Bölüm 1

53 1 0
                                    

" Asiydi , biraz da huysuz. Hayata karşı bitmeyen bir öfkesi vardı. Dengesizdi. Yıkık dökük bir adamdı. Yıkıldığını belli etmeyecek kadar da gururlu. Bazen varlığımdan rahatsızlık duyar , bunu belli etmezdi. Benim anlamamı sağlardı. Bazen de kırgın olup , evine gitmedeğim zaman kapımda elinde bir lanvanta buketiyle belirirdi. O zamanlar dünyanın en mutlu kadını olduğumu düşünürdüm. Dünyanın en mutlu kadını olduğum zamanlar haricinde dünyamı başıma yıkardı. İçki içmeyi , sokaklarda gezip dolaşmayı çok severdi. Evde oturup , film izlemek veya herhangi birşey yapmak , ona göre değildi. O daima dışarıda olmayı severdi. Ben yanında olmadığım zamanlar dışarıda neler yaptığını deli gibi merak eder , yersiz endişeler yüzünden pencere kenarından ayrılmazdım. Yanlız başına olduğu zamanlar , eve sabah dönerdi. Gözleri kıpkırmızı , teni solgun. İçki içmiş ve ağlamış olurdu bu zamanlarda. O zamanlar hissettiğim korkunun tarifi olmazdı. İçip içip kendine zarar vermesinden deli gibi korkardım. Yine de birgün olsun benim yersiz endişelerimin dinmesine neden olacak bir şey yapmadı. O burnunun dikine gitmeye hep devam etti. Hep onun istediği yapılmalıydı. Beni yanında istemediğinde gitmeli , ihtiyacı olduğunda başının ucunda bitivermeliydim. Onun felsefesi buydu. Birgün olsun duygularıma değer vermedi. Yanlızca , sinir krizi geçirip ağladığımda , üzerinde ki tişörtü çıkarır , başımı göğsüne yaslar , dakikalarca saçlarımı okşardı. Onun kalp atışlarını dinlemek, göz yaşlarımı dindirir , uyumama sebep olurdu. Böyle zamanlarda birbirimize sıkı sıkı sarılı vaziyette uyanırdık. O sabahları hiçbir sabaha değişmezdim. Mutlu olurdu o'da o sabahlarda. O sabahlar evimizin nadir sabahlarıydı. Onun haricinde ki sabahlar , benim kabusum , onun kurtuluşuydu. Evin banyosuna kendini kitler , saatlerce oradan çıkmazdı. Sigara kokusu kapanın altından salona doğru sızardı. Hiç durmadan aralıksız sigara içişlerine bir anlam veremezdim. Bazen de küveti ağzına kadar doldurur , açtığı klasik müzikle içki içerdi. Farklıydı. Tanıdığım ve tanımadığım hiçbir adama benzemiyordu. Üzerinde ki depresif havadan asla kurtulmazdı. Yüzünde gülümseme hiç varolmamıştı. Daima sinirliydi. Kaşları çatık , çenesi kasılı , dudağında sigarasıyla bana uzun uzun bakar , başını başka bir tarafa çevirirdi. Varlığımı en başta hiç kabullenmemişti. Onun gibi sigaraya bağımlı olmamı istemezdi. İçki içtiğim zamanlar , tenimde sigara söndüreceğine dair bir tehtid savurur , önümde ki içkiyi kaşla göz arasında yok ederdi. Birgün , bana tebessüm ederken , ona benzediğimi söyledi. O kimdi bilmiyordum ve ona benzetilmek , nefesimi kesmişti. O an başka bir kadının açtığı yarayı taşıdığını anladım. Kalbinde o kadına dair birşey vardı. Benim kalbimde ona dair herşey. Onun kalbinde başkasına dair herşey. Gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. O an hüngür hüngür ağlamamak için kendimi zor tuttuğumu da. Hiçbir şey söylemedi ona benzediğimden başka. Gözlerimin dolduğunu fark etti . Cebinden bir sigara paketi çıkardı , aldığı sigarayı yaktıktan sonra başını pencerenin ardında kalan şehre çevirdi. Dakikalarca orada oturdu. Ben onu izledim. O şehri. Bir daha da o kadından bahsetmedi. Bazen arada yüzüme tebessüm ederek baktığında ona benzediğimi fark eder , yüzümü başka bir tarafa çevirirdim. Onu bende hatırlamasına izin vermezdim. Beni ben olduğum için hatırlamasını ve yüzünde beni hatırladığı için tebessüm oluşmasını isterdim. Ama o beni başka bir kadına ait anıları hatırlamak üzere kullanıyor , beni ona göre şekillendiriyordu. Saçlarımı birgün kızıla boyamam gerektiğini söyledi. Neden kızıl diye sordum . Başka bir renk değil de , neden kızıl ? Cevap vermedi. Yine sigarasına sarılmasıyla , o kadının kızıl saçlı olduğunu anladım. Saçlarımı kızıla boyamadım. O da bir süre sonra saçlarımı okşamaktan vazgeçti. Aramıza anlayamadığım bir soğukluk girdi. Evine gitmediğim zamanlarda , kapımda elinde lavanta buketiyle belirmedi , sinir krizimin ardından başımı göğsüne yaslamadı. Bana o günden sonra hiç tebessüm ederek bakmadı. Ona ulaşmak istiyordum ama o tüm kapılarını yüzüme çoktan kapatmıştı. Tıpkı evinin kapısını yüzüme kapattığı gibi. Günlerden bir gün , onu arayıp ulaşamadığımdan dolayı endişeyle evine gittim. Başına birşey gelmiş olduğundan dolayı üzerimde büyük bir korku ve tedirginlik vardı. Ellerimin titreye titreye apartmanın kapısını açtığımı , dün gibi hatırlarım. Daha sonra karşılaştığım hayal kırıklığını da. Anahtarın kapı deliğine girmediği o an , dünyamın başıma yıkıldığı bir an'dı. Göz yaşları içerisinde , kapının önünde kalakaldım. Bağırdım , çağırdım , yalvardım. Kapıyı açmadı. O kapının ardındaydı. Yine de kapıyı bana açmadı. Kalbinin kapısını açmayıp kapattığı gibi evinin kapısınıda açmayıp , bana kapatmış oldu. Birbirini kovalayan günlerde evine hiç uğramadım. Zaten lavantaları da o günden sonra sevmemeye başladım. Onu bana hatırlatan herşeyden tiksinmeye başladım. Doğum günümde , kapıma bir paket bırakıldı. Paketin yanında duran lavanta buketini görünce , paketi bana onun yolladığını anladım. Paketin içerisinde bir çerçeve ve bir fotoğraf albümünün dışında bir de eskitilmiş bir mektup bulunuyordu. Fotoğraf albümünün ilk sayfasında , benim fotoğraflarım vardı. Gülümsediğim , kameranın hiç farkında olmadığım fotoğraflar belli bir düzenle sayfanın üzerine yapıştırılmıştı. İkinci sayfa da o kadına dair fotoğraflar bulunuyordu. Kadının yüzü kameranın kadrajına hiç girmemişti. Fotoğraflar da sadece , kızıl saçlar , beyaz kemikli eller , çıplak omuzlar vardı. Kadının yüzü hiçbir fotoğrafta yoktu. Bir sonra ki sayfa da o bulunuyordu. Arslan. Normalde fotoğraf çekilmeyi sevmezdi ama belli ki bende kendisine ait anılar bırakmak istemişti ki fotoğraflarını albümün son sayfasına saklamıştı. Yüzü fotoğraflarda dahi gülmeyen Arslanın fotoğraflarına bakarken , çerçevenin içinde ki fotoğrafa gözüm çarptı. Fotoğrafta ikimiz vardık. Onun güğsünde uyurken yüzümde ufak bir tebessüm vardı , saçlarım omuzlarına ve göğsüne dağılmış, ellerim belini sıkı sıkı kavramıştı , Arslanın yüzünde ilk defa gördüğüm geniş bir gülümseme , başını saçlarıma dayamış kameraya poz vermişti. Bu onunla benim ilk ve son fotoğrafımızdı. Fotoğraftan gözlerimi alamadım. Dakikalarca ağladım. O asi , dengesiz ve depresif adamın fotoğrafta ki adam olduğuna bir an için inanamadım. Ardından kendime baktım. Orada öyle huzurluydum ki. Şimdi huzursuzluk silselesi içinde ki varlığıma hayretler içerisinde bakakaldım. Beni yaralayıp , yıkmasına bu kadar çok izin verdiğim için , ağlayışım bir süre daha devam etti. Daha sonra o fotoğrafı yaktım. Albümü de. Ondan geriye aklımın kuytu köşelerine bıraktığı anılar ve eskitilmiş bir mektuptan başka bir şey kalmadı. Daha sonra , yürüdüğüm yollar , girdiğim her sokak bana onu hatırlattıkça kendimi inanılmaz bir acının içinde buluvermeye başladım. Şehir onun yokluğu ile üstüme gelmeye başlamıştı. Bende bir kış günü tüm eşyalarımı topladım ve buraya geldim. Onu da o şehri'de ardımda , arkamda bıraktım. Geçenlerde telefonuma bir mesaj geldi. Onun arkadaşından. Mesajda uzun bir şey yazmıyordu. Tek bir satır , Arslanın ölümünü özetlemişti. O gün , morelimin bozuk olmasının nedeni oydu. Ölümünü kabullenememiştim ama biliyordum ki , ölüm onun çevresinden ayrılmamaya kararlıydı , o da ölümün çevresinden. Arslan , ölümden korkan bir adam değildi. Aksine ölümün yakasını kavradığının farkındaydı. Zaten bu yüzden de o lanet sigarayı bir türlü bırakmamıştı. Sigarayı bazen benden daha çok sevdiğini düşünürdüm. Beni sevmişmiydi bilmiyorum ama galiba beni sevip sevmediğini de hiç öğrenemeyeceğim.   Tek dileğim , umarım o kızıl saçlı kadın orada , onun yanındadır. Gökyüzünün herhangi bir yerinde belki beraberlerdir. Bilmiyorum. Galiba bilmekte istemiyorum. Tek istediğim mutlu olması. Huzura kavuşması. Anlattıklarımın , canını yaktığını biliyorum ama benim geçmişim , çocukluk anılarımdan yada lise de yaşadığım acılardan meydana gelmiyor , benim geçmişim Arslanla yaşadığım anılardan meydana geliyor. Şimdi neden aşk'tan çekindiğimi anlıyor musun kocacığım ?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GECENİN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin