Asker (I)

6.8K 306 174
                                    

Tür: OC
Karakter: Kim Jongdae
Kelime Sayısı: 829

***
Elmaları toplamak için çıktığın ağaçtan dikkatlice indikten sonra derin bir nefes aldın. Bu seneki kuraklığa rağmen yine de iyi ürün elde etmiştiniz.

Ailenin ufak bir meyve sebze tarlası vardı. Şehirden oldukça uzak olan bir köyün içerisindeydi. Hatta o kadar uzaktı ki köyün güvenliğinden polis yerine asker sorumluydu.

"Kızım işin bittiyse fazla oyalanma da içeri gel artık! Biliyorsun dışarısı eskisi gibi tekin değil!" Annen meyve ağaçlarından biraz uzak olan evinizden bağırdığında üzerine silmekte olduğun elmayı ısırmadan önce bağırdın.

"Geliyorum Omma!"

Etrafınızın eskisi kadar tekin olmamasının sebebi bir süredir köye dadanan eşkiya kılıklı teröristlerdi. Evlere girip yağmalıyorlar, çocukları ve kadınları farklı amaçlar için kaçırıyorlardı. Hükümet her ne kadar bu durum için mücadele edildiğini söylese de görevdeki komutan çıkarları için teröristlerin yaptıklarına göz yumuyordu.

Eve girdiğinde babanı salonda televizyon başında buldun.

"Elmaları topladım Appa. Yemek istersen yıkayıp getireyim mi?" Sepeti babanın kucağına koyup bekledin. Baban her zaman böyledi. Toplanan bir şeyden yiyecekse kendi elleri ile seçmek isterdi. En kırmızı ve sulu gözükenlerinden 3 tane elma seçip sana uzattı.

"Bunları yıkayıp getirir misin kızım?" Toton ve şirin bir şekilde sana rica da bulunduğunda dayanamayıp koskoca adamın yanaklarını sıkışırdın.

"Sen istersin de yapmaz mıyım hiç appa?~" Çabucak mutfağa gidip elmaları yıkadın ve bir kaba koyup çekmeceden de bıçağı alıp salona döndün.

Elindekileri babana verdiğin sırada annen ellerini siler bir şekilde içeri girdi.

"Hae Yun'ların evine girmeye çalışmışlar geçen gün." Endişeli ve sinirli bir ses tonu ile konuşan annen babanın ona uzattığı elma dilimini hırsla ısırdı.

"Girememiş olmalarına şaşırdım." Şaşkın bir ses tonu ile konuştuğunda annen sana döndü.

"2 gün önce göreve yeni bir komutan geldi. Hae Yun can havli ile askeriye'yi aradıktan 10 dakika sonra bir yığın asker ile gelmiş kapıya."

"Ciddi misin?!" Heyecanla konuşup annene yaklaştığında annen kafasını onaylar bir şekilde salladı.

"Dün tıraktörü teslim ettikten sonra gördüm onu. Ayak üstü sohbet ettik. Pek saygılı. Ayrıca önceki komutana da pek benzemiyor. Gözü pek bu oğlanın. Eline geçirdiğini bırakacak bir tipi yok." Baban elmayı dilimlemeye devam ederken konuştu.

"Merak ettim şimdi." Dudaklarını büzüp konuştuğunda annen kıkırdadı.

"Yakında görürsün merak etme. Kendisi bizzat devriye geziyor."

***
Ertesi gün annen ve sen çevrenizde bulunan bir kaç kadınla birlikte köy meydanındaki çeşmeye su almaya gidiyordunuz.

Elbette evlerinize su geliyordu. Zaten oraya gitmekteki asıl amaç su almak değil çeşmenin başında muhabbet etmekti. Yolda giderken devriye gezen bir kaç askere rastladınız. Hepsi size selam verip yola dikkatli devam etmeniz konusunda sizi uyarmıştı.

Acele acele köy meydanına geldiğinizde çoktan bir çok kadının çeşme başında toplandığını gördünüz.

"Hae Yun! Nasılsın iyi misin?" Annen geçen gün evi saldırıya uğrayan kadının yanına koştura koştura gitti.

"Sağ ol Haru sağ ol. Iyiyim. Komutan gelmeseydi olamazdım gerçi." Köyün kadınları olayı birinci ağızdan dinlemek için Hae Yun'un başına toplanmıştı bile. Sende hemen yan taraftaki çeşmede bidonları doldururken onları dinliyordun.

"Kapıyı öyle bir çaldılar ki duvarla birlikte sökülecek sandım. Çocuklar ve ben korkudan birbirimize sokulmuşken Kwang alel acele askeriye'yi aradı. Gelmezler sanıyorduk fakat 10 dakika geçmeden bir yığın asker geldi." Dinleyen kadınlar hayret dolu sesler çıkardığında sen gülümseyerek ağzına kadar dolan bidonun kapağını sıkıştırdın.

O sırada meydanda bir çığlık koptu.

"Oğlum! Hyun Jun! Oğlum yok!" Yakından tanıdığın senden yalnızca 3 yaş büyük olan RiJin korkuyla bağırdığında onun yanına koşturdun.

"Sakin ol uzağa gitmemiştir." Elini onun omzuna koyup konuştuğunda dudaklarını ısırarak sana döndü.

"Göl kenarına yüzmeye gitmek istediğini söyledi. Baban gelince gideriz dedim. Ya beni dinlemeyip gittiyse?" Genç kadın saçlarını dağıtarak konuştuğunda endişe ile gözlerin kısıldı.

"Askeriye'yi mi arasak?" Annen korku dolu bir sesle konuştuğunda dediğini gerçekleştirmek için telefonunu çıkardın fakat sen daha numarayı tuşlamadan Hyun Jun'un sesi meydanın başından duyulmuştu.

"Omma!" Kafanızı o yöne çevirdiğiniz de ufaklığı bir askerin kucağında gördünüz.

"Oh komutan onu getiriyor!" Hae Yun teyze heyecanla konuştuğunda ufaklığı kucağında taşıyan askere daha dikkatli bakmaya başladın. Hyun Jun ile konuşurken mimikleri yumuşak ve güven vericiydi.

Yanınıza geldiğinde ufaklığı annesine vermeden önce cebinden bir çikolata çıkarttı.

"Bundan sonra anne ve baba yokken hiç bir yere gitmek yok söz mü?"

"Söz!" Hyun Jun hevesle konuşup bir de kafasını onaylarcasına aşağı yukarı salladığında Komutan gülümseyerek çikolatayı uzattı.

"Al o zaman bunu hak ettin." Ufaklık çikolatayı aldıktan sonra onu RiJin'e uzatmıştı. Oğlunu kucağına alan kadın hem onu azarlıyor hem de öpüp ağlamaya devam ediyordu.

"Komutan Jongdae yine yetiştiniz." Hae Yun sevinçli bir şekilde konuştuğunda Jongdae dikkatini ona çevirdi.

"Iyi misiniz efendim?" Kadının yanına diz çöküp ilgili bir şekilde konuştuğunda kadın utangaç bir şekilde konuştu.

"Iyiyim tabii ki. Senin sayende kendimizi tekrar güvende hissediyoruz." Jongdae resmi bir şekilde gülümsedi.

"Ben görevimi yapıyorum efendim."

"Senden önceki komutanın da görevi buydu ama yapmadı. Gerizekalı herif!" Annen sinirli bir şekilde konuya dahil olduğunda Jongdae dikkatini ona verdi. Etraftaki kadınlarda anneni onaylamıştı tabii ki.

"Ben devletin ve sizin askerinizim efendim. O şerefsiz gibi başkalarının köpeği değilim." Jongdae ayağa kalkıp konuştuğunda senin arkanda toplanmış olan genç kızların iç çektiğini duydun. Jongdae diğer askerler gibi dikkatli olmanızı ve bir şey olmasi halinde hemen Askeriye'yi aramanızı söyledikten sonra yanınızdan ayrıldı.

Emrindeki askerleriyle birlikte ciddi bir konuyu konuşarak uzaklaşırlarken senin içinde bir his belirmişti.

Sanki hiç iyi şeyler olmayacakmış gibi bir his.

***
Merhaba Çiçeklerim 💐

Ya yine 2 partlık bir Shot oldu bu dhsjruirit kitabın ismini Two Shot falan yapacağım bu gidişle dnejrjjef

Ama kurgu güzel değil miii? Nfjektoejt Chen'i asker olarak yazmak nereden aklıma geldi bilmiyorum ama ben beğendim nrnejtur Umarım siz de beğenirsiniz ^^

Ikinci partı çok ara vermeden atmaya çalışırım *-* Buna bayağıdır atmıyorum bölüm umarım telafi edebilirim ehehe

Sizi Seviyorum ❤
Hepinizi Öptüm :*

One Shot OC (EXO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin