Güneş çoktan doğmuştu ama iksiri de hala birbirine sarılı yatakta yatıyorlardı. Wonho uyandi ve yanında yatan meleği izlemeye başladı. Sonra da yavaşça saçından öptü. Bir süre sonra hae wonda uyanmıştı. Ama yanında wonhoyu görememişti "ne yani herşey bir rüya miydi?" Kapı sesli bir şekilde açıldı. Karşısında wonho duruyordu hayır rüya değildi. Herşey gerçekti. "Doktorundan izin aldım hadi bugün hayalini gerçekleştirelim" hae won anlamaz gözlerle wonhoya bakıyordu. Wonho ondan önce davranmıştı ve dolabı açarak birkaç kıyafet çıkarmıştı. Hae wonu yavaşça kaldırmış ve banyoya sokmuştu. Yavaşça tişörtünü çıkardı hae son utançtan kıpkırmızı olmuştu sadece sütyeni ile duruyordu. Ama wonho bir kez bile kafasını eğip bakmamıştı. Yavaşça masaj yaparak saçlarını yıkamaya başladı. Hae wonun saçlarından başka hiçbir yerine bakmıyordu. Hae wonun saçlarını güzelce yıkadı ve duştan çıkardı. Üzerine bir tişört geçirdi ve saçlarını kurutmaya başladı. Soluk dudaklarına biraz nemlendirici sürdü. Ve gülerek hae wona baktı. "Nasıl her zaman bu kadar güzel olabilirsin?" Hae won daha da çok utanmisti. "Önce yemek yiyelim gideceğimiz yol uzun sonra da alışveriş yaparız yola koyuluruz" hae won tuttuğu sıcak eller ile ürpermişti. Hastaneden ilk defa çıkıyordu daha da sıkı sarıldı wonhoya. Parfümünün kokusu bütün ciğerlerini doldurmuştu.
Wonho onu çocuğu gibi kendi eliyle besliyordu. "Biraz rahat ol lütfen mesajlasirken saha rahattin" hae son gözlerini devirdi " sonuçta sadece mesajlasiyorduk. " wonho içten bir gülümseme sundu "aynı şey gibi düşün" yemekleri bittikten sonra evli çiftler gibi alışveriş yapmışlardı. Wonho menajerinden gizlice kaçırdığı arabaya malzemeleri yerleştirdi. Güneş batışını izlemek için güzel bir dağın tepesine gidiyorlardı. Hae won camdan dışarıya doğru elini uzattı bellik rüzgarı teninde hissetti. Wonho tek eli ile telefonunu açtı ve onun bu anını fotoğrafa çekti. O muhteşem biriydi. 3 saatlik bir yolun sonunda dağın tepesine ulaşmışlardı. Wonho hae wonun yaptığı herşeyin fotoğrafını çekiyordu. Aldıkları sandalyeleri düzgün bir yere koydular wonho hae wonun elini tuttu ve kayanın ucuna oturmasını sağladı. Yanına da kendisi oturdu. Ever yükseklikten korkuyordu ama bu kız için herşeye değerdi. Güneş gökyüzünü pembe kızıl renklerine boyamıştı. Hae won wonhoya baktı " iyi ki yanımdasın" wonho gülümsedi " iyi ki yanımdasın " diye tekrarladı ve yaklasarka kızın dudaklarına bir öpücük bıraktı. Hae won kökünü onun kollarına doladı ve basını omzuna yasladı. Gözlerini kapadı. O an aklına geldi en mutlu olduğum anda ölmek istiyorum diye dua etmişti. Wonho gözlerinden yaslar düşerken alnına som kez bir öpücük kondurdu sevdiği kızın..
------------------------------------
Gözyaşları kızın cılız bedenini islatiyordu. Hastaneden içeriye girdi. Karşısında duran doktor üzgün gözlerle wonhoya baktı. Konuşmaları doldu aklına "çok geç bundan sonra hiçbir kalp onun ki ile uyuşmaz bu son günleri " Bu yüzden menajerine yalvarmıştı. Cezası çok ağır olacaktı biliyordu ama hiçbirşey bu ceza kadar ağır olamazdı. Sevdiğinin bedenine baktı ve dudaklarına soğuk dudaklarına öpücüğünü bıraktı. "Gule Güle sevdiğim " dedi....Son
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Imperfectly perfect // wonho
Fanfictionmutlisexywon; sanırım yine dalga geçiyorsun. skylimit; tanımadığım insanlarla dalga geçmiyorum. boy×girl