansine sıkıştırdığı beyaz tişörtünü çekiştirdi ve birkaç kişiye daha umursamazca çarptı. İnsanlar ona öfkeyle baksa da umurunda değildi.

SeoNeul'un olduğu sınıfa girdi. Sınıftakiler ona bakarken kızın onu fark etmediğini gördü. Yere düşürdüğü kalemi almak için ayağa kalktığından Donghyuck beklemeden ona doğru hizla ilerledi.

SeoNeul oğlanın ona doğru geldiğini görünce ilk önce korktu ve bir adım geriledi çünkü gözlerini ayırmadan hızla ona doğru geliyordu. Kalbi küt küt atarken ciğerleri yanıyordu. Elleri titremeye başlamıştı. Vuracağını düşündü.

Donghyuck kıza doğru giderek yaklaştı. Sağ eliyle kızın başının arkasından tuttu ve eğilip onu kendine çekerek dudaklarını birleştirdi.

İkisinin de kalbi gümbür gümbür atarken sınıftakilerden bazıları fotoğraflarını çektiler, bazıları güldüler, bazıları ise ooo sesleri çıkardılar.

İkisi de gözlerini yumdu. Donghyuck kızın dudaklarını nefes nefese bir şekilde öperken burunları birbirine çarpışıyordu. Sıcak nefesleri yüzlerinde dağılırken SeoNeul'un midesinde kelebekler uçuşuyordu. Donghyuck'un kalın dudakları onun dudaklarını sert ve hızlı bir şekilde öperken ve burnu onun yanağı ile burnuna çarparken bir şey yapamıyordu. Çikolata kokan nefesi yüzünde dağılırken kirpikleri titriyordu.

Donghyuck'un eli kızın çıplak boynuna gitti, baş parmağıyla boynundan kulağına doğru olan kıvrımı okşarken SeoNeul heyecandan titreyen elini kaldırıp Donghyuck'un beyaz tişörtünü tutmuştu.

Birkaç saniye sonra ikisi de dudaklarını ayırdı. SeoNeul kıpkırmızı olmuştu ve heyecandan kalbi küt küt atıyordu. Donghyuck ise hala sinirliydi fakat onun da kalbi küt küt atıyordu. İkisi de birkaç saniye gözlerini birleştirdiler.

Ardından SeoNeul elini oğlanın tişörtünden çekti. Donghyuck da elini kızın boynundan indirdi. Ardından arkasını dönüp hızlı adımlarla sınıftan çıktı.

SeoNeul'a dönen başlar kızın daha çok kızarmasını sağlarken yerdeki kalemini aldı ve yerine oturdu. Saçlarının yüzünü saklayacağı şekilde başını eğdi ve kağıdı karalamaya devam etti. Donghyuck da kendi sınıfına ilerledi. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki başı döndü. Umursamadı.

İkisinin de dudakları yanıyordu. Alev almış gibi.

×××

Bugün de chenle teaserı gelmiş i am not okay moduna girip oturmuş duvara bakıyorum daha ne olsun?

400 oy şerefine bugün 2. Bölümü attım çok şey etmeyin canım :')

TAPESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin